E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Çağdaşlaşmak

“Çağdaş” sözcüğüne eskiler “muasır” derlerdi. Aynı çağda yaşayanlara çağdaş diyoruz. Ama bu sözcük her ne kadar bu anlama gelse de biz onu biraz daha ileri götürüp uygarlığa doğru uzatıyoruz. Yani çağdaş deyimi ile bir de uygarlığı simgeliyoruz. Bu da bize çağın tüm olanaklarına sahip bir görüntü ortamı veriyor. Veriyorda gelin görün ki gerçek bu mu?

Ne gezer! Böyle olsaydı, “zengin-fakir”, “ileri-geri”, “ezenler-ezilenler”, “açlar-toklar” olmazdı. Bugün Afrika ülkeleri ile ABD veya AB ülkeleri çağdaş olmalarına rağmen ne yazık ki aynı koşullarda veya çağın gerektirdiği ortamlarda yaşamıyor. Böyle çağı yakalayamamış, ya da çağa ayak uydurup, o kalkınma düzenine ulaşamamış insanlara, yaşamlara, ülkelere ise “çağdışı” diyoruz.

Atatürk sık sık şu deyimi kullanıyordu: “muasır medeniyet” yani “çağdaş uygarlık” veya “çağı yakalamak” Gelin görün ki, biz o hedefe ulaşabildik mi? Bu yüce insanın işaret ettiği doruklara çıktık mı? O dorukların yüksek ufuklarından dünyanın başka ülkelerine bakabildik mi? Onlara bakıp da artı ve eksiklerimizi görebildik mi?

Ben, her ne kadar olaya iyimser bir yaklaşımla baksam da, ne yazık ki ufukta böyle bir yaklaşım göremiyorum. İyiye gidecek, huzura kavuşacak yerine daha kötüye ve huzursuzluğa gidiyoruz. El birliği, iş birliği, güç birliği yapıp daha güçlü, daha refahlı, daha huzurlu yaşayacağımıza , hergün daha kötüye ve bir uçuruma doğru gidiyoruz!.. Sanki birileri bizleri birbirimize düşürüyor. . Ne zaman toplansak, çağı yakalamaya kalksak, mutlaka bir bela ve engel önümüze dikiliyor.

Bugün halkımızın üçte biri açlık sınırının altında bir gelir düzeyine sahipken, bu ülkeyi bölmeye, parçalamaya çalışanlar, bu insanlara ve ülkeye ne kadar zarar verdiklerinin farkında mıdırlar? Bir ordunun bir bölgede yaptığı hareketin neye mal olduğunu biliyorlar mı? Elbette biliyorlar!.. Onların amaçları Türkiye’yi yıpratmak, Türk insanını bölüp parçalamak. Irak’ın, Filistin’in, Afganistan’ın durumuna düşürmek. Çünkü onların amacı bu ülkeye ve bu ülke insanına zarar vermektir.

Türkiye çökerse, parçalanırsa emperyalist güçlerin yolu açılır, Doğu Anadolu’da Sevr Antlaşmasıyla  kurmaya çalıştıkları “Büyük Ermenistan” hayali gerçekleşir.

Bugün PKK’nın yıkıcı faaliyetlerinin arkasında bu emellere sahip güçler vardır. Türkiye 1960’lı yıllardan itibaren Doğu ve Güneydoğu’ya Türkiye’nin en büyük yatırımlarını yaptı. Bugün “GAP Projesi” dost ve düşman herkesin gözünü kamaştırırken PKK’nın zoru ne? Bugün Kürt kökenli insanlarımızın çoğunluğu oralarda yaşamıyor mu? Neden Urfa, Diyarbakır, Şırnak, Mardin Ovaları’nın suya kavuşmasını, tarlalardan bereket fışkırmasını istemiyorlar? Çünkü bölge halkı refaha, huzura, aşa, işe, ekmeğe kavuşacak. Kendi vatanında, kendi toprağında çalışıp, huzur içinde yaşayacak. Gurbet acısı çekmeyecek. Kendi köyünde, kendi kentinde çocuklarını okutacak!.. İyi de bunlar gerçekleşirse, bu topraklarda gözü olanlar bu toprakları nasıl elde edecek? Halkı ağalar, şıhlar, dedeler, dervişler nasıl sömürecekler?

Bugün Türkiye’nin çağdaşlaşmasını, daha doğrusu çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmasını istemeyen bu karanlık güçlere inanmak doğru değildir. Halkımızı tekrar eskiden olduğu gibi bu güçlerin eline teslim etmeyeceğiz. Ordumuz ve güvenlik güçlerimiz, devletimiz bu karanlık güçleri vatanın bağrında boğacak, bir daha filizlenmelerine müsaade etmeyecektir. Bunu bu vatanın, bu devletin sahibi olan herkes anlamıştır. Devlet bölünmez, vatan ise bir bütündür. Bu bayrak altında yaşayan herkes dini, ırkı, kökeni her ne olursa olsun bu vatanın evladı, devletin vatandaşıdır. İsteyen herkesin istediği yerde yerleşmeye, çalışmaya, yaşamaya hakkı vardır.  Bunu biz Türk halkı olarak böyle kabul etmiş, atalarımızın kanı ve canı pahasına bu birlik beraberliği çağdaş bir anlayışla kurmuşuzdur. Öyle de devam edecektir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar