DİYABETİN TEDAVİSİ OLDUKÇA MEŞAKATLİDİR

DİYABETİN TEDAVİSİ OLDUKÇA MEŞAKATLİDİR

Söke İlçe Sağlık Müdürü Ersev Kuyucu, “Tedavisi oldukça meşakketli olan diyabet hastalığı, halkımızın en çok bilgilendirmeye ihtiyaç duyduğu hastalıklardan biridir."

İmdat GÜÇLÜ / Gerçek Gazetesi
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de diyabet hastalığına dikkat çekmek için 14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak kutlanmakta olduğunu söyleyen  Söke İlçe Sağlık Müdürü Ersev Kuyucu, “Tedavisi oldukça meşakketli olan diyabet hastalığı, halkımızın en çok bilgilendirmeye ihtiyaç duyduğu hastalıklardan biridir. Bu bilgi açlığını ortaya çıkaran durum da; kişinin tedavisi konusunda (kan şekeri ölçümü, insülin takvimi, insülin enjeksiyonu düşünüldüğünde) danışmanlığa daha çok ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktadır.” dedi.
Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obezitenin artışına paralel olarak, diyabet vakalarında da artış görülmekte olduğunu söyleyen Kuyucu, “2009 yılı sonu itibarı ile tüm dünyadaki diyabet nüfusu 285 milyon iken bu sayının 2030 yılında 438 milyona ulaşması beklenmektedir. Bunun başlıca nedenleri nüfus artışı, yaşlanma ve kentleşmenin getirdiği yaşam tarzı değişimi sonucu obezite artması ve fiziksel aktivitenin azalmasıdır. Kronik hastalıklar içerisinde yer alan diyabet, küresel ölçekte giderek her yaş grubu için tehdit teşkil eden bir klinik tablo olarak öne çıkan bulaşıcı olmayan hastalıktır. Birçok ülkede ölüme neden olan hastalıklar içerisinde diyabet beşinci sırada yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre, acil olarak önlem alınmaz ise gelecek 10 yılda diyabet kaynaklı ölümlerin %50 oranında artması bekleniyor.” dedi.
Ülkemizde yapılan araştırmalara göre, yaklaşık 6.5 milyon kişinin diyabetli, 3.2 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edildiğini söyleyen Kuyucu, “Ayrıca 14 milyon kişinin diyabet olma riski ile karşı karşıya olduğu tahmin edilmektedir. Diyabet hastalığının ciddi komplikasyonları vardır. 65 yaş altında rastlanan körlük, travma dışı gerçekleşen amputasyon vakaları ile böbrek replasman tedavisi uygulanan olguların en çok görülen nedeni diyabettir. Diyabetle ilgili olarak her yıl 4 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Başka bir ifadeyle; dakikada 8 kişinin diyabet ve/veya diyabete bağlı komplikasyonlardan ölmektedir ki bu da diyabetle mücadelenin ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Diyabetin bireye ve topluma getirdiği maliyette çok fazladır. Türkiye’de 2010 yılı için diyabet nedeniyle kişi başı sağlık harcamasının ortalama 572 dolar olduğu hesaplanmaktadır. Bu rakam Türkiye’de diyabet maliyetinin geçen 15 yılda %40 artış gösterdiğini ortaya koymaktadır.” dedi.
Söke İlçe Sağlık Müdürü Ersev Kuyucu açıklamasının devamında şu görüşlere yer verdi:
“Diyabet yaşam süresini 5 ile 10 yıl arasında kısaltmaktadır. Pek çok ülkede yapılan çalışmalar diyabetin yalnızca sağlıklı yaşam değişiklikleri ile %44-58 oranında risk azalması sağlanarak önlenebileceğini veya en kötümser tahminle geciktirebileceğini göstermiştir. 
Risk grupları:
Sedanter yaşam sürmek
Obezite (özellikle santral tipte)
Birinci derecede akrabalarda diyabet varlığı
İri bebek doğurma ya da daha önce gebelikle ilişkili diyabet tanısı almış kadınlar 
Hipertansiyon (kan basıncı> 140/90 mmHg ya da hipertansiyon tedavisi)
Lipid düzeyinde bozukluğu olan kişiler (HDL-kolesterol <35 mg/dl ve/veya trigliserid> 250 mg/dl)
Polikistik over sendromu olan kadınlar
Önceki testlerde BAG (bozulmuş açlık glukozu) veya BGT (bozulmuş glikoz toleransı) saptanması
Ağır insülin direnci ile seyreden sağlık sorunlarının varlığı (örn.akantozis nigrikans)
Erken yaşta kardiyovasküler hastalık öyküsü
Atipik antipsikotik ilaç kullanma
Şizofreni öyküsü bulunan kişiler
Tip 2 diyabet ve komplikasyonlarından korunmak için aşağıdaki tedbirler önerilmektedir:
•Boya uygun vücut ağırlığı hedeflenmeli ve bu ağırlığın korunmasına çalışılmalıdır.
•Yeterli ve dengeli beslenmeli; günde en az 5 (beş) porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir.
•Günlük enerjinin %25-30’ u yağlardan sağlanmalı, enerjinin doymuş yağ asidinden gelen oranı %10’ un altında, çoklu doymamış yağ asidi %7-8, tekli doymamış yağ asidi %10-15 olmalıdır.
•Şeker gibi basit karbonhidratlar günlük enerjinin %10’ unu aşmamalı (%10’ u olmalı ya da %10’unu aşmamalı), basit karbonhidratlar yerine kurubaklagiller, tam tahıl ürünleri tercih edilmelidir.
•Günlük alınan tuz miktarı 5 g’ı aşmamalıdır.
• Fiziksel olarak aktif olunmalıdır. Haftanın en az 5 günü, düzenli olarak, en az 30 dk orta yoğunlukta aktivite (örneğin tempolu yürüme egzersizleri) yapılmalıdır. Kilo kaybı sağlanması için daha fazla fiziksel aktivite yapılması gereklidir.
•Sigara kullanılmamalı ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.