YAŞ MI?.. KURU MU?..

 

“Fettullah’ı ve AKP’yi Bitirme Planı…”
Evet… Türkiye’nin siyasi gündemi şimdi bu planın altındaki imza ile meşgul…
İmza… Islak mı?..
Kuru mu?
Ya da “İrticaı  önleme hamlesi”nin altındaki imza;
• Yaş mı [da,] kuru mu?..
İşimiz zor!.. Mesaimiz değerli… Ortaya çıkacak sonuçlar “sakıncalı…”
Yaş ise, demek ki ordu içinde irticaı önlemek… Fettullah’ı ve AKP’yi bitirmek isteyen bir grup var…
Kuru ise, [ülke içinde bir yerlerde] Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bitirmek isteyen bir takım güçler var…
Peki, nerede bu güçler?
İşte sorun, eğer imza kuru ise… Bu noktadan başlayarak, gelişecek.
Eğer yaş ise… Peki o zaman ne olacak?
Gelin, Genelkurmay Başkanımızın  bir kâğıt parçası dediği bu “belge”nin içindekileri ikiye ayıralım:
1.- Fettullah’ı bitirme planı…
2.- AKP’yi bitirme planı…
Bu meseleyi daha iyi anlayabilmek için, metinde geçen “bitirme” sözcüğünden ne anlaşılması gerektiğinin de aydınlığa kavuşması  gerekiyor.
Bize göre, Fettullah’ı  “bitirme” işi, yani irticaa karşı mücadele, Cumhuriyet değerlerine bağlı her Türk yurttaşı için bir görevdir…
Ancak iş, AKP’yi “bitirme” noktasına gelince, konu çatallanmaktadır.
Bitirmeden kasıt, AKP’nin, kitabına uygun bir biçimde ve demokratik yollardan iktidardan uzaklaştırılması ise… Bizim düşüncemize göre, bu da, hem meşru ve hem de milli bir görevdir.
Hem ayrıca… Ve esasen, bizzat AKP’nin Sayın Genel Başkanı ve yardımcıları, akıl hocaları, dava arkadaşları ve bilcümle destekçileri AKP’yi bitirmek için ellerinden gelini artlarına koymuyorlar mı?..
Her geçen gün ve her yapılan iş, sözünü ettiğimiz bu bitiriş için eyleme konan yeni bir tuğla olarak siyaset arenasını yapılandırmıyor mu?..
AKP’yi “bitiriş” AKP’nin bizzat içinden geliyorsa hava hoş… Ama, dışarıdan gelirse mi, yağmurludur?..
Ama eğer, o kâğıt parçası denen belgede kast edilen “bitiriş” demokratik yollardan olmayacaksa… Evet, bu nokta önemlidir… Ve tasarlananlar [eğer eyleme geçilirse] bir suçtur!
Eğer Türkiye gerçek bir hukuk devleti ise, bu suç, [hukuka uygun bir biçimde] kovuşturulur ve yargılamanın sonunda adliyenin keseceği parmak acısa ve acıtsa da, bu sonuca herkesin saygı göstermesi gerekmektedir…
Peki, ya aksi doğruysa…
İşte vahim olan budur!..
Çünkü o zaman, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı eylemli bir kalkışma söz konusu olduğu tespit edilmiş olacaktır…
Türk Silahlı Kuvvetleri ile sorunu olan güçler ise, bu milletin ve bu devletin düşmanıdır.
Kimdir bugünün koşulları  içinde bu mihraklar?..
İşte bu gerçeğin aydınlatılması görev ve sorumluluğu, “vatan”ın savunulması anlamında, hiçbir zaman ertelenemeyecek olan bir zorunluluktur!..
Evet… Yaş  mı?..
Yoksa, kuru mu?..
İşte Türkiye, bu ölçüde önemli bir gerçekle yüz yüzedir…
Ve mutlaka bu yüzleşmeyi sonuna kadar götürmek durumundadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar