E. TURGUT TEKİN

E. TURGUT TEKİN

Türkiye yapısı sağlam, üniter

Dün olduğu gibi bugün de, Türkiye'nin aleyhine çalışanlar vardır. Bu düzen sadece Türkiye için değil, birçok devlet için vardır.

Biraz yıldınız mı parladı?  Yoksa ağır mı davrandınız veya ayağınız mı kaydı, vay halinize!

Pusuya yatmış olan iç ve dış düşmanlarınız, yolunuza dikilirler. Sizi ve devleti yerden yere vururlar. Canlarını vatanıliğine, milletin huzuruna adamış olan fedakar ve özverili güvenlik güçlerimizi dillerine dolarlar. Yok 'derin devlet', yok 'şeffaf devlet' edebiyatı ile TV. ekranlarını doldururlar. "Yaho kardeşim nedir bu derin devlet?" diye soranlara da akıllarına estiği cevap verirler. Ama tanımladıkları ne derin devlet nede onu ortaya koyan unsurlardır. Derin devleti mademherkes biliyor da, neden yasal devlete dönüştürmüyor? Yoksa bu bir uydurma mı? Yoksa bu derin devlet edebiyatı bir fasarya mı?

Biz terörün her türüne karşıyız. Ne Türk-Ermeni, ne ne Türk-Kürt ve ne de dinler arası bir tufan kopsun istemiyoruz. Bize göre doğru; barış, huzur ve kardeşce yaşamak. Atatürk'ün çizdiği önerdiği parola budur; Yurtta barış, dünyada barış. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde de ırk ayrımı, din ve mezhep ayrımı, işkence, terör gibi insanlığı zarar veren idelojiler kınanmaktadır. İslam dini ve onun peygamberi Hz. Muhammet (s.a.v.) veda haccı hutbesinde; insanları birbirinin kardeşi olarak ilan etmiş, kan davalarını, ırk ayrımını ve köleliği kaldırmıştır. İnsanlar ırk ve dinin açıdan kökenleri ne olursa olsun kardeştir ve Adem Aleyhisselam'ın çocuklarıdırlar. Buna hilkat (yaradılış) kardeşliği deniliyor. Bütün insanlık bu gerçeği bilerek, onların ellerine silah verip kardeşlerini öldürtmeye çalışanlarına rağbet etmemeli, hatta önünü kesmeli, devlet güvenlik güçleri ile ilişki kurup, teröre geçit vermemeli.

Cumhuriyetimiz kurulurken ve kurulduktan sonra da başta kurucusu olan Atatürk'e ve de cumhuriyete karşı olan karanlık emelli kişi ve kuruluşlar birçok eylem, suikast ve saldırı yaptılar. Bunların çoğunluğu çıkar amaçlı idiler. tarihi bilgiler bu gurupları şöyle açıklıyor.

1) Cumhuriyete düşman olanlar: bunlar saltanat yanlısı kişilerdi.  Padişahı savunuyor, padişahlığın devam etmesini istiyorlardı. Büyük bir çoğunluktu. Kurtuluş Savaşı'na da karşı çıkmışlardı.

2) Laik ve hukuk düzenine karşı çıkanlar: Halifeliğin kaldırılıp, din işlerinin devlet işlerinden ayrılması ile bu yolla beslenen tekke ve zaviye yanlıları başkaldırdılar. Bunları Türkiye'nin gelişip, modernleşmesini istemeyen dış güçler de destekleyerek isyan ettirdiler. Bu isyancı guruplar din elden gidiyor bahanesiyle, birçok isyanı ortaya koydular. Yıllara rağmen bu ateşin korları ülkemizde sönmedi. Birçok örgütün arkasında bu görüşe sahup karanlık güçler vardı.

3) Türk sözüne, TC rumuzuna tahamül edemeyecek kadar ırkçı fanatikler var. Ataları, anaları, ablaları Türk olmasına rağmen kendisine Türk diyemeyen gafiller vardı. Hala devam ediyor. Bunların amacı ise Türkiye'yi bölmek, parçalamak, zayıf düşürmek, bazı bölgeleri koparmak. PPK, ASALA ve benzeri örgütler bu gurupta yer almaktadır.

4) Dış devletlerin veya kendi çıkarlarına hizmet edenler: Bunlarda rejim savaşı niteliğinde gösteriliyor. Örneğin İran kendi rejimini öne çıkarıp, ona rakip yönetimleri zayıflatmak, kendi yandaşlarını güçlendirip çoğaltmak istiyor. Bu ve buna benzer birçok nedenle kurulmuş terör odakları vardır.

Şimdi devletin gerek açık gerekse gizli güçlerle bu şer odaklarına karşı koyması, onlarla savaşıp, etkisis hale getirmesi sizce derin devlet midir? Tarihin her döneminde rejimleri her ne olursa olsun devletlerin açık ve gizli güçleri olmuş, bundan sonra da bu güçler olacaktır.

Her türlü güçe karşı, Türkiye yapısı sağlan üniter bir devlettir. Halkıyla, ordusuyla, güvenlik kuvvetleriyle bölünmez bir bütündür. Bu bütünlüğü, birlik ve beraberliği bozma sevdasına kalkmasın. Bedeli ağır, çok ağır olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar