GELİN SİZ KARAR VERİN

 

Diyelim ki, Meclis’te Kira Kanunu görüşülüyor.

Ve milletvekillerimizin çoğunluğu ev sahibi…

Ne yönde çıkar kanun?

Kimin çıkarını daha çok korur?.. Kiracının mı? Ev sahibinin mi?

Diyelim ki, bir dost meclisinde Fenerbahçe-Galatasaray maçı izleniyor.

Derken, Ahmet Mehmet’e verdi, Mehmet Mehmet’e: Şut ve gol!

Gol geçerli mi? Yoksa, ofsayt mı?...

Dost meclisindeki Fenerliler, Galatasaraylılardan fazla.

Nasıl çıkar karar?

- Fener’in attığı gol, “buz” gibi goool!.. 

Geçtiğimiz yıl ülkemiz yeni bir Ceza Kanunu’na kavuştu.

Kim yaptı bu kanunu?

TBMM’de kanunları yapmakla görevli   milletvekillerimiz.

Ama milletvekillerimizin önemli bir çoğunluğunun dokunulmazlık zırhı altına saklanmış adi-suç dosyaları var.

Adi suç… Adi üzerinde, adi nitelikteki bir suç!..

Yani, milletvekillerinin görevlerini yürütürken özgür olmalarını sağlayacak cinsten bir dokunulmazlık değil söz konusu olan…

Dokunulmazlık müessesesinin gerçek nedeni nedir?

Milletvekillerimizin, milletin vekili olarak Meclis’te, medyada ve önlerine çıkacak her yerde düşüncelerini özgürce söyleyebilmeleri imkânını onlara tanımaktır…

Yani ortada tam anlamı ile bir kamu yararı vardır.

Milletin çıkarlarını savunurken hiç kimse onların yakasına yapışamayacaktır…

Milletvekili soruşturma korkusu ile susturulamayacaktır!..

İşte dokunulmazlık bunun içindir…

Milletvekiline, milletin çıkarlarını savunurken dokunulamaz!..

İşte mesele budur!

Onun için milletvekilleri dokunulmazlık zırhı ile korunmuştur. Ve [bu anlamda ve bu anlamla sınırlı olarak] korunmalıdır.

Bu noktada milletvekili dokunulmazlığının amaçladığı zırh, milletin çıkarları yönündeki düşüncelerin serbestçe ifade edilebilmesini temin etmek için konulmuş bir “zırh”tır; bir koruma kalkanıdır…

Korunmak istenen menfaat, halkın menfaatidir. Milletvekilinin suç işleme özgürlüğü değil.

Dokunulmazlık, milletvekilinin işlediği adi nitelikli suçların cezasından kurtulması için “kullanılan” bir araç değildir.

Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni Türk Ceza Kanunu’nu oluşturan milletvekillerinin önemli bir kısmı, o kanunun yasak ettiği suçları işledikleri iddiası ile yüklü [sumen altında bekleyen] dosyalara sahipler…

 

Peki, o zaman bu kanun kimin yararını kollamıştır dersiniz?

Suçluların mı?..

Suçsuzların mı?

Haklarında suç dosyaları bekletilen bir kısım milletvekilimizin mi?

Gelin siz karar verin.

Önceki ve Sonraki Yazılar