BAĞIMSIZ YARGI TARAFSIZ YARGI DEMEK DEĞİLDİR

 

“Yargının bağımsızlığı” sorunu siyasetimizin gündeminden bir türlü düşmüyor.

Barolar, hâkimler, savcılar, Adalet Bakanlığı ve hatta uluslar arası kuruluşlar aynı konunun üzerinde ısrarla duruyor.

Ortaya atılan düşüncelerin ve önerilerin ortak paydası, Türkiye’de “Bağımsız Yargı”nın kurulmasının çareleri, yolu ve yöntemi!..

Bu nokta çok önemli…

Türkiye’de neyin kurulması isteniyor?..

-        Yargının bağımsızlığının…

Demek ki, yargı sisteminin bağımsızlığında bir “sorun” var.

Demek ki, Türk yargı sisteminde Bağımsız Yargı “ide”sini zedeleyen, önleyen ve hatta yok eden sebepler var… Kişiler var; kurumlar var; güçler var…

Kim ki, yargının rüzgârını arkasına alıyor, söylem hazırdır:

- Türk yargısı bağımsızdır!

Kim ki, yargının kıskacı altında ezilme riski ile karşı karşıya, söylem yine hazırdır:

- Yargının bağımsızlığını ortadan kaldıran nedenler ve etkenler bertaraf edilmelidir!..

Peki, sağduyulu, gerçekçi, laik Cumhuriyetten ve bağımsızlıktan yana olan güçler bu iki söylemin neresindedir?

Yargının bağımsızlığı soyut planda tartışılmaz bir ilkedir.

Ancak, yargının tarafsız olması; hatta, olabilmesi asla mümkün değildir!..

İçinde bulunduğumuz koşullarda yargı gücü, ya Cumhuriyetin hukukunu uygulayacaktır ya da Cumhuriyet değerlerini kemirme uğraşı içinde olanların hukukunu…

Bir başka deyişle yargı, Cumhuriyet karşıtı güçlerle ile Cumhuriyet değerlerinin savunucuları arasındaki çatışmada tarafsız kalamaz… Türk yargısının bu konuda bir seçme özgürlüğü mevcut değildir.

Türkiye Cumhuriyetinin tüm kurumları, Cumhuriyeti korumak ve kollamakla yükümlüdür.

Türk yargısında “savcı”nın adı, Cumhuriyet Savcısı’dır!

Yargı organları, önüne gelen bir menfaat uyuşmazlığının tarafları karşısında tarafsızdır.

Ama, uygulayacağı hukuk konusunda kararsız ya da tarafsız değildir.

Cumhuriyetin ilkelerinin korunması noktasında ortaya konacak soyut ve şekli bir “tarafsızlık” görüntüsü, Cumhuriyetin yıkılması yönündeki çabalara ağırlık vermek anlamına gelir.

Cumhuriyetin ordusu Cumhuriyeti koruyacaktır.

Cumhuriyetin milli eğitimi Cumhuriyet’i koruyacaktır.

Cumhuriyetin diğer tüm kurumları Cumhuriyet’e sahip çıkacak ve onu koruyacaktır.

Cumhuriyetin yargı erki de, Cumhuriyet Hukuku’nu uygulayacak; O’nu koruyacak ve en etkin biçimde uygulayacaktır!..

Kaynağını “Psikolojik Savaş” yöntemlerinde bulan entel/dantel söylemlerin Türkiye’nin gündemine bulaştırdıkları “demokrasi görüntülü söylemler”in sözünü ettiğimiz gerçeklerin üstünü örtmesine izin verilmemelidir…

Türkiye Cumhuriyeti olmadan demokrasi mümkün olamaz.

Demokrasinin gerçekleşebilmesi, birden çok kuruma ve bu kurumların üzerinde yükselen Devlet yapılanmasına gereksinim duymaktadır.

Hiçbir Devlet, kendi temellerinin dinamitlenmesine izin veremez. Kendisini meydana getiren temel esaslardan birisinin kendisini yok etmek için kullanılmasına göz yumamaz.

İnsan hakları, demokrasi, özgürlük gibi kavramların genç ve körpe dimağlarda çağrıştırdığı olumlu çağrışımlardan yararlanılarak, yurttaşı, mensubu, vatandaşı ve mücahidi olduğumuz bu güzelim ülkenin dibinin oyulmasına izin verilemez…

Seyirci kanılamaz!..

Üzeri ne kadar örtülürse örtülsün, sürdürülmeye çalışılan bu yöndeki demokratik görünümlü  “kalkışma”lar karşısında tarafsız olunamaz!..

Önceki ve Sonraki Yazılar