E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Gençlerin Geleceği...

 

 

Bugünkü yazımı gençlerin geleceğine ayırdım. Neden derseniz, şunu hemen söylemek istiyorum, artan nüfusa, çöken ekonomiye ve şu andaki ümitsizliğe bakınca gençlerin geleceğindeki kaoslu ortamı görmemek elde değil. Benim gençlik yıllarımda orta okulu, liseyi bitirenler devlet dairelerinde bir memurluk buluyorlardı. Hele meslek okullarını bitirenler için işleri hazırdı. Örneğin bizim nesil öğretmenler, bakanlığa müracaatı okulu bitirirken, okul idaresi kanalıyla yapıyor, iki ay sonra depo tayini oluyorlardı. şimdi adam Eğitim Fakültesi’ni bitirmifl, öğretmen açığı bile var, onu hemen göreve almıyorlar. Ne diyorlar biliyor musunuz?

- Senin Eğitim Fakültesini bitirmifl olman, öğretmenlik diploması ve formasyonu almıfl olman bizim için yeterli değildir. şimdi Kamu Personel Seçme Sınavına da gir. O sınavda da baflarılı ol, ondan sonra seni sıraya alarak öğretmen yapacağız. Bu açıkça ne demektir biliyor musunuz? Sen ilköğretim dördüncü sınıftan itibaren dershanelere gittin. OKS’yi veya yeni adıyla SBS’yi emek ve para harcayarak kazandın. Sonra lisede okurken tam dört yıl yine dershaneye giderek hatta zaman zaman özel öğretmenlerden ders alarak, ÖSS’yi de kazandın. Ne zorluklarla dört yıl gurbette yarı ac, yarı tok okuyup üniversiteyi de bitirdin ve öğretmen oldun. Ama bunlar yetmez. şimdi git en az iki yılda KPSS dershanelerinde para dök ve oku ki ben seni öğretmen yapayım. Madem ki, sen kendi üniversiten verdiği diplomayı hiçe sayıyorsun bu fakülteleri niye açtın? Hem açığın var, hem sınav yapmadan almıyorsun. Peki bu gencin okuduğu fakülteden aldığı diploma ve formasyon neye yarar?

şimdi sizler diyeceksiniz ki, SINAV YAPMADAN BAşARILI OLUP OLMADI⁄INI NERDEN B‹LECE⁄‹Z? Birazda bu konu üzerinde duralım. Sınav hangi durumlarda yapılır? Alınacak personel az;talipli çok olduğu zamanlarda sınav yapılır. Diyelim ki bu yıl F‹Z‹K Ö⁄RETMEN‹ AÇI⁄I 500 kifli. MÜRACAAT EDEN 600 K‹ş‹. Böyle bir durum varsa, elbette bir eleme ve baflarılı sırası tespiti için sınava gerek vardır. AMA D‹YEL‹M K‹ BU YIL K‹ SINIF Ö⁄RETMENL‹⁄‹NDEN MEZUN OLAN D‹PLOMALI VE SERT‹F‹KALI Ö⁄RETMEN SAYISI 20 B‹N; SEN‹N SINIF Ö⁄RETMEN‹ AÇI⁄IN 40 B‹N. BU SINAVI NEDEN YAPIYORSUN? ÖNCE MEVCUT FORMASYONLU VE D‹PLOMALI Ö⁄RETMENLERLE AÇI⁄IN KAPAT, GER‹ KALAN AÇIK ‹Ç‹N SINAV YAP. Böyle, “olmaz” diyor. Neden olmaz biliyor musunuz? Çünkü bir de KPSS dershanelerine soyduracaklar. Eskiden öğretmen okullarına 5.sınıftan öğrenci seçilerek alınırdı. Yazılı olarak yapılan ön seçme sınavını kazananlar bir de öğretmen okulunda yazılı, sözlü ve bedeni mulakata girerlerdi. Notlarının hep pekiyi olması yetmezdi. Özellikle şziki yapı, dil, iflitme, görme, sıcağa ve soğuğa dayanma gücü arafltırılırdı. Çocuk öğretmen olunca yedi iklimde bile öğretmenlik yapacak kadar güçlü olmalıydı. Çocuklar önünde mahçup olmayacak kadar konuflma becerisine sahip olmak zorunluluğu vardı. TOPAL, AKSAK, PELTEK, KEKEME, ÇOK KISA BOYLU OLANLAR ALINMAZDI. Sağır, yüzünde belirgin yara ve çıban izi olanlarda alınmazdı. Yani daha yolun baflında bu seçimler yapılır, ilerde böyle fleylerle uğraflılmaz, çocuk öğretmenliğe gönül vererek yetiflirdi. O, öğretmen olacağının bilincinde, onu eğitip yetifltirenlerde bunların öğretmen olacaklarının bilincinde olduklarından öğretmenlik ruhu ve felsefesi bu çocukların benliğini sarar ve kucaklardı. Böyle bir ruh ve felsefe ile yetiflen öğrenciler, öğretmenlikten baflka bir meslek düflünüp hayal etmediklerinden kendilerini bu kutsal göreve adayarak, bafllangıçtan sonuna kadar ettikleri yemine sadık kalarak çalıflırlardı.

Öğretmen okulu son sınıfta iken, bir ilkokulda staj yapıyordum. Fen ve Tabiat Bilgisi Dersini ifllerken Meslek dersleri öğretmenimiz Turgut Bey izlemek için sınıfıma girdi. Arka sıralardan birine oturup, izlemeye baflladı. Bende hiçbir kimse yokmufl gibi planıma sadık kalarak dersi iflleyip zamanında bitirdim. Sıra değerlendirmeye gelmifltik ki Hocam:

- Çocuklar, size bir sorum olacak. Ama bana açık söyleyin. Ben bu öğretmenin anlattıklarından hiçbir fley anlamadım. şimdi siz anladınız mı? Anlayanlar parmak kaldırsınlar. Çocukların hepi parmak kaldırdı. Bir kız çocuğuna:

- Senin adın ne? diye sorunca, çocuk:

- Zeynep Karagözoğlu. 5/A, numaram 15 Efendim. Hoca:

- Bu öğretmenin anlattıklarından bir fley anladın mı? Çocuk:

- Hocam,anladığımızı sen daha iyi anlıyorsun ama, her nedense bir nadır arıyorsun. Anlamasam,bu sözleri size söyleyemezdim.

şimdi de  bakanlık sınavla öğretmen alıyor. Farz et ki bu gençler kızdı da sınava girmedi, bu öğretmenleri yok mu sayacaksınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar