HALK MECLİSİ PROJESİ NEYDİ?.. NİÇİN HAYATA GEÇİRİLEMEDİ?

 

Yerel yönetimler, halkın yönetime katılması ilkesinin uygulama alanlarıdır; böyle olmalıdır. Katılımcılık ilkesi bunu gerektirir.

Esnaf, emekli, genç, ihtiyar, kadın ve hatta çocuklar dertlerini, sorunlarını, yaşanan yöre ile ilgili görüş, eleştiri ve önerilerini serbeste ifade edebilmelidirler. İfade özgürlüklerini hayata geçirebilecek zeminlere sahip olabilmelidirler…

İşte bu amaçlarla bizler bundan yaklaşık 4 kadar önce, Akbük’de bir Halk Meclisi kurmak için harekete geçtik…

Her türlü siyasi partiden bağımsız çalışacak, halkın özgür iradesini ortaya çıkartmayı amaç edinmiş bir demokratik halk hareketini hayata geçirmek için kollarımızı sıvadık.

Bu amaçları organize etme yönünde yapılacak işlerin hamallığını yapma düşüncesiyle de bir dernek kuruluşuna doğru yönlendik. Dernek halk Meclisi toplantılarını düzenleyecek, yeri, ses düzenini ve sair teferruatları yerine getirecek ve toplantıyı açarak, kenara çekilecekti. Toplantıyı yönetme işi dahi, o gün toplantıya katılanların özgür iradesi ile belirlenecekti.

Derneğin adı, Akbük Halk Meclisi Derneği olarak belirlendi…

Dernek tüzüğünün amaç maddesinde ise, şunlar yazılıydı:

DERNEĞİN AMACI:

MADDE 2.-        Dernek, Akbük beldesinde ikamet eden halkın, yörenin tüm sorunlarını bizzat tartışarak çözümler oluşturacağı bir doğrudan demokrasi platformunun oluşturulması amacı ile kurulmuştur. Temel amaç, Akbük halkının bizzat kendi düşüncesi, sahip olduğu kültürel miras ve ulusal birlik esasları dâhilinde bir bütün olarak kendi kendisini yönetmesi yönündeki demokrasi kültürüne katkıda bulunmak, sözünü ettiğimiz bu toplumsal kültürü geliştirerek, üstün bir değer haline getirmektir. Derneğin amacının ortak paydası, milli kültürümüz, hukuk devleti esasları ve doğrudan demokrasi ilkesidir.

Tüzükte daha sonra yapılacak işler sıralanıyordu:

•        Dernek, Halk Meclisi toplantılarının siyasi bir çekişme alanına dönüşmemesi için gerekli tüm önlemleri alır; temel amaç, beldenin sorunlarının halkın iradesi yönünde oluşmasına zemin hazırlamaktır. Dolayısıyla, Dernek, siyasi partiler arasındaki çıkar çatışmalarının tümü ile dışında ve üstünde bir çalışma alanının tesisi yönünde azami gayret sarf eder.

•        Dernek, ulusal kültürümüzü oluşturan tüm değerlerin korunması, geliştirilmesi ve halkın bilincine yerleştirilmesi yönünde çalışmalar yapar. Millet olarak bizleri birbirimize bağlayan kültürel ve sosyal bağların güçlendirilmesi yönünde çalışmalar yapar.

•        Dernek, beldenin yönetilmesine aktif katkılar sağlar; katılımcılığı, demokrasiyi ve uzlaşma kültürünü geliştirme yönünde çalışmalar yapar.

•        Dernek, çalışmalarında Akbük halkını oluşturan insanların etnik farklılıklarını değil; tam tersine ortak kültür paydası zeminindeki zenginliklerini öne çıkarıcı çalışmalar yapmaya özen gösterir. Ortak milli kültür, ortak ekonomik çıkar ve ortak kaderin geliştirilerek, paylaşılması benimsenen temel ilkedir.

•        Özetle Dernek, Akbük yerelinde halk iradesinin oluşması, söz konusu iradenin özgür demokratik ortam içinde geliştirilmesi ve beldenin yönetiminde doğrudan demokrasinin yerleşmesi yönünde siyasi partilerden bağımsız ve özerk bir halk oluşumunun yapılandırılması yönünde çalışmalarını sürdürür; gerekli iş ve işlemleri yerine getirir.

Peki…

Sonra ne oldu?

Bu dernek niçin kurulamadı?

Niçin “yerel” halk derdini, tasasını, eleştiri ve önerilerini ifade edebilme özgürlüğüne kavuşamadı?

Niçin katılımcı demokrasinin inşa edilmesi bu kadar büyük bir tepki ile karşılandı?

Bu soruların yanıtları hakkındaki düşüncelerimizi daha sonraki bir yazımızda sunacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar