Gerçek Gazetesi
Türkiye Gazeteciler Federasyonu öncülüğünde Anadolu Medyası ile Ankara'da bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anadolu medyasının sorunlarını dinledi.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF), 12 Haziran 2011'de yapılacak genel seçimler öncesinde “Anadolu Medyası Liderlerle Buluşuyor” etkinliklerinin ilkinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ağırladı. Türkiye Gazeteciler Federasyonunun (TGF) Sheraton Otel'de gerçekleştirdiği toplantıya, federasyona bağlı cemiyet başkanları ve o illerdeki gazetecilerin yanı sıra Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, Basın Konseyi Genel Sekreteri Av. Oktay Huduti ve diğer meslek örgütlerinin temsilcileri de katıldı. Kılıçdaroğlu, iki saat süren toplantıda yerel basının sorunlarını dinledi. TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, Kılıçdaroğlu'na yerel basının sorunları içeren bir rapor sundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, medyanın özgürce eleştirme hakkının olmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemeyeceğini belirterek, ''Recep Bey 'manşetine karıştığımız bir gazete var mı?' diyor. Bırak manşeti gazeteye doğrudan müdahale ediyorsun sen'' dedi.
Medya üzerinde baskı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ''Eğer yaygın basında bu kadar baskı varsa, herhalde yereldeki baskının çok daha fazla olduğunu sizler benden daha iyi biliyorsunuz'' dedi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Medyanın da kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Elazığ'da belgeleriyle yolsuzlukların üzerine giden ''Kalem Gazetesi''nin, darp, baskı ve şiddet sonrası kapatıldığını ileri sürerek, ''Eğer tek tek sıramızı beklersek bu olmaz...Medyada kendisine çeki düzen vermek zorunda'' ifadelerini kullandı.
Basın özgürlüğünün önemine değinen Kılıçdaroğlu, eğer bir ülkede özgürlük yoksa o ülkede demokrasiden de söz edilemeyeceğini söyledi.
Başbakan'ın ''8 yıl boyunca manşetine karıştığımız bir gazete var mı?'' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Sayın Başbakan sen doğruyu söylemiyorsun. Şimdi açıklayacağım, kimin kalemiyle bir başka gazetecinin kalemiyle. Fatih Altaylı'yı hepiniz bilirsiniz. Saygın, doğruları yazan güçlü bir kalemdir. Severiz sevmeyiz. Altaylı, 21 Nisan 2007'de Sabah gazetesinden ayrılırken meslektaşlarına bir mektup yazdı. Bütün internet sitelerinde var. Mektupta bütün Sabah Gazetesi çalışanlarına sesleniyor, 'Bazı yazarların yazılarına, fikrim ve onayım dışında müdahale edildi' diyor. Hangi manşetten bahsediyorsun sen, Hükümetin başında oturan kişi.
Yine diyor ki, 'Son olarak yine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yaptığı açıklamaları manşet yaptığımız gün, gece geç saatlerde gazeteye müdahale edildi' diyor. 'Manşetin değiştirilmesi bana haber verilmeden tayin edildi' diyor. Diyor ya Recep Bey 'manşetine karıştığımız bir gazete var mı?' Bırak manşeti gazeteye doğrudan müdahale ediyorsun sen...Şimdi kalkmış milletin gözünün içine baka baka ve bütün bu olayları bile bile 'Biz manşetlere mi müdahale ediyoruz' deme cüretini gösteriyor. Bari söylüyorsun adam gibi söyle, 'Bu gazetenin manşetlerine dokundum, gücüm var, Başbakanım' de. Ben de sana saygı duyarım. Milletin gözünün içine baka baka 'biz manşetleri mi değiştirdik?' dersin, ama kapalı kapılar ardında manşetleri değiştirirsin. Hangi çağda yaşıyoruz.''
YIPRANMA HAKKI
Gazetecilerin elinden alınan yıpranma hakkına da değinen Kılıçdaroğlu, “Yıpranma hakkı önemli bir olay. Bize geldiler milletvekillerinin yıpranma hakkı olursa gazetecilerin de olsun dediler. Soruyorum size milletvekillerinin neresi yıpranıyor? Elinizden alınan o hakkı size sağlayacağız. Bugün olmazsa, yarın. Ama mutlaka sağlayacağız” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, CHP olarak görüşü, düşüncesi ne olursa olsun, yerel medyanın daima yanında olacaklarını vurgulayarak, “Çünkü sizler Anadolu'daki aydınlık fenerlerisiniz” dedi.
Toplantıda konuşan Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel ise Türkiye'de basın özgürlüğü noktasında ciddi sıkıntılar olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Türkiye'de siyasi iktidarların muhalefet döneminde basın özgürlüğünden dem vurduğunu ancak iktidara geldiklerinde ilk uygulamalarının ise medyayı ele geçirmeye çalışmak olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki son dönemde gazeteciler olarak kendi mesleki sorunlarımızın ötesinde basın özgürlüğünü konuşur olduk. Ama biz bunun böyle olmasını asla istemiyoruz. Bizler basın özgürlüğünden ziyade yıpranma hakkımızı, özlük haklarımızı konuşmak istiyoruz. Bizler gazeteciler olarak düşüncelerimizi özgürce ifade etmek, özgürce yazmak ve Türkiye'de hangi siyasi düşünceden olursa olsun kimseye baskının yapılmadığı bir Türkiye özlemi ile yaşıyoruz. Bizim arkadaşlarımız önce birer ikişer, sonra üçer beşer sonra beşer onar götürülmeye başlandı. Türkiye'de basın özgürlüğü noktasında gazetecilerin haber kaynağını açıklamama hakkı vardır. Ancak bir sabaha karşı operasyonunda gazetecinin özel yaşamı dahi didik didik ediliyor. Yasaları yapan parlamentodur. Eğer bugün Türkiye'de basın özgürlüğü sorunu varsa bunun sorumluluğu da mevcut iktidara aittir. Türkiye'de eğer basın özgürlüğü yoksa, eğer gazeteciler kendilerini tehdit altında hissediyorsa, yazmaya korkuyorsa o ülkede basın özgürlüğünden söz edilemez. Basın özgürlüğünün olmadığı ülkede de asla demokrasiden söz edilemez.”
YEREL BASIN
Anadolu basınının yaygın basına göre daha duru, daha temiz olduğunu anlatan Sertel, “80 öncesi Türkiye'de işleri sadece gazetecilik olan gazeteci patronlar vardı. Ama bu durum bugün çok değişti. Bugün 40 şirketi olanın 41'nci şirketi medya. Al gülüm ver gülüm ilişkisi içinde medya bu hale getirilmiştir. Ama asıl duru kaynak yerel basındır. Çünkü yerel basının iktidarla ticari ilişkisi yoktur. Türkiye'de bin 270 yerel gazete vardır ama bunların hiçbirinin iktidarla ticari ilişkisi yoktur. Yerel basının manşetleri kendi düşünceleri temelinde özgürce atılan manşetlerdir” diye konuştu. Toplantıda Adana, Antakya, İskenderun, Bartın, Mersin, Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti başkanları ile Anadolu Spor Gazetecileri Derneği Genel Başkanı İbrahim Erdoğan ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi de söz aldı.
Toplantıya Aydın'dan Aydın Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı Mustafa Çezik ve Söke Gerçek Gazetesi Sahibi, Aydın Gazeteciler Cemiyeti Söke Şubesi Kurucu Başkanı Durmuş Tuna katıldılar.