KENTLER ve MEKANLAR

 

Kent yapıları kentin kimliğini oluşturur. Öyle yapılar vardır kentin dokusunu bozmuştur ve çevresinde yaşayanların üzerinde kâbus gibi durur. Ya da bir başka deyişle; son zamanlarda herkesin yakındığı ama çözüm için kılını kıpırdatmadığı “beton yığınına döndü memleket!” sözlerinde anlam bulan, sadece kazanmak, çok kazanmak amacıyla yapılan yapılar, kentleri yaşanılası durumdan çıkarmaktadır.

Yeterli olmasa da son zamanlarda dış görünüme, estetiğe değer verilerek oluşturulan yapıların çevresine bir güzellik katığı da gerçek.

Kentimiz de kentsel gelişimini hızla sürdürürken hızla dışa doğru büyüyüp gelişmekte. Kent içinde kurtarılmayı ve düzenlenmeyi bekleyen bir çok eski yapı sessizce bekliyor. Efes sineması gibi…

Kültürel etkinliklerin de bir ivme kazandığı şu günlerde kültür salonu yetersizliği  kendini daha bir fazla hissettiriyor. Belediyemizin  kente kazandırdığı yeni düğün salonu bu açığı kapatacaktır mutlaka.  Ancak Efes sinemasının bir kültür mirası olarak Söke’ye kazandırılması konusunda neler yapıldığı konusunda bilgiye gereksinim duyuyoruz. Böyle bir çalışma var mı? Kentleri oluşturan mekanlar, eski-yeni yapıların birbirilerine uyumlu olmalarıyla daha güzel bir görünüme sahip olurlar. Bütünleşirler.Kent yaşamına daha bir anlam katarlar. Efes Sinemasının kaderine terk edilmemesi en büyük arzumuzdur.                                                                                            

Bilmem farkında mısınız, Söke ülkemizin en zengin etnografik müzesine sahip. Geçtiğimiz yılın sonlarında Novada Outlet içinde açılış yapılan “Otantika Etnografya Müzesi yerli–yabancı konuklarını ağırlıyor. Müzesi’nde ev eşyasından, kadın erkek giyimine, aksesuara kadar Ege yöresine ait 1.500-2.000 parça eşyadan oluşturulmuş. 1.000 metrekare üzerine kurulan müzede ağırlıklı olarak Ege yöresinin kültürel mirasından derlenmiş; bindallılar, cepkenler, şalvarlar, uçkurlar, oyalar, yemeniler, peşkir ve yağlıklar, gelin başları, namaz ve mevlit örtüleri, banyo takımları, çarşaflar, örtüler, saatler, hançerler, dibekler, konsüller, halılar ve kilimler yer alıyor.

Bir gün Kipa’ya yolunuz düşerse bu değerli müzenin nostaljik havasını solumanızı tavsiye ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar