MEHMET ALİ OKLAY

MEHMET ALİ OKLAY

İMAM MÂTÜRÎDÎ ( 4 )

Rahmetli Necip Fazıl Sakarya Türküsü’nde şöyle der:
“Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift, birinden nur akar; birinden kir.”
Evet insanoğlu ya nurlu yolda gidecektir ya da kir akan yoldan. Kendi aklı ve irade hürriyetiyle yolunu seçecektir. Tabiidir ki sonucuna da katlanacaktır. 
Mâtürîdî Abbasi iktidarından uzakta, merkezi idarenin (otoritenin) zayıfladığı bir bölge olan Semerkant’ın dış mahallelerinden, Mâtürîd denilen yerde doğmuştur. Doğum tarihi kesin bilinmemektedir. Hicri 333, Miladi 944 yılında Semerkant’da vefat ettiği bilinmektedir. Eş’arîlik Bağdat’ta doğarak İran içerisinde yayıldığı gibi, Mâtürîdîlik de uzun bir müddet sonra Semerkant’ta doğan ve Türkistan’da inkişaf eden bir kelâm cereyanıdır. Hilmi Ziya Ülken’e göre Eş’arilik ile Mâtürîdîlik asırlarca birbirleriyle rekabet etmişlerdir. Mâtürîdîlik Eş’ariliği itidale götürür, aklîleştirir. Esas meselelerde aralarında büyük fark olmadığını söyler. Mâtürîdîler derler ki, Allah’a inanmak vazifesi ilâhi emir üzerine kurulmuştur, fakat bu da yine akılla idrak edilmiştir. Bu suretle akıl Allah’a iman menbaı değil, fakat bu da yine akılla idrâk edilmiştir. Bu suretle akıl Allah’a imanın menbaı değil, fakat bu da yine akılla idrâk edilmiştir. Bu suretle akıl Allah’a imanın menbaı değil, fakat âletidir. Yine Mâtürîdîlerde emri ve nehyi tayin eden yine iyilik ve fenalıktır. Bir şey Allah tarafından iyi olduğu için emredilmiştir ve fena olduğu için sakındırılmış, yasaklandırılmıştır. Bu ahlâkın ve hukukun rasyonel izahıdır. (Ayrıntılı bilgi için Hilmi Ziya Ülken, İslam Düşüncesi, sf: 38-45)
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de akla vurgu yapan, akıl ile ilgili 36 surede 75 ayeti kerime vardır. Kutsal kitabımız bize ısrarla ve yineliyerek aklımızı kullanmamızı öğütlemekte, nasihat etmektedir. Mâtürîdî üç farklı bilgi edinme yolundan bahsetmektedir. İdrak, haberler ve istidlal (akıl yürütme). Aklı, diğer haber çeşitlerinden soyutlamamakta ve bilgi edinme yollarından olarak zikrettiği istidlale, hem duyular hem de haber yoluyla bilgi edinirken, zaruri bir ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Akıl yürütmenin Allah’ın emri olduğuna dikkat çeken Mâtürîdî, akıl yürütmeyi inkar eden kimsenin de aklı reddedebilmek için akla ihtiyacı olduğunu söyler. Kainatda mevcut hikmetlerin bilinmesi ile evrende yaratıcıya dair varolan delillerin bilinmesinin zaruri olduğunu bunun da akıl yürütmeden başka yolu olmadığını söylemektedir. 
Akılcı-Hadari zihniyetin en önemli temsilcilerinden biri olan Mâtürîdî, aklın ve taklidin yarıştığı bir arenada, Müslüman başarısı için aklın zaferini ön görmüştür. Günümüz müslümanlarının da yüzyıllar önce yaşamış olan bu şahsiyetin çağrısına cevap vermesi dileğiyle...
Umarım, konuyu bir kişi bile olsa, nazari-dikkate getirebilmişimdir. İnşallah!

Önceki ve Sonraki Yazılar