ÖLÜ ALANLARI CANLANDIRMAK

 

Bir kent alanlarıyla nefes alır. Beton yığınına dönüşmüş, yürünecek bir yollar yumağına, oturulup dinlenilecek yeşil alanlara ve törenler, kültürel etkinlikler, mitingler, konserler düzenleyebileceği bir meydana sahip olmayan kentlerde, özellikle çağdaş bir sosyal yaşamdan söz etmek mümkün değildir.

Bir yandan nüfusu hızla artan kentimizde, yapılaşma ve taşıt yoğunlaşması olumsuz etkilerini her gün biraz daha hissettirirken, kentsel yenileşme de sürdürülmeye çalışılmaktadır. Bu arada trafiğe çıkan taşıt sayısı artarken, yakın zamanda yaşanacak sorunların da sinyalini vermektedir. Son zamanlarda önemli bir düşüş görülse de geçtiğimiz yıllarda önemsenmeyecek kadar yoğun göç alan Söke’nin yerli nüfusunun % 28’ lere kadar düştüğünü bir radyo programında duyduğumu anımsıyorum.

Ve bir “Söke Kent Gönüllüsü” olarak; gözlemlediğim bazı ölü alanların yarının Söke’sini kurgularken değerlendirilmesinin uygun olacağını düşünmekteyim. Daha önceki yazımda yazdığım gibi kentin önemli ticaret alanlarını oluşturan pasajların gözden geçirilerek gereken ilgiyi görecek canlanma sağlanabilir.  Bedestenin Aydın caddesi girişinde atıl durumda bulunan stantların engelli yurttaşlarımız için, el sanatları ürünlerinin satış noktasına dönüştürülebilir. İstasyon Caddesi üzerindeki hangarlar Elden geçirilerek türlü etkinliklerin yapılacağı, gençlik kültür-sanat merkezine dönüştürülebilir. Bu konu da sanata önemli bütçe ayıran, DYO, Efes Pilsen, Borusan gibi firmalardan sponsorluk hizmeti sağlanacağı gibi, AB gençlik merkezleri projelerinden de yardım alınabilir. Tren yolunun kullanılmayan TANSAŞ yönündeki bölüm Belediye Dinlenme evine ve çocuklar için oyun bahçesine dönüştürülebilir. Yine garın karşısında yıkılmaya yüz tutmuş, “girmek tehlikeli ve yasaktır” tabelaları bile zaman aşımına uğramış, adına ucube  diyebileceğimiz çatılı alan yol kenarı yeşilliğine dönüştürülebilir.

En önemlisi de bir an önce, kent dışında uygun bir yere,  Söke’ye yakışır bir otogar yapılıp, boşaltılan yere de “KENT ALANI” kazandırılabilir.

Bu arada; kent mobilyalarından saydığım reklam panoları –bilboardlar- yeni bir hava getirdi. Dolmuş duraklarıyla birlikte. Ancak yinelemekte yarar var, dolmuşların durak harici indi-bindi yaptırmamaları, kent içinde çağdaş görüntüye katkı sağlayacaktır. Bir de Panoların çevrelerinde, kesilmiş ağaçların mahzun görüntüleri, bulundukları yere yakışmıyor. Bu ağaçların yenilenmelerinin mevsimi geldi sanırım…Esen kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar