Anayasa Mahkemesi'nin önünde 3 seçenek var

 

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP’nin önce ılımlı İslam, sonra da şeriatı amaçladığını iddia etti ve cumhuriyetin hiç olmadığı kadar büyük tehlike altında olduğunu vurgulayıp, AKP’yi kapatma istemiyle 11 üyeli Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.


Heyetinin önünde üç seçenek bulunuyor.

Basın-yayın kuruluşlarının ve hukukçuların verdikleri bilgilerden edindiğimize göre, mahkeme kararlarına itiraz yolu olmadığından, AKP ya kapatılacak, ya Hazine yardımı belli bir oranda veya tamamen kesilecek ya da dava reddedilecek.


Bilindiği üzere, Anayasa'da 3 Ekim 2001’de yapılan ve daha sonra Siyasi Partiler Yasası’na uyarlanan değişikliklerle siyasi partilerin kapatılması güçleştirilmişti. Siyasi partinin temelli kapatılması için Yüksek Mahkeme heyetinin salt çoğunluğu olan 6 üyenin kapatma yönünde oy kullanması artık yeterli sayılmıyor. Kapatma için en az 7 üyenin oyu zorunlu kılındı.

Yüksek Mahkeme üyelerine, temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin Hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verme hakkı getirildi. 7 üye temelli kapatma yerine bu yönde bir karar verirse AKP kapatılmayacak. Ancak, devlet yardımı kısmen veya tamamen kesilecek.

Heyet iki seçenek yönünde de karar vermezse o zaman dava reddedilecek.

Bu şu demek oluyor!

2009 yılında yapılacak yerel seçimlere bir yıl kala AKP'nin güçlenmesi anlamına geliyor...

2007 genel seçimlerinde % 47.7 oy oranına sahip olan AKP, oy oranını daha da arttıracaktır. Yoksulluğun pençesinde çırpınan Türk halkı, çeşitli yardımlarla, (gıda, yakacak, giyim vs.) bağımlı hale getirilmişken, AKP'nin her geçen gün oy oranını arttırdığı bir gerçektir. Bu katılımların en önemli diğer bir nedeni, güçlüden yana olma isteği. AKP'nin kapatılması isteminin kabul görmemesi gücüne güç katacaktır. Bu da, AKP'nin yerel seçimlerde oy patlaması yaparak, bir çok kritik bölgedeki belediye başkanlığını kazanması anlamı taşıyor.


Anayasa Mahkemesi, AKP’nin sadece Hazine yardımını keserse uyarı cezası vermiş olacak. AKP’nin önce ılımlı İslam, sonra da şeriat amacına yönelik girişimlerine "dur" denilmiş olunacaktır. Bir nev'i "aba altından sopa göstermek" olarak tabir edebileceğimiz bu karar AKP'yi zor durumda bırakacaktır. Özellikle türban konusunda AKP'nin elleri ve kolları bağlanmış olacak. Türban konusunda olumlu adımlar atmasını bekleyen seçmeniyle karşı karşıya kalınacak. Kangren haline gelen türban konusunda geri adım atmak zorunda kalınacak. Geri adım, AKP ve seçmeni arasında kaosa neden olacaktır. Türban konusunda, istedikleri adımlar atılmış ve belli bir noktaya gelinmişken, "kamusal alanda türban yasaktır" yaklaşımının tekrar geçerlilik kazanması AKP kurmayları açısından da sindirilecek bir durum değildir. Hele hele, cumhurbaşkanı ve başbakanın kamusal alanda türbanın serbest bırakılması yönünde yaptıkları açıklamalardan sonra.


Anayasa Mahkemesi, AKP'yi kapatma kararı verirse ekonomik ve siyasi anlamda Türkiye'de çok şeyler değişecek...

Kapatma kararından sonra yaşanacak değişimde, hepimizi ilgilendiren elbette ki ekonomik yönü olacaktır. Ekonominin içinden çıkılmaz bir hal alacağı kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. AKP'yi kapatma isteminin gündeme düşmesinden sonra ekonomideki gelişmeler de endişeleri haklı çıkarmaktadır. Pamuk ipliğine bağlı Türk ekonomisi iflasın eşiğine gelecektir. Borsada bulunan yabancı yatırımcı nedeniyle, ABD ve AB'nin desteğiyle ayakta duran ekonomimiz büyük bir çöküşün içine girecektir. Borsa dip yapacağı gibi, ona bağlantılı olarak dövizde de önemli bir yükseliş görülecektir.

Suni bir şekilde tek rakamlara çekilen enflasyon için tahminde bulunmak bile istemiyorum.


Anayasa Mahkemesi, AKP’yi kapattıktan sonra neler olabileceği konusunda fikir jimlastiği yapalım...

Türk ekonomi çöktü... Borsa düştü... Döviz yükseldi... Ekonomik istikrar yok oldu... Türkiye en az 5 yıl geriye gitti.

...Ve...

Yeni bir siyasi oluşum iş başına geldi. İster AKP'nin devamı olan bir parti, isterse muhalefetten bir parti hükümet olsun sonuçta yine AKP prim yapacaktır. Çünkü; yabancı sermayenin Türkiye'den kaçmasıyla ABD ve AB desteğini çekeceği için ekonomik istikrar kaybolacak ve AKP aranılan parti olacaktır. 5 yıl siyaset yasağı getirilen başta R. Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm AKP'liler, yasaklar kalktıktan sonra girecekleri ilk seçimde baş tacı olacaklardır.

AKP'li eski bakanlardan Abdüllatif Şener'in de dediği gibi, "Ekonomi iyi gitmiyor. Türk ekonomisi iflasın eşeğindedir."

AKP Hükümeti üretmek yerine babalar gibi satarak günü geçirmektedir. 5 yıl böyle geçti, ama bir 5 yıl daha böyle gitmeyeceği gün gibi aşikardır. Devalüasyonun, erken seçimin, darbenin konuşulduğu günümüz Türkiyesi'nde AKP'nin özellikle ekonomik politikalarının iflas ettiği herkes tarafından görülmektedir. Tüm bu olumsuz tabloya rağmen, AKP'nin kapatılarak siyaset sahnesinden silinmesi düşüncesi AKP'nin işine gelmektedir...

Nasıl ki, 2007 genel seçimlerinde yeni bir siyasi oluşumun iş başına gelmesi halinde ekonomik istikrar kaybolacak ve AKP aranılan parti olacaktı ise; yine aynı olasılıkla karşı karşıyayız.

Önünde üç seçenek olan Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararı alması Türkiye'yi içinden çıkılmaz bir duruma sokacaktır.

Her istediğini yapan AKP'den memnun olduğu için, özellikle ekonomik anlamda zaman zaman müdehalelerde bulunan ABD ve AB'nin Türkiye'yi kısa süreli de olsa kendi kaderiyle baş başa bırakması felaket olacaktır.

Türk halkı, ekonomideki başarısız tablonun sorumlusu olarak R. Tayyip Erdoğan ve ekibini görmeyecektir. Siyasi yasaklılar, "Biz işbaşında olsaydık böyle olmazdı" edebiyatı yapacaklar.


***

Türban hırsı, laiklik karşıtı faaliyetler, şeriatçı söylemler, gerici eylemler AKP'yi Milli Nizam, Milli Selamet, Refah ve Fazilet gibi kapatılmayla karşı karşıya bırakmıştır.

Anayasa Mahkemesi'nin üyelerini şimdi zor bir karar aşaması bekliyor...

Bir tarafta; AKP'nin önce ılımlı İslam, sonra da şeriatı amaçladığı iddia edilen ve cumhuriyeti hiç olmadığı kadar büyük tehlike altında tuttuğu vurgusu...

Bir tarafta da; verecekleri kapatma kararı sonrasında Türkiye'de oluşacak yeni siyasi oluşum ve beraberinde her alanda yaşanacak istikrarsız bir ortamın vebalini ödeme korkusu...

Allah sonumuzu hayır etsin...

Önceki ve Sonraki Yazılar