Gerçek Gazetesi
Tek liste olarak girdiği ve Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde belki de  ilk defa şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde kendi listesinden 83 çizik alan Söke CHP İlçe Başkanı Hüseyin Gündüz ve yönetimi seçim döneminden bu yana başta partililer olmak üzere herkesi şaşırtmış, aldığı kararlar ve yaptığı  uygulamalarla ''olmaz böyle şey'' dedirtmişti.                                                                                                           
Özellikle ilçe kongresinde yaptığı konuşmada, kendisinden önce başkanlık ve yöneticilik yapanları yerden yere vurmuş, emeklerini yok saymış, kendisinin başkan olduğu dönemi öve öve bitirememişti. Özellikle de kendi yönetici arkadaşlarının dahi yanlış bulduklarını söyledikleri Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu hakkındaki konuşmasını  büyük bir gaflet olarak değerlendiren çok sayıdaki partili, özellikle il delege listesinde partiye yıllardır emek harcayanların isimlerini değil de tamamen eş, dost, akraba ve partiye emek harcamayan ve yıllardır partiye uğramayan yandaşlarının isimlerini gördükleri için Hüseyin Gündüz’e tepkilerini, konuşma sırasında salonu terk ederek ve tek liste olarak gidilen seçimde listeye 83 çizik atarak gösterdiler.
Daha sonraki dönemde Kadın Kolları ve Gençlik Kolları seçimlerindeki olumsuz ve partiyi tamamen bölen, ötekileştiren tavırlarıyla gündeme gelen Hüseyin Gündüz ve Yönetimi basın mensuplarına karşı da düşmanca tavırlar sergilemekten kaçınmamışlardı. Hatta kendisiyle ilgili yapılan bir haber nedeniyle görüşlerine başvurarak olayı birinci ağızdan yansız haber yapmak isteyen  basın mensuplarını   ''burası babamın yeri'' diyerek CHP İlçe Binasından kovmuştu.
Tüm bunları yaşayan partililer, “Daha fazla ne olabilir ki?” diye düşünürken, Hüseyin Gündüz'ün gerçekten CHP Söke İlçe Örgütünü babasının yeri gibi yönetmeye çalıştığı izlenimi veren bir karara daha imza attılar.
Nasıl mı?
Yıllardan beri İl Başkanlığı seçimlerinde, Aydın İl genelinde örnek gösterilecek duruma gelen ''Söke ilçe Örgütü Tavrı'' olarak bilinçlere kazınan İl Yönetimini belirlerken, yapılan demokratça tutum olan il delegelerine danışma toplantısı kendisini her fırsatta “en devrimci-demokrat'' olarak gösteren Hüseyin Gündüz ve yönetimi tarafından kaldırılıp çöpe atılmıştır. İlçe kongresinde yaptığı konuşmada  eleştiri yağmuruna tuttuğu kendisinden önceki yönetimler, il seçimleri öncesi il başkalığı adaylarıyla görüşürler ve sonrasında  ya genişletilmiş toplantı ya da il delegeleriyle danışma toplantısı yaparak konuyu tartışırlar ve kime destek vereceklerini kararlaştırırlardı. Bu tavır o kötülediği bütün başkanlar tarafından uygulandı ve adeta gelenek haline geldi. Fakat kendisini, “en devrimci-demokrat başkan'' olarak gören Hüseyin Gündüz ve yönetimi bu geleneği devam ettirmek yerine ''ben karar verdim, oldu-bitti'' mantığıyla hareket ederek, hiç bir il delegesinin haberi dahi olmadan yapılan gizli pazarlıklar sonucu adaylardan Bayram İnci'yi destekleme kararı alıyor ve hatta yine hiçbir delegenin haberi dahi olmadan il başkanlığına adaylık açıklamasında Aydın'a bağlı 17 CHP ilçe başkanı varken sadece Kuşadası ilçe başkanıyla beraber bu açıklamaya katılıyor. O zaman nerede kaldı il delegelerinin fikri? İl delegesi kurumu sadece emme basma tulumba gibi sizin düşüncelerinizi uygulamak zorunda mı? Hani nerede kaldı ''devrimcilik-demokratlık?'' 
Tüm bu yaşanılan süreci değerlendiren il delegelerinin, Hüseyin Gündüz ve yönetiminin demokrasiyle bağdaşmayan ve kendilerine diktatörce gelen bu yaklaşımlarından dolayı il seçiminde kendi özgür düşünceleriyle hareket edeceklerini ve oylarını yönetimin istediği kişiye değil, CHP örgütü için en iyi hizmet edeceklerini düşündükleri il başkan adayına  kullanacakları gelen bilgiler arasında.