Sorunlar Manisa'da

Sorunlar Manisa'da

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında ilgili bakanlar, TOBB Yönetim Kurulu ile Ticaret Odaları ve Borsaları Yönetim Kurulu Başkanları'nın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında ilgili bakanlar, TOBB Yönetim Kurulu ile Ticaret Odaları ve Borsaları Yönetim Kurulu Başkanları'nın katılımıyla 10 Mart 2007 günü Ankara'da düzenlenecek olan "IV. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası"nda ele alınmak üzere bölgelerin makro düzeydeki ortak sorunlarının tesbiti için TOBB'nin tertip ettiği bölge toplantılarının Ege Bölgesi ayağı, Ticaret Odaları ve Borsaları Başkanları'nın katılımıyla Manisa'da yapıldı. Ege Bölgesi'nin ticaret, sanayi ve tarım ile ilgili ortak sorunlarının tesbiti ve şurada konuşmacı olacak bölge sözcüsünün belirlenmesi için yapılan toplantıya ilçemizi temsilen Söke Ticaret Borsası Başkanı Bertan Balçık katıldı. Toplantıya katılan Bertan Balçık, ilçemizi ve ilimizi ilgilendiren en önemli sorunları rapor halinde sunduklarını belirtti ve aynı raporu değerlendirilmesi için TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'na da gönderdiklerini söyledi. Borsa Başkanı Bertan Balçık sundukları raporda yer alan sorunlar ile çözüm önerilerini su şekilde açıkladı; 1) Büyük Menderes Nehri'nin kirliliği: Uşak ve Afyon'dan başlayan ve Söke'de denize ulaşan Büyük Menderes Nehri'nin kirliliği had safhaya gelmiş bulunmakta olup, bir çevre felaketine doğru hızla gidilmektedir. Nehrin son bölümü Söke Ovası'nda yer aldığı için kirlilik bu bölgede had safhaya ulaşmaktadır. Başlama noktasından itibaren atık sularını doğrudan nehre akıtan belediyeler ile sanayi kuruluşları tesbit edilerek arıtma tesislerini kurmaları sağlanmalıdır. 2) Çine Barajı'nın tamamlanması: Aşağı Menderes Havzası'nın sulama ve taşkınları önleyici özellikleri nedeniyle; Çine Barajı SSB (Silindirle Sıkıştırılan Beton) gövde dolgusuna başlanabilmesi için her türlü proje, yer altı ve yer üstü çalışmalar tamamlanmıştır. Çine Barajı SSB sistemi ile yapılan Türkiye'de ilk, bittiği zaman temelden yüksekliği 135m ile kendi türünde Avrupa'nın en yüksek, dünyadada 5. yüksek baraj olacaktır. Barajın tamamlanması için yeterli ödenek tahsis edilmelidir. 3) Pamukta pirim sistemi: Pamuk, ihracat gelirlerimizin % 40'ını sağlayan tekstilin hammaddesi olup, stratejik öneme haizdir. Pamuk aynı zamanda 10 milyon insanımızı istihdam etmektedir ve çekirdeği ile de ülkemizin ham yağ açığının kapatılmasında rol oynamaktadır. 2001 - 2003 yıllarında 5 cent/kg prim, 2004 yılında 15 cent prim alan üreticilerimiz 2005 yılında 23 cent gibi güzel bir prim almalarına rağmen, (2006 ürünü primi 24 cent (34,80 YKR) olarak açıklanmıştır. 2007 yılı içinde ödenecektir.) pamuk üretimindeki pahalı girdiler yüzünden rekabet güçlerini kaybetme noktasına gelmiştir. Unutulmamalıdır ki, Türk çiftçisinin rekabet ettiği Yunan pamuk çiftçisi yaklaşık 60 cent prim almakla birlikte, başta akaryakıt olmak üzere ucuz girdilerle de desteklenmektedir. Ülkemiz pamuk üretimi bu haksız rekabet yüzünden ve her türlü destekten yoksun bırakıldığı için bir türlü arttırılamamakta ve kurulu yaklaşık 1.4 milyon tonluk işleme kapasitesine karşın üretim ortalama 850 bin tonları geçememektedir. Türkiye her yıl ve artarak 500 - 600 bin ton civarında pamuk ithal etmekte, bunun için de 700 milyon dolar civarında bir para ödemektedir. Bir başka ifadeyle ithalata para bulan Türkiye, üreticisini destekleyecek bir rakamı ortaya koyamamaktadır. Gelinen son durumda üretim maliyeti 1.100.000 TL olan pamuğun satış fiyatı 750.000 TL olup, Türk çiftçisi pamuktan vazgeçmek zorunda bırakılmıştır. 4) Sektörel teşvik: Aydın ve çevresinin diğer bir sorunu da yeterince sanayileşememektir. Oysa tarıma dayalı sanayinin en iyi gelişeceği yer Aydın'dır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.