KENTİMİ SEVİYORUM -2-

 

 

(geçen haftadan devam)

Caddede sıralanan diğer bankaların da çokluğu, bu caddenin tanımlanmasında zaman zaman falanca bankanın önündeyim gibi, banka adlarının kullanıldığı ve buraya Bankalar Caddesi de dendiğini anımsıyorum.  Yeri gelmişken sokak adları bir kentin kimliğini oluşturur,  elimde olsaydı eğer buraya, dostluğun ve hoş görünün simgesi, “Mevlana” adını verirdim.

Solda börekçi ve tatlıcı birbirini tamamlamış uyum içinde görünüyor.  Caddenin yüz akı, yenilenmiş tarihi pasaj,  TC’nin kaldırılması tartışmalarının yapıldığı şu günlerde adının söylenmesi insana bir ferahlık veriyor.   ”Cumhuriyet Pasajı” Bakımlı hali tertemiz. İçinden geçip, Belediye’ye çıkmak, tarihi solumak gibi. Yapının yıllardır tanık olduğu olaylar, gizemi ile sarıyor insanı. Vakit uygun olsa, geçmişten günümüze tam bir meyhane havasını yaşayabileceğimiz  üst kattaki lokantada iki tek atmak çok keyifli olabilirdi.

Pasaj çıkışında sizi Belediye binası karşılıyor. Ve  park etmiş araçların hiç de uygun düşmediği, hatta görüntü kirliliği yarattığı kısıklardan yürüyerek belediyeye ve kentin diğer yönlerine geçebilirsiniz. Aslında Belediye binasının çevresi de taşıtlardan arındırılarak, parkla bütünleştirilmiş çiçekli yollardan Belediyeye girip, işlerini halletmek vatandaşa daha huzurlu gelebilir diye düşünüyorum. Çünkü yolunuzun üzerine, hatta zaman zaman kaldırıma park edilmiş araçlar, yarattıkları engel yüzünden havuzun verdiği hoş duyguları yok ediyor.

Pasaj kültürünün gelişmiş olmayışı, boş dükkanlar  bu güzelim pasajın gerektiği şekilde değerlendirilemediği düşüncesine  götürüyor beni. Tüm çekiciliğine karşın uzaklaşma isteği duyuyorum oradan. Aslında burası, bir tarih kenti olan Söke’nin geçmişinden bir esinti getirecek,  otantik bir minyatür çarşıya dönüştürüldüğünde insanın her gün uğramak isteyeceği bir mekana dönüştürülebilir.

Ben yoluma devam ediyorum. Cumhuriyet fırını, yıllar öncesinden getirdiği  ekmeğin o dayanılmaz  kokusunu yayıyor çevreye. İşlek caddenin hatırı sayılır derecede çok müşterisini, her gün burada görebilirsiniz. Dilediğiniz türde ekmeği bulabiliyorsunuz. Yaşlı fırın, sayısız çeşitlilikte ürettiği ekmeklerle sağlıklı beslenmeye katkı sağlıyor. Börekçi, tatlıcı sıralanışında ekmekçi de yerine uymuş.

Trafik hızla akıyor. Dolmuşların, durakta zaten beklemekte olan müşterilere, gereksiz yere çaldıkları “ben geldim” kornaları olmasa keşke.  Fark edilmemekte direnilen eksoz kirliliğine bir de gürültü kirliliği eklenince, insanın “gereksiz yere  korna çalma, gürültü kirliliği yapma şoför amca!” pankartları asma isteği  artıyor. (sürecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar