E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Ortada DYP ve ANAP tabanı mı vardı?

 

Sayın Demirel'in eski çıraklarından Koca Reis lakabıyla anılan, Adalet Partisi Genel Başkan yardımcılarından Dr. Saadettin Bilgiç verdiği bir demeçte şunları söylüyor:

 

"Sayın Demirel bundan önceki dönemlerde bu tip birleşme çalışmaları yapmış veya yaptırmıştır; ancak hiç birisinden güçlü bir hareket doğmamıştır. Şimdi bunlar DP çatısı altında birleşiyoruz diyorlar. DYP, adını DP yapacak, Anavatan’dan da buna katıldığını beyan edecek. Yani her iki partide (biz burada toplanıyoruz) diyecek. Bu kesinlikle yeterli değildir. Böyle şekli değişikliklerle, yukarıdan düzenlemelerle yeni bir DP doğmaz, yeni bir siyasi irade ortaya çıkmaz" diyor.

 

Yine eski bakanlardan Süleyman Arif Emre ise, şu görüşü savunuyor: "Birkere bu partinin birleşmesinde kendi tabanlarından gelen bir talep değil, Demirel baskısı söz konusu. Birinci dereceden Demirel’in rolü var bu birleşmede" Emre bunları söylemekle kalmıyor, şöyle devam ediyor; "Demirel bu yüzden Cumhurbaşkanını halkın seçmesine sıcak baktı. DP'nin Cumhurbaşkanı adayı olduğunda halk nezdinde şansının olacağını sanıyor. “Askerlerle ve bürokrasiyle kaynaşmış bir kişiyim ve aynı zamanda da sivilim” diye düşünerek, DP'den kendini Cumhurbaşkanı adayı göstermek için manevralar yapıyor. Ayrıca göreceksiniz DP'yi de hatip olarak destekleyecek.

 

Bu iki yaşlı politikacı doğruları göremiyor ve gerçekleri söyleyemiyor. Sayın Demirel'in çabaları askıda kalan merkez sağ ve merkez solu tabanda ve tavanda birleştirip politik yelpazenin kanatlarını TBMM'de tekrar işlerliğe ulaştırmaktır. Bugün %32’lik bir azınlık iktidarda, %18’lik bir bölüm muhalefette olup yelpazenin büyük bir bölümü, yani %50'si askıdadır. Dışarıda kalan bu %50’lilik potansiyel TBMM'sine yansımadan nasıl milli irade oluşabilir?

 

Sayın çıraklar ustalarını tenkit ederken şunu unutuyorlar: "Sayın Demirel iktidar olmuş, muhalefet olmuş, başbakan olmuş, Cumhurbaşkanı olmuş, koca asırlık ömrünün vatanı ve ulusu için hacamış, şimdi batmak üzere olan bir güneş gibi, ışıkları ile ülkesini aydınlatmaya çabalıyor ve çalışıyorsa, bu deneyimli liderin bir bildiği, bir korktuğu vardır. Bildiği de, korktuğu da ülkeyi, vatanı, milleti, laik üniter devletin tehlikeye düşmeden ebediyete kadar, Yüce Atatürk'ün de dediği gibi "Yurtta barış, dünya da barış" ilkesiyle ebediyete intikalini sağlayacaklara teslim etmemektir. Bugün sudan bahanelerle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti felsefesine, laik ve demokratik cumhuriyete, üniter ve hukuk devleti bütünlüğünü bozmaya, Atatürk ilke ve devrimlerini yıkmaya, yerine şer'i bir rejime dayalı devlet kurmaya heveslenip yeltenenler var. Bunlar, hanımlarının başlarını namahrem sayıp açmıyorlar. Sadece namahrem olan saçları mıdır? Yüzleri kalabalık içinde kahkahalar basıp, gezmeleri de namahrem değil midir? Dinimize uyuyorsanız, kadın olarak haremi saadetlerinizde oturunuz. Her yerde geziyor, televizyonlara boy boy poz veriyorlar, devletin bazı yasalar gereği kurallarına uymayıp muhalif  oluyorlar. Başını ört, yüzünü peçele ve toplum içine çıkma evinde otur. Sana kimse karışmaz. Çocuklarına bak, kocana hizmet et. Hem dini kullanıp başını örteceksin, yine dinin namahrem dediği yüzünü açacaksın, ben bunu anlamıyorum. Benim annemde, eşimde başını örterdi, oruçlarını tutar, namazlarını kılarlardı. Ben de 30 yıl devlet memurluğu yaptım. Ne anneme, ne eşime "niye başınızı kapatıyorsunuz? " veya “niye açıyorsunuz” demedim. İnsanların dini inançları kendi vicdanları ile alakalıdır. Bunu devlete ve devletin birimlerine uygulamak, devletin ilkelerini hiçe saymak doğru değildir. Ya dinine uy, evinde otur ya da devlete uy, görevini yap. Yasalara uygun görevini yapana bu ülkede kimse karışmaz. Ama yasalar ve kurallar dışına çıkarsanız engel olurlar.

 

Bugün DYP ve ANAP'ın bir çatı altında yeni bir yapı ve felsefe ile birleşmesi, yeni bir programla ortaya çıkması, iki partiye küsenleri tekrar yeni parti, DP'de birleştirecektir. Hiç değilse, merkez sağda yeni bir çatı oluşacak. Bu çatı, merkez sağa gönül verenlerin son sığınağı olacak. Demirel'in bu iki partiyi birleştirme çabaları Türk Demokrasisi’ni daha güçlendirecek, ülkeyi tek parti iktidarı saplantısından kurtaracaktır. Demokrasi daha da renklenecektir.

 

Yeni oluşum DP'nin ülkemize ve ulusumuza yararlı olmasını dilerim. Dilerim de bazı partiler, bazı politikacılar neden bu partilerin birleşmelerinden rahatsız oluyorlar, işte ben bunu anlamıyorum. Çünkü iktidardan düşmekten korkuyorlar. Bilgiç ve Emre'ye gelince DYP ve ANAP'ta taban mı kalmış  ki, birleşme talebi çıksın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar