ATATÜRK İLKE VE DEVRİKMLERİ DE ÖZELLEŞTİRİLDİ

Evet… Sadece kulağımız arkası kaldı!

Geride kalan tüm uygun yerlerimizin işi tamam; tas/tamam…

Okuyun hele dünkü Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sitesindeki şu haberi:

- Milli Eğitim Bakanlığı’nın görev tanımındaki “Atatürk inkılâp ve ilkeleri ile cumhuriyetin temel niteliklerine bağlı öğrenci yetiştirme” ifadesi kaldırıldı…

Nasıl bir okuyuşta kavrayabildiniz mi?

Ya da bir çırpıda anlayıp, sonra sindirip, kabullendiniz mi?

İşte Türkiye tamı tamamına bu noktaya gelmiştir.

Artık Türk gençleri Atatürk ilke ve devrimleri ile Cumhuriyetin temel ilkelerine bağlı bir biçimde yetiştirilmeyeceklerdir, bu yönde eğitilmeyeceklerdir…

Peki bu değerler yerine tarlaya hangi tohumlar serpilecektir?..

İşte bu nokta çok daha önemlidir.

Her şeyden önce gençler, küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve beceriyle donatılacaktır!.. Haber böyle söylüyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın en temel amacı, işte bu değerlerle donatılan bir gençlik yetişmek olacaktır.

“Küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistem” hangisidir, söyler misiniz?

Yanıt açıktır:

- Küresel ekonomik sistem…

Yani?..

Emperyalist sistemin ulusal ekonomileri yağmalamak üzere piyasaya sürdüğü sömürü mekanizması…

Yani?..

Vahşi kapitalizm döneminin Neo-Liberal vitrinli yeni versiyonu…

Yani?..

Gümrük duvarlarını kaldırın, ekonominizi korumayı terk edin, ürütmeden tüketin, cari açığınızı genişletin, genleştirin ve borçlanın. Sonra neyiniz var, neyiniz yoksa satın, savın. Ve bizim size çizdiğimiz rotanın dışına asla çıkmayın!..

Sonra?..

Oturun mutfağınızda soğan doğrayın…

Milli eğitimin öngörülen “yandaş” amacı ise şöyle: Gençlerin, zihni, ahlaki, manevi nitelikler yönünde geliştirilmesi…

Aman dikkat edin, Atatürk ilke ve devrimlerinin bilinci yoktur belirlenen bu gelişme çizgisinde.

Cumhuriyetimizin temel değerleri yoktur…

Ve artık Milli Eğitim Bakanlığı’nın, “milli güvenlik siyaseti”ne uygun olarak görev yapma zorunluluğu mevcut değildir…

Yani Milli Eğitim Bakanlığı artık “milli” değerlerin dışına kaydırılmıştır.

Milli güvenlik siyaseti gibi bir kavram artık gündemde değildir; hedeflenmiş değildir.

İçinden geçmekte olduğumuz iğneli fıçıda artık, “Türkiye nereye gidiyor?” biçimindeki bir soru eskimiştir, anlamını yitirmiştir…

İçinde yaşadığımız zaman diliminde doğru soru, “Türkiye’nin nereye gelmiş” olduğudur.

Nereye sürüklenmiş olduğudur.

Aslında lafın özü şu kısa cümle içinde özetlenmiştir:

- Türkiye dönüştürülmüştür.

Toplumu bir arada tutan değerler tahrip edilmiş, bizi birbirimize bağlayan ortak paydamız sıfıra yakın noktalara indirgenmiştir. Dolayısıyla “millet” olma bilinci bertaraf edilmiştir. Yerine monte edilmeye çalışılan eksen ise, ümmet yapılanmasıdır.

Milleti var eden unsurların sistemli bir biçimde tahrip edilmesinin başka bir anlamı, kaçamak noktaları ve tevil edilecek yanı yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar