E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

AYDIN ODALARINDA GÜÇ BİRLİĞİ SAĞLAMA ÇABALARI (1)

Aydın Ticaret Odaları, Borsaları ve Sanayi Odası “GÜÇ BİRLİĞİ TOPLANTISI” 26 Mayıs 2010 Çarşamba gecesi, Söke Alay Komutanlığı Gazinosu’nda yapıldı. Bu toplantıya Söke Ticaret Odası başkanlığı ev sahipliği yaptı. Basını da davet etmişler, biz de gittik. Bu nazik davetlerinden dolayı teşekkür ederiz.

Toplantı, samimi bir hava içinde geçti. Toplantıya katılanlar, konuşmacıları biraz daha ciddiye alarak dinleme nezaketin de bulunsalardı  daha güzel olacaktı. Ama ne yazık ki bizde her güzel olay bazılarınca ciddiye alınmıyor. Oysa böyle toplantılar, ilimizin ve çocuklarımızın geleceğidir. Yapılan bunca emek ve masrafta bu geleceği karmak için. Çaba ve emek hepimiz için. Yarınlarda bizler olmayacağız, ama çocuklarımız ve torunlarımız olacak. Dikilen bu fidanların meyvesini onlar yiyecekler ki o da az bir şey değil. Yazımı yumuşatmak için tarih yapraklarından bir örnek alacağım. Yıldırım Beyazit ile yaşlı köylünün öyküsünü hemen hemen herkes bilir. Burada onu özetleyerek vereceğim.

YILDIRIM BEYAZİT

VE YAŞLI KÖYLÜ

Yıldırım Beyazit Han, bir gün ekibi ile kır gezisine çıkmıştı. Atıyla kırlarda dolaşırken yaşlı bir adamın tarlasına ağaç fidanları diktiğini görür. Yanına yaklaşır ve sorar:

-Baba ne yapıyorsun? Yaşlı adam yanıtlar:

-Ağaç dikiyorum.

Padişah:

-Bunların sana bir faydası olacağını sanmıyorum.

Yaşlı adam:

-Varsın olmasın, biz şimdiye kadar başkalarının diktiği ağaçların meyvesini yemiyor  muyuz? Günü gelince başkaları da bizim diktiğimiz ağaçların meyvesini yerler. Bu yanıt padişahın hoşuna gider. Kemerinden çıkardığı bir kese altını yaşlı adama verir.

Verirken:

-Al baba sana bir kese altın, güle güle harca, der. Yaşlı adam altınları sevinerek aldıktan sonra:

-Padişahım çok yaşa. Bakın benim diktiğim ağaçlar şimdiden meyve vermeye başladılar bile. Bu yanıtı da çok beğenen ve olumlu bulan padişah, yeniden bir kese altın daha vererek bu yaşlı adamı ve onun azmini mükafatlandırır. Özette olsa bu anekdottan şunu anlıyoruz. Nasıl ki bizler bugün başkalarının kurduğu düzenden, diktiği ağaçlardan yararlanıyorsak, yarınkilerde bizim diktiğimiz ağaçlardan ve kurduğumuz düzenden yararlanırlar.

TOPLANTININ

AMACI NEYDİ?

Bu toplantı, her şeyden önce Aydın ve ilçelerinin bir bütün olduğunu, birlikte hareket etmenin, güç birliği sağlamanın, partiler üstü bir politika izlemenin gereğini ortaya koymaktadır. Böyle bir güç birliği muhatapların ve muhalif güçlerin direncini kıracaktır. Alternatif güçlere meydan vermeyip onlar karşısında daha da güçlü olmayı sağlayacak, anti tez ve savları çürütüp atacaktır. Bu güç birliğini oluşturma, mevcut potansiyel kaynakları tespit etme kapasite kullanma oranını  artırma çabaları Aydın İli genelinde rahmetli valimiz Recep Yazıcıoğlu’nun Aydın valisi olarak görev yaptığı dönemde başladı. Rahmetli vali, Prof. Kenan Mortan ve grubuna “AYDIN İLİ STRATEJİ PLANI”’nını yaptırarak işe başladı. Planın genel ana hatları il genelinde yapılacak olan analiz ve sentezleri bir bütünlük içinde ele alıyor ve işliyordu. İl ile ilçeleri arasında ki uyumu,organizasyonu, koordineli bir güç kaynağı yaratmayı  hedeflemişti. Elastiki ve fonksiyonel olan bu planda, başta motivasyon olmak üzere ,girişimcilik, kapital oluşturup kullanma, şirketleşme, birlikte çalışıp birlikte üretme, pazarlama, az sermaye ile çok iş yapma ve mevcut kaynakları kitlesel katkılarla devleştirme gibi çağdaş üniteler ve projeler vardı. Asıl hedef bunları gerçekleştirmekti. İl genelinde organize sanayi kurma ve yaygınlaştırma, iş birliği yapma, potansiyel kaynakların koordineli ve doğru kullanılması gibi çağdaş kriterler esas alınıyor ve bunlar bilimsel değer ve veriler doğrultusunda rayına oturtulmaya çalışılıyordu. Plan çıkar çıkmaz, dönemin politikacıları kıskançlıklarından Aydın’ın üzerinde parlayacak olan bu güneşi ufuktan bir mızrak boyu yükselmeden söndürdüler. Adamcağız soluğu Erzincan’da aldı. O  da Erzincan’ın şansıymış.

KÜRESEL KRİZ VE

BECERİKSİZ

POLİTİKACILAR

ÜLKEYİ BATIRDILAR

Toplantılarda dile getirilen konulardan biri de “SÖKEV”di. SÖKEV  Söke Eğitim Vakfı’nın kısaltılmış sembolik adıdır. Hatırladığım kadarıyla kaymakam Emir Durmaz döneminde kuruldu. Amacı, Söke’ye bir fakülte kazandırmaktı. Emir Durmaz Söke halkını motive etmiş, bu davaya inandırmıştı.

Onun vali olarak Söke’den ayrılıp gitmesiyle bu iş durdu. Durduran tek sorumlu Emir Durmaz’ın yerine gelen Kaymakam Şener Can ve İsmail Demirhan’a kadar Söke’de görev yapan diğer kaymakamlardır. Şener Can, bu davaya inanmıyordu. Bana açıkça söyledi:

-Hocam, Söke’de ilköğretimde sıkıntı yaşanırken, bizim yüksek öğretimle uğraşmamız ne derece doğru olur, bil miyorum? Bu sözleri söyleyince ona hak verdim.             (Devam Edecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar