ENGELSİZ BİR YAŞAM

*  3 Aralık Dünya Engelliler Günü geçtiğimiz hafta sessiz sedasız yaşandı ve geçti, gitti…

Engelsiz bir yaşam, herkesin hedefi ve amacı olmalı. Çünkü ‘her insan potansiyel bir engelli adayıdır.’ sözü bir gerçeği yansıtıyor. Günlük yaşamımızda ne denli görmezden gelsek de yaşamı paylaştığımız birçok engelli insanımız var. Çevremizde yaşayan engellilerin toplumsal yaşama katılmaları için, engellilik gerçeği konusunda toplumun kabullenirliğini artırmak, sosyal yardımlaşmaya katkı sağlamak, engellinin toplumda üretken bir hale gelmesine yardımcı olmaktır. Engellilik  konusunda toplumsal duyarlılığın artırılarak,her engellinin kendi kendine yetebileceği gerçeğine ulaşmak, toplumun diğer bireyleriyle engelli bireylerin bütünleştiği paylaşımcı bir toplum modelini gerçekleştirmek için gerekli çalışmalara öncülük etmektir.

   * Ülkemizde engelli birey sayısı oldukça fazladır. Ülke nüfusunun %12’si   engelli olup, bu

insanlarımızın büyük bir bölümü özel eğitime gerek duymaktadır. Bu sayı hiçte azımsanacak düzeyde değildir. Büyük kentlerden kırsalın en ücra yerine kadar engelliler birer birey olarak nüfus içerisinde yerini almış bulunmaktadır. Sosyal yaşamın kıyısına itilmiş bu insanlarımızın çok azı özel eğitim hizmetlerinden yararlanabilmektedir.                                                                      

   *  Özürlülük; doğuştan ya da kaza veya uzun süren bir hastalık sonucunda oluşan bedensel,

zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerin kaybı olarak tanımlanmaktadır. Bugün sağlık, eğitim,

istihdam, sosyal güvenlik ve toplumsal yaşama tam katılım gibi temel sorunlarda özürlü vatandaşlarımız için  büyük fırsat eşitsizlikleri yaşanmaktadır…

 

Not: Tam yeri gelmişken engelli olan annemle önceki gün Söke Devlet Hastanesinde çok zahmetli bir poliklinik görüşmesi gerçekleştirdik. Tekerlikli sandalye konusunda bir çözüm bulunması dileğiyle hastane yönetimine küçücük bir sitemde bulunmak istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar