ÖNEMLİ GÜNLER YAŞIYORUZ…


Tür­ki­ye, Cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de rast­lan­ma­dık ni­te­lik­te, cid­di, önem­li ve risk­li gün­ler ya­şa­mak­ta­dır.
Her gün med­ya­nın  çe­şit­li ka­nal ya da say­fa­la­rı­na yan­sı­yan ge­liş­me­ler, ya­ba­na atı­la­cak cins­ten de­ğil­dir.
Olan­lar, olup bi­ten­ler ve bu gi­diş­le ola­cak olan­lar, gör­mez­den ge­li­ne­bi­le­cek ni­te­lik­te, üs­tü ko­lay­lık­la ör­tü­le­bi­le­cek va­kı­alar de­ğil­di­r…
Bu an­lam yük­lü  olay­lar res­mi­ge­çi­di kar­şı­sın­da tüm yurt­taş­la­rı­mı­zın, ger­çek­le­ri ol­duk­la­rı gi­bi ve tüm ay­rın­tı­la­rı ile bir bü­tün ola­rak gör­mek ve an­la­mak gi­bi bir so­rum­lu­luk­la­rı bu­lun­mak­ta­dır.
Sö­zü­nü et­ti­ği­miz ger­çek­le­ri, ana baş­lık­la­rı ile kı­sa­ca sı­ra­lı­yo­ruz:
1. Ül­ke, “la­ik­lik kar­şı­tı ey­lem­le­rin oda­ğı du­ru­mun­da ol­du­ğu” Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’nce ke­sin­leş­miş yar­gı ka­ra­rı ile sap­ta­nan bir si­ya­si par­ti ta­ra­fın­dan yö­ne­til­mek­te­dir.
2. Söz ko­nu­su ik­ti­da­rın so­rum­lu ki­şi­le­ri hak­kın­da­ki yol­suz­luk id­di­ala­rı­nı içe­ren ce­za ko­vuş­tur­ma­la­rı, do­ku­nul­maz­lık zır­hı ile ko­run­mak­ta ve mec­lis baş­kan­lı­ğı­nın su­me­ni al­tın­da bek­le­mek­te­dir.
3. Bu si­ya­si par­ti­nin oda­ğın­da bu­lun­du­ğu De­niz Fe­ne­ri yol­suz­lu­ğu, Al­man Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan hü­küm al­tı­na alın­mış ve esas suç­lu­la­rın Tür­ki­ye’de ol­du­ğu id­di­ası ke­sin­leş­miş yar­gı ka­ra­rı ha­li­ne dö­nüş­müş­tür.
4. Söz ko­nu­su par­ti­nin gi­ri­şim ve bas­kı­la­rı ile Tür­ki­ye’de yar­gı ba­ğım­sız­lı­ğı ve gi­de­rek hu­kuk dev­le­ti ne­re­dey­se ta­ma­men or­ta­dan kalk­mak üze­re­dir.
5. Gör­sel ve ya­zı­lı med­ya­nın bir bö­lü­mü ya­ban­cı ser­ma­ye­nin eli­ne geç­miş, bir di­ğer bö­lü­mü ik­ti­da­rın yo­ğun si­ya­si ve eko­no­mik bas­kı ve şem­si­ye­si al­tı­na so­kul­muş ve bir kı­sım med­ya ise, la­ik­lik kar­şı­tı yı­kı­cı fa­ali­yet­le­ri yi­ne yar­gı ka­ra­rı ile ke­sin­leş­miş bir “Ho­ca Efen­di­”nin et­ki ala­nı­na gir­miş bu­lun­mak­ta­dır.
6. Söz ko­nu­su bağ­lam­lar ve et­ki­le­rin doğ­rul­tu­sun­da ya­yın ya­pan med­ya ku­ru­luş­la­rı­nın önem­li bir bö­lü­mün­de, Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri’ni yıp­rat­mak, ka­ra­la­mak ve özel­lik­le de halk na­za­rın­da­ki gü­ve­nir­li­ği­ni or­ta­dan kal­dır­mak ama­cı ile sis­tem­li ve sü­rek­li­lik ka­za­nan ya­yın­la­ra yer ve­ril­mek­te­dir.
7. Yar­gı­tay’a, en so­rum­lu yar­gıç ve sav­cı­la­ra ka­dar uza­nan ka­dar uza­nan ya­sa dı­şı te­le­fon din­le­me­le­ri, her ge­çen gün or­ta­ya atı­lan im­za­sız “mu­vaz­zaf su­ba­y” ih­bar mek­tup­la­rı ve ben­ze­ri gü­ven sar­sı­cı ge­liş­me­ler, top­lu­mu cid­di bir bi­çim­de en­di­şe­ye ve ka­ram­sar­lı­ğa sevk et­mek­te­dir.
Kim­li­ği be­lir­siz bir “su­ba­y” ih­ba­rı, Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri’ni, en üst ka­de­me­le­rin­de yer alan ko­mu­tan­lar da dâ­hil bü­yük bir töh­met al­tı­na so­kar­ken, Ge­nel­kur­may Baş­kan­lı­ğı res­mi bir açık­la­ma ya­pa­rak, or­ta­ya atı­lan bu mek­tu­bun sah­te [ha­ri­cen üre­til­miş] ol­du­ğu­nu tes­pit et­miş bu­lun­duk­la­rı­nı açık­la­mak­ta­dır.
Sö­zü­nü et­ti­ği­miz bu “sah­te” bel­ge­ler, dı­şa ba­ğım­lı med­ya­nın ek­ran­la­rı­nı ve man­şet­le­ri­ni kap­la­mak­ta, bu ku­ru­luş­la­rın ya­yın po­li­ti­ka­la­rı ade­ta bu sah­te­ci­li­ğin tez­gâ­hı ola­rak iş­lev gör­mek­te­di­r…
Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri, bu ha­re­ket­le­ri, ken­di­si­ne kar­şı gi­ri­şil­miş açık bir sa­vaş ola­rak ni­te­le­mek­te­dir.
Bu tes­pit, sı­ra­dan bir te­le­viz­yon ka­na­lı­nın ma­ga­zin­leş­tir­di­ği ale­la­de bir se­nar­yo de­ğil­di­r…  Tam ak­si­ne, üze­rin­de cid­di­yet­le dü­şü­nül­me­si ge­re­ken bir ger­çek­çi­lik ta­şı­mak­ta­dır.
Or­ta­da sür­mek­te olan açık bir sa­vaş var­dı­r… Ve de­mek ki, kar­şı saf­lar­da Türk Si­lah­lı Kuv­vet­le­ri’nin, ya­ni Tür­ki­ye’nin düş­man­la­rı mev­zi­len­miş­ler­dir.
Bu mev­zi­le­rin bu gün için ter­cih et­tik­le­ri se­çe­nek, [şim­di­lik kay­dı ile] psi­ko­lo­jik sa­vaş ev­re­sin­de­di­r…
Bu sa­vaş ya­rın, ele si­lah alı­na­rak sür­dü­rü­le­bi­le­cek­tir.
Öte­ki gün ne­ler ola­ca­ğı, sa­va­şın ne­re­le­re tır­man­dı­rı­la­ca­ğı [he­nüz] bel­li de­ğil­dir.
Evet, bu önem­li tes­pi­ti, Tür­ki­ye’nin iç ve dış gü­ven­li­ğin­den so­rum­lu en yük­sek ma­kam, Türk si­lah­lı Kuv­vet­le­ri yap­mak­ta­dır!..
Ül­ke­mi­zin ay­dın­lık in­san­la­rı, bu önem­li uya­rı­yı doğ­ru de­ğer­len­dir­me­li ve med­ya­da yo­ğun şek­li ile yü­rü­tü­len bil­gi kir­li­li­ği­ni ve bu tak­tik­le­rin ar­ka­sın­da­ki psi­ko­lo­jik sa­vaş ma­ter­yal­le­ri­ni iyi süz­mek zo­run­da­dır.
Tür­ki­ye ay­dı­nı,  ça­ğı­mı­zın mu­ha­be­re tek­ni­ğin­de öne çı­kan tak­ti­ğin, psi­ko­lo­jik sa­vaş nam­lu­la­rı­nın o ül­ke­nin hal­kı üze­ri­ne çev­ri­le­rek sür­dü­rül­dü­ğü ger­çe­ği­ni bil­mek ve bu yön­de­ki sal­dı­rı­la­rı ber­ta­raf et­mek­le yü­küm­lü­dür.

Önceki ve Sonraki Yazılar