Vay ülkemin haline

Vay ülkemin haline

 

Geceleri bir korku düşüyor yüreğime. Sağa dönüyorum yokluk, sola dönüyorum vuslat. Sokak lambaları, yıldızlar, ayın ışığı yetmiyor ortalık zifiri karanlık .   

 

Dalıyorum karanlığın içine. Artık sonu belirsiz bir yolculuktayım ve içim daha rahat.

 

Ya tüketeceksin karanlığı ya da tükenecek. Tükenmek yenilmek midir. Değil Yaşam pahasına olan duruşta, düşene kadar yeni gelecek olana zaman kazandırmaktır aslolan.

 

Zaman akıp gidiyor, aydınlık tükeniyor, gelen var mı arkadan. Ya gelen olmazsa korkusu.

 

Geceleri bir korku düşüyor yüreğime. Ansızın uyanıyorum. Sanki ateşin içinde yanıyorum. "Ağzımı dayıyorum musluğa" sonra duşun altında bedenimi, susuzluk sönmüyor.

 

Nasıl bir korku bu anlayamadan, sağa bakıyorum zebaniler, sola bakıyorum zebaniler.

 

İşgal edilmedik yer kalmamış gibi. Gece uzuyor, karanlık çoğalıyor. Sözcüklerimi silah yapıyorum. Yetmiyor. Gün ağarır, birileri uyanır diye bekliyorum. Uyanan yok.

 

Acıyorum ülkemin haline. Kendime, insanlara. Nasıl bir yazgı bu kendi kendimize yarattığımız. Karşı çıkamadığımız, kabullenip, sustuğumuz, susturulduğumuz.

 

Nasıl bir ülke yaşadığımız. Bir başbakan düşünün, kavga etmediği hiçbir kurum, hiçbir insan kalmamış.

 

Yargıya "yüz karası" diyen,

 

alelacele anayasa değiştiren.

 

Nasıl bir başbakan ki, terör almış başını giderken, kendi geleceğinin kaygısına düşen. İstifa etmesi gerekirken padişahlık peşinde sürüklenen.

 

Seçim olacak, karanlık gidecek godot gelecek diye bekliyorken, gidenlerin ardından gelmeye aday adayı olanlara, ya da adaylıkları kesinleşenlere baktığımızda, gidecek olanlarla gelecek olanlar arasında hiçbir farkın olmayacağı daha şimdiden belli olmaya başladı.

 

Demokrat Parti de buluşan sağın iki partisinin bir başkanı mücadeleye Menderes'in kaldığı yerden başlayacağına ilişkin beyan vermektedir. Menderes nerde kalmıştı biliyor musunuz?

 

MECLİS TAHKİKAT KOMİSYONLARINDA.

 

Adaylarımız ise neden ve niçin aday olduklarını bile bilmeyen ya da bilemeyen kişilerden oluşmakta.

 

Adaylarımızın ortak özellikleri,

 

demokrat olmayan,

 

sosyal olmayan,

 

sanatı, sanatçıyı sevmeyen,

 

etkinliklere katılmayan,

 

kederde ve tasada toplumun yanında olmayan, emeği sevmeyen, emekçiyi sevmeyen, en sağdan en sola, en soldan en sağa geçen, değeri ve ilkeeleri olmayan, iki lafı bir araya getiremeyen, bedeni özgür, yüreği tutsak ve değerleri değersizleştirenlerden oluşmaktadır.

 

Kimi seçelim, kime yetki verelim. Vay halimize, vay ülkemin haline.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar