Gözler Özekmekçi’de...

 


 




29 Mart mahalli seçimi yoğun bir tempoda geçti. Özellikle son on günlük propoganda dönemi herkesi gerdi. Önceki seçimler genelde iki parti arasında geçtiği için diğer partilerin çalışmaları formaliteden öteye geçmezdi. CHP, MHP ve de AKP’nin yanısıra DP ve DSP’nin de seçime asılmaları heyecan yarattı.




Yoğun tempo siyasetçi, gazeteci ve de halkı bunalttı. Siyasetçi zaten bir taraf, ona bir de taraf gazeteciler eklenince ortalık toz duman oldu. 2004 mahalli seçimlerinde de basın olarak taraf olmuştuk. Ancak, ANAP ve CHP arasında bir çekişme yaşandığı için AKP, MHP, DYP gibi partiler fügüran rolü üstlenmişlerdi. Hem siyasetçi hem de gazeteci sayısı da bu kadar çok değildi. Beş yılda oldukça fazla çoğalmışız.




Özellikle de basın...




Hepimiz bir tarafa çektik. Kimimiz CHP’yi, kimimiz MHP’yi, kimimiz de AKP’yi destekledik. Üç büyük parti dışında DP, DSP ve SP’yi destekleyenler de oldu.




Bu yarışta en kârlı çıkan ben oldum. Çünkü, CHP’nin kaybetmesi için çaba sarfettiğim için diğer partiler beni çok sevdi. CHP’liler ise; bana hep diş bilediler. CHP’li kendini bilmez bir partilinin saldırısına bile uğradım. Kendisiyle başka bir ortamda karşılaşmak isterdim! Neyse onunla mahkemede hesaplaşacağız.




Diğer gazeteci arkadaşlar sadece bir partiye destek verince tüm partilerin tepkisini çektiler. Önceki seçimde canla başla desteklediğim partiye karşı mücadele vermek çok değişik bir duyguydu. Ama, şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, sonuç beni üzmedi. Bir çok kişi de bende bunu gördü ve ifade etti. Necdet Özekmekçi’yi çok sevmemden kaynaklanıyor olsa gerek...




Bu seçimde benim gibi saf değiştiren başka isimlerde oldu.




Örneğin; ANAP’ı destekleyen Yılmaz Ölmez şimdi CHP’deydi. CHP karşıtlığıyla bilinen Nezir Çetin de saf değiştirdi.




Bazı yerel gazetelerin sahipleri de, 2004 seçimlerinde “CHP kaybetsin!” diye ellerinden geleni yapmış olmalarına rağmen iktidar yanlısı oluvermişlerdi. CHP’nin karşısında yer alıp, ANAP’ın kapısından ayrılmadıkları günler artık mazide kaldı. CHP’den yine meclis üyesi seçilen Bülent Önal, bir gün birisini ANAP’ın kapısında görmüş ve “Biraz da bizim partimizin kapısının önünde bekle!” diye takılmıştı. Necdet Özekmekçi’nin de çok güvendiği bu gazete sahibi her dönemin adamı olmayı güzel başarıyor.




Ne diyelim, Allah muhabbetlerini arttırsın...




Ben de kendi kendime kaşınıyorum canım...




Görmesen, duymasan, konuşmasan ne olur...




2004 yerel seçimlerinde desteklemişsin, desteklediğin insanlar seçimi kazanmışlar da... Ne diye halk için halk adına gazetecilik yapacağım inadındasın... İnadına muhalefet olmanın gereği ne... Ben zaten boks maçı seyrederken bile dayak yiyenin tarafını tutarım...




Dedim ya! kendi kendime kaşınıyorum...




***




Halktan, halkçılıktan söz açılınca birden aklıma geliverdi!




Belediye başkan adaylarının Necdet Özekmekçi’ye çeşitli soruları olmuştu. Bunlardan ikisi çok önemliydi. MHP adayı Yusuf Keremit, “2004 yılında başkan seçilince mal varlığın neydi, şimdi ne oldu? Şeffaf olmanı ve mal beyanında bulunmanı istiyoruz” demişti.




Bir diğer talep de, Söke Belediyesi Hizmet Binasıyla ilgiliydi. Bu yöndeki soru AKP adayı Ali Güzelyağdöken, MHP adayı Yusuf Keremit ve DP adayı Mızrap Nazlı’dan gelmişti. Demişlerdi ki, “Belediye Hizmet Binası yapım işini üstlenen firma ihaleden çekilince neden tekrar ihale yapmadınız? Tekrar ihale yapmayarak, (1 milyon 50 bin TL. fazla fiyatla) en yüksek fiyat veren bir başka firmayla sözleşme imzalamanızın nedeni seçim yatırımı mıdır? Belediye Hizmet Binası’nın açılış töreni seçimlere yetişmesi için izlediğiniz yol belediyeyi zarara uğratmış olmadı mı?”




Bu iki konu hakkında Başkan Necdet Özekmekçi tek bir kelime açıklama yapmadı. Söke halkının kendisine bir beş yıl daha süre tanıması jestine karşılık açıklama yapmasını bekliyorum. Şeffaflık örneği gösterip, 2004-2009 yılları arasındaki mal varlığındaki değişikliği açıklamalıdır. Kendisine güvenen ve oylarıyla onurlandıran seçmene karşı yaklaşımı bu şekildi olmalıdır. Belediye Hizmet Binası yapım işinin tekrar ihaleye çıkarılmayıp, en yüksek fiyat veren firmaya yaptırılmasıyla ilgili olarak da soruşturma açılmasını istemelidir.




Yanlış okumadınız!




“Soruşturma açılmasını istemelidir!” diye yazdım.




Evet, 2009 yerel seçiminde Söke’nin gündemini meşgul eden iki ciddi konu...




Başkan Necdet Özekmekçi’nin hem mal varlığı konusunda hem de soruşturma açılması konusunda gerekli girişimleri başlatacağından şüphem yok...




Benim tanıdığım Necdet Özekmekçi onuruna düşkündür. Seçim konuşmalarında sarfedilen bu sözleri, “Söylendi geçti, zamanla da unutulur” düşüncesiyle yaklaşmaz...




Seçimin yapıldığı günün akşamında CHP’li bir arkadaşım, “Bu saatten sonra ne yazarsan yaz “ demişti. Aslında işin doğrusu da arkadaşımın dediği gibi...




Bu saatten sonra ben de nelerle uğraşıyorum canım...




Bu saatten sonra beni kim, neden iplesin...

Önceki ve Sonraki Yazılar