Gerçek Gazetesi
Hamdi AKGÜL
Milliyetçi Hareket Partisi Söke Kadın Kolları Başkanı ve Söke Belediye Meclis Üyesi Şule Tuntaş, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı, 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle son yıllarda kadınlara yönelik aile içi şiddete dikkat çekti.
Her mesleğin ayrı bir önemi ve gerekliliği bulunduğunu ifade eden Şule Tuntaş, "insan kafasındaki karanlığı ışığı ile aydınlatan, öğrencilerini karşılıksız alkışlayan öğretmenlerimiz, bizim her zaman başımızın tacıdır. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk,'Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir, Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır, Toplumun en büyük düşmanı cehalet, cehaletin de düşmanı öğretmendir' Hazreti Ali ise; “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum" demiş. Yavuz Sultan Selim, öğretmeninin atından sıçrayan çamurla şeref duymuş ve bu çamurlu elbisenin kendisine kefen yapılmasını emretmiş. Tarihimiz boyunca baş tacı yaptığımız öğretmenlerimize sevgimiz ve saygımız bir güne sığmaz. Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur. Onlar yaşamımızın bir parçası. Öğretmenlerimize sağlıklı, mutlu, özgür ve müreffeh bir yaşam diliyoruz" dedi.
"KADINA ŞİDDETİ KINIYORUZ. ŞİDDETE HAYIR !!!!"
Dünyada her 3 kadından 1'in hayatında en az bir kez aile içi şiddete maruz kaldığını, Türkiye genelinde ise; kadınların neredeyse yarısının şiddete maruz kaldığının bilindiğini belirten Şule Tuntaş, "MHP olarak kadına yönelik şiddeti sıradan adli vakalar olarak görmüyoruz ve bunu gerçekleştirenleri 'gözlerini kan bürüyen canavarlar' diye lanetliyoruz. Kadınlarımıza yönelen saldırılar değerleri çürümüş, edep ve terbiye sınırlarını kaybetmiş reziller tarafından yapılmaktadır. Kadın ve erkeklerin duyarlılıklarının artırılması, farkındalık yaratılması ve toplumun bilinçlendirilmesi ayrıca; şiddet mağduru veya risk altındaki kadınlara sunulan hizmetlerde ise kurumsal mekanizmaların eşgüdüm içinde çalışmalarını sürdürmesi gerekiyor.[Bu arada Kadına en temel haklarının iade edilmesinde erkeklerin eğitimine çok önemli rol düşüyor. Uluslararası insan hakları hukukuna göre devletler; kadınların eşitlik, yaşam, özgürlük ve güvenlik haklarını, ayrımcılık, işkence ve zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muameleye maruz kalmama hakkını güvence altına almak için gereken önlemleri almak zorundadır. Devletler bu hakları gerçekleştirecek, nsanları bu hakların ihlallerinden koruyacak ve hakları ihlal edilenlere tazminat sağlayacak politika ve planlara sahip olmalıdır.
Bugün, şiddet gören kadınlara ve çocuklara sığınak ve rehabilitasyon sağlama görevini devlet tam olarak yerine getirmemektedir. Kadınlar, iyiliksever insanların ya da belediye yönetimlerinin insafına terk edilmiştir.
Hayatlarının her alanında şiddete maruz kalan kadınların, toplumun zayıf halkalarından bir gurubu oluşturan kadın ve çocukların istismarı ve özellikle de cinsel istismarı ülkemizin öncelikli meselesidir. Başta eğitim olmak üzere her bakımdan öncelikle kadınlarımızın ve tabi toplumuzun eğitim seviyesini yükseltmek; temel hak ve hürriyetlerin bilinmesi ve korunmasını sağlamak; toplumun her kesimindeki kadınlarımızın ve çocuklarımızın içinde bulundukları meselelerin çözümüne sosyal, ahlaki ve elbette siyasi çareleri bulma sorumluluğunu taşıyoruz" dedi.