E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Kapitülasyonları Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy geri mi istiyor?

 

 

Fransa, AB Dönem Başkanlığı'nı Slovenya'dan devraldı. Devir alırken Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin Türkiye özel temsilcisi Pierre Lellouche, Türkiye'nin AB üyeliği için beklentilerini açıkladı. Açıklamasında:

1)Fransa, Türkiye'nin AB üyeliğine karşıdır, diyor. Açıkçası istemiyorlar.

Elbette bunun bazı nedenleri vardır.

2) Türkiye Fransız şirketlerine yaptırım uyguluyor, diyor ve bu yaptırımıarın derhal kaldırılmasını istiyor.

3) Fransız askeri uçaklarının Türk Hava Sahaları'nı kullanmaları yasak, diyor ve ekliyor: "Fransız askeri uçakları Türk Hava Sahası’'nı kullanmalı."

4) Fransız Savaş Gemileri'nin Türk limanlarına yanaşmasına izin verilmiyor, diyor.

5) Fransa'da önemli bir Ermeni topluluğu var, diyor. Ermenistan hava koridorunu açtınız. Neden karayolunu da açmıyor sunuz?

6) Kıbrıs'ta bu denli önemli bir orduya sahip olma ihtiyacınız var mı? diye soruyor. Daha birçok şey konuşuyor da ben sadece yukarıya aldığım bu altı madde üzerinde durmaya çalışacağım.

Fransa, bize yardımcı olacak yerde köstek oluyor. Oysa biz tarihte hep Fransızlara yardım etmiş, onları Almanlar'ın elinden kurtarmıştık. Hem kurtarmış ve hemde onlara, Koca İmparatorluğun bütün limanlarında ticaret yapma, serbest dolaşma hakkı vermiştik. Bu beladan ancak Türk Kurtuluş Savaşı sonunda ve Lozan antlaşması ile kurtulmuştuk. Şimdi ise AB ortaklığını bahane ederek, bizden istediklerine bakın. Gelin bu istemleri birlikte analiz edelim:

I) Fransa,Türkiye'nin AB üyeliğine neden karşı?

Bunun birçok nedenleri var olsa da, asıl neden rakabettir. Şu anda AB üyeleri içinde en güyük toprağa Fransa sahiptir. Türkiye üye olunca, bu konu da Fransa ikinciliğe düşecek. Çünkü Türkiye Fransa'dan çok daha büyük bir ülkedir. Ayrıca Fransa ile Türkiye'nin ürettiği tarımsal ürünler örtüşmektedir. Türkiye'nin ürettiği birçok tarımsal ürün Fransa'nın ürettiği ürünlerin önünü kesecek, Almanya ve benzeri kuzeyliler bizi tercih edeceklerdir. Fransa 'nın asıl öldüğü ve bizi istemediği nokta burasıdır. Korku ve rekabet.

2) Türkiye, Fransız şirketlerine yaptırım uyguluyor. Doğrudur. Dosta dost, düşmana düşmanca yaklaşmak her ülkenin hakkıdır. Aynaya nasıl poz verirsen, onu görürsün. Ayna sana değişik bir şey göstermez. Sen, Türkiye'ye dostça davransan, herhalde dostça muamele görürsün. Koskaca bir ülkenin Cumhurbaşkanı kalkıp, Türkiye için ağzına geleni sayacak ve sonrada AB kozunu kullanıp ortaklık tehditleri savuracaksın. Buna çocuklar bile inanmazlar. Türkiye kadar bu işten Fransa'da zarar görür. Türkçe'de güzel bir deyim var: "Çalma kapıyı" çalarlar kapını" Oyunu sen başlattın, sonucunada sen katlanacaksın. Zarar gören şirketler, bu zararın hesabını senden sorarlar. Onu da sen düşün. Dile getirdiğine göre, hesap sorulmaya başlamış demektir.

3) Fransız askeri uçakları, Türk Hava Sahaları'nı kullanamıyorlarmış. Elbette kullanamazlar. Sen Türkiye'ye düşmanca yaklaşımlar içinde olduğun müddetçe, Türk Hava Sahası'nda işin ne?

4) Fransız Savaş Gemileri Türk Limanları'na yanaşmıyormuş. Doğal değil mi?

Bu tavrın ve düşüncelerin karşısında ne bekliyordun?

5) Fransa'da önemli bir Ermeni Topluluğu varmış. Onların baskıları ile Türkiye-Ermenistan kara sınırının açılmasını istiyor. AB Topluluğu içinde ne kadar Türk var, onu biliyor mu? Ben söyleyeyim, Avrupa'da ki Türkler, dünyadaki bütün Ermenilerin iki katıdır. Bay Sarkozy, bundan haberin yok mu? Eğer sizler tarih boyunca Türk-Ermeni ilişkilerine burnunuzu sokmamış olsaydınız, bugün bir "Türk-Ermeni Sorunu olmayacaktı" Gelin burnunuzu bu işe sokmayın.

6) Kıbrıs'ın avukatlığı seni ilgilendirmez. Sen önce Korsika ile olan işini hallet. Mösyö sen kaybedersin, Türkiye kazanır.


Önceki ve Sonraki Yazılar