BİAT EDİN Kİ FİŞLENMEYİN!..

Ülke gündemini takip edebiliyorsanız eğer, yazıya nereden başlamak istersiniz. Hangi sorunu yerel gündeme taşımak istersiniz ya da gündemi takip edebiliyorsanız eğer sanal gündemin arkasındaki gerçekleri görebiliyormusunuz. Bakmak, duymak ve görmek midir önemli olan yoksa anlamak mı?

Adına AKP denilmesinden hoşlanmayan AK Parti'nin siyasal iktidarında günlerimiz ak mı kara mı?

Demek ki öyle çokta iddialı adlar koymamak lazım.

Adı Adalet ve Kalkınma Partisi olan bir siyasi iktidarın döneminde ülkede ne adalet kaldı ne de kalkınma.

Devletin istihdam yaratacak bir tane yatırımı yok. İşsizlik 6.000.000 kişiyi aşmış durumda, fakirlik almış başını gidiyor. Suç işleme oranları artmış, hapisanelerde yer kalmamış. İktidarın umurunda değil.

Ülke içerisinde kaos yaratarak sorunları ötelemeyi çok iyi başaran siyasi iktidarın kavgalı olmadığı kurum kalmadı.

Siyasi iktidar halkla kavgalı, muhalefetle kavgalı. Kavga ettikçe açılım diye birşeyler üretiyorlar ve sanki gerçekten demokratmışlar gibi izlenim sunuyorlar. Bir yanda kör açılımlar diğer yanda kaos yaratan Yürütme-Yasama iç içe girmiş. Yasamanın yürütmeyi denetleyecek gücü yok. Yürütme, yargı ile kavgaya tutuşmuş.

Yürütme askeriyle kavgalı.

Tek iyi geçindikleri görüntüsü veren yer emniyet.

Bir siyasi iktidar yönetmeye çalıştığı ülkedeki temel kurumlar ile bu kadar kavgaya tutuşur mu. Bu akıl mıdır. Ya da varılmak istenen yer neresidir.

Ne zaman iktidarın beğenmediği bir olay olsa siyasi iktidarın refleksi hemen AY'sı değiştirmek oluyor. Oysa bu siyasi iktidarın ve bu meclisin yeni bir AY yapma şansı varmıdır. Herkesimle kavgalı olunan bir ortamda tamamen toplumsal uzlaşı metinleri olan Anayasa'yı değiştirmek bu ortamda ne kadar mümkün ve sağlıklı olacaktır.

Yeni bir Anayasa olsa olsa bu iktidarın döneminde ancak tepki anayasası olabilir. Bu durumda yapılacak bir Anayasa'nın 12 Eylül faşizminin yapmış olduğu Anayasa'dan ne farkı olacaktır. Gördünüz mü? TEKEL işçileri arada kaynatıldı. Unutturuldu. Emek yine gözardı edildi. Bu yeni yaratılan kaosun belkide en büyük hedefi emek işçileri üzerindeki sömürüyü ve unutmuşluğu derinleştirmekti ve bunda da başarılı olundu. Soruşturmaları, tutuklama olarak kabul eden bir adalet sistemi geliştirildi. Bu sistem içerisinde isnat edilen her suçlamanın ardından peşin ceza olan tutuklamalar geliyor.

Sanki yeni tahkikat komisyonları kuruldu gibi. Bu sanki siyasal iktidara mulahif olan kesim ya  da kesimleri susturma hareketi gibi.

Arkasına yasaları dayanak yaparak veryansın tutuklamalar. Kimmiş ne imiş, hangi kanıtlar varmış bakmadpan. Uydur bir suç isnatı gönder mehkemeye tutukla.

Oysa tutuklama bir tedbirdir. Peşin ceza değildir ve koşulları da haklı gerçekçelere dayandırılmalıdır. Bu aşamada söylemeden geçmeyelim. Gazeteci Mustafa Balbay neredeyse bir yıldır tutuklu bulunmaktadır. Bir ana davaya yeni yeni davaların eklendiği bir ortamda bu ana davanın yüzyıl sonra ancak biteceği aşikardır. O halde tek silahı kalemi olan bir gazetecinin bir yıldır tutuklu kalışından elde edilmek istenen amacın gerçekleşmiş olması gerekmez mi?

Bu kaos ortamında bir gece yarısı ya da sabaha karşı kapınız her an çalınabilir. Bir de AKP tarafından fişlenmiş iseniz ve bir de haktan hukuktan yana iseniz ve aynı zamanda siyasi iktidar muhalifi iseniz, kapınızın kırılıp zarar görmesini istemiyorsanız, anahtarınız kapının üstünde olsun ve antreye bir gece lambası koyun, yanık durumda, gelenlere kolaylık olsun ve mahreminizde ne varsa açın salonun ortasına, Kitaplarınızı indirin raftan ve yazarına göre istifleyin hazır olsun zorluk çekmesin gelenler, hatta biraz daha ileri gidin. Evinizin krokisini çıkartın bire bin ölçekte olsun, nerede ne var, kaç oda var, kaç mutfak var, kaç tuvalet. Ve unutmayın z ulanızda ne varsa ortaya çıkarın. Kötü günler için biriktirdiğiniz altınlarınız, yastık altındaki dolarlarınız, marklarınız ve ceplerinizi komidinin üstüne boşaltın ve valizinizi hazırlamayı unutmayın. Bu gelecek olan deprem öyle 9 şiddetinde olmayacak ve üç beş saniye sünmeyecek bilesiniz. Bu deprem kuvvetli kuvvetsiz suç şüphnesinin değil tek yanlı bir suç isnadının olduğu yerde en az bir yıl sürmekte. Sürecektir de belki bir yıldan da fazla. Neyinize lazım süre, siz hazırlıklı olun. Biz bu filmi daha önce yaşamadık mı. Ya da biat edin. Hemen şimdi. Fişlenmeyi.

Önceki ve Sonraki Yazılar