Gerçek Gazetesi Nazilli ve çevre ilçelerinde 'sinema' denince ilk akla gelen isim olan Hamdi Kazancı, yarım asrı aşan sinema işletmeciliği mesleğini başladığı ilk günün azmi ve heyecanı ile sürdürüyor. Sinemacılığı çok sevdiğini ifade eden Kazancı Bu meslek büyük özveri ve sabır ister. Önce sinema aşkı lazım dedi. Nazilli ve çevre ilçelerinin sinemacısı olarak bilinen Hamdi Kazancı, hayatını sinemaya adadı. 1943 Nazilli doğumlu ve 55 yıllık sinemacı olan Hamdi Kazancı, sinemacılığa çocukken çırak olarak başladığını söyledi. Hem okuyup hem de çalışan Hamdi Kazancı, Saray, Melek, Arzu, Efe ve Zafer Sinemalarının yıllarca işletmeciliğini yaptı. 1966 yılında öğretmen Nurten Hanım ile dünya evine giren Kazancı, eşinin büyük desteği ile sinemaya daha büyük bir aşkla sarılarak sinemaseverlere hizmete devam etti. 1975-1980 yılları arası televizyon ve videoların yaygınlaşması ile birlikte sinemacılık sektörü büyük darbe alınca sadece Saray Sinemasını işletmeye devam ederek diğer sinemalarını kapatmak zorunda kaldı. Nazilli Belediyesi Yeni Hizmet Binasının tamamlanmasının ardından yeni yapılan Belediye Sinemasının işletmeciliğini de üstlenerek Saray ve Belediye sinemaları ile tekrar sinemacılığı yaşatmak ve sevdirmek için kolları sıvadı. Gecesini gündüzüne katan ve çoğu zaman evini de ihmal eden kazancı, yine de eşi Nurten hanımdan büyük destek gördü. Çoğu zaman eşinin yüzünü bile görmediğini ifade eden Nurten Hanım Eşim kendisini büyük bir aşkla sinemaya adadı. Sabah erken saatlerde işine gidip gece ise çoğunlukla ben ve üç çocuğumuz uykuda iken eve geldiğini biliyorum. Sevgisini bizden çok sinemaya adadığını ifade edebilirim dedi. 'Sinemacılık benim ilk aşkım' diyen Hamdi Kazancı Acısıyla tatlısı ile hayatımın neredeyse tamamını en sevdiğim iş olan sinemacılık ile geçirdim. Ömrüm yettiğince de bu işimi büyük bir aşkla sürdüreceğim diyen kazancı sinemacılığın eski altın yıllarını bir türlü yaşayamadığını ifade ederek Türkiye ve tüm dünya ile aynı anda vizyona giren filmleri büyük masraflar karşılığında Nazillili sinemaseverlere sunmamıza rağmen hala izleyici yok. Halkımızın sinemaya ilgisi yok. Diziler, sinemaya ve bu sektörden ekmeğini kazananlara büyük zarar verdi. Ayakta durmak için büyük çaba sarf ediyoruz. İçimdeki sinema aşkı beni ayakta tutuyor. Türkiye'de en konforlu ve temiz olduğunu iddia ettiğim sinemanın Nazilli'de ve fiyat olarak en ucuzu olmasına rağmen seyircinin olmaması beni çok üzüyor. Kaliteli ses sistemleri ve son derece konforlu ve klimalı salonlarımızın bulunduğu boş koltuklara günün filmlerini sunmak ağrımıza gidiyor dedi.