425 gram 1 YTL.

 

Ramazan  geldi. Bu akşam nasipse ilk teravi namazımızı kılacağız. Perşembe günü ise ağızlarımız, gözlerimiz ve çenemiz tam 15 saat kapalı kalacak. Kapalı kalacak diyorum, öyle  gözlerimizi yumup, çocukların kör ebe oynadığı gibi olmayacağız.

Ağzımız kapalı olacak 15 saat bir şey yemeyeceğiz.

Gözlerimiz kapalı olacak, kötü kötü bakmayacağız.

Çenemiz kapalı olacak, onun bunun dedikodusunu yapmayacağız.

Tam otuz gün, her gün 15 saat  kalplerimiz açık kalacak. Herkesle dost olacak,  ramazanın bereketini tüm inananlarla yaşayacağız.

Ancak bu arada ramazan diyerek çarşı ve pazarlar da ceplerimizi yakacak.

Ramazan ayını fırsat bilen satıcılar, geçen yılki fiyatlarına %100 zam yaparak pazara gelecekler. Hatta gelmeye de başladılar.

Bu yılki ramazan pidesi ise 425 gram olarak fırınlarda 1 YTL den satışa sunulacak.

Allahtan ekmek fiyatlarında bir artış olmayacak.

Gıda ihtiyaçlarının %55’ini ekmekten karşılayan  toplumumuz yine ekmekle orucunu tutacak.

Ramazanımız şimdiden Tüm İslâm alemine ve Türk İnsanlarına huzur, barış ve istikrar getirmesini dilerim. 

AİHM

Fransa, Türkiye’de Ermenilere soykırımı yapıldı diye hazırlamış olduğu yasayı kabul etti. Bu karar üzerine Kayseri Barosuna kayıtlı olan  Orhan Pekmezci Fransa’nın bu kararının asılsız ve yalanlarla dolu olduğunu savunarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine karşı dava açmıştır.

AİHM sayın Pekmezci’nin bu isteğini kabul etmiş ve kendisinden Türkiye’de  Ermenilerin yaptığı katliamlarla ilgili bilgi, delil ve belge istemiştir.

Pekmezcioğlu, iddaların asılsız olduğunu kanıtlayabilmek için karşılığında olabildiğince çok belge ve delillerle itirazını sürdürmek istemektedir. Bu nedenle  0 543 461 38 12 nolu telefonundan duyarlı Türk insanlarından delil, belge ve tanıkların çıkmasını beklemektedir.

Ermeni soykırımının çürütülmesinde her Türk vatandaşının katkıları olması  kaçınılmazdır. Bu nedenle ellerinde belgesi ve kanıtları bulunan vatandaşlarımızın adı geçen telefonla sayın Pekmezcioğluna yardımcı olmalarını diliyorum. 

ÖĞRETMEN ATAMALARI

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesine girmek isteyen ve mezun olup bekleyen 50.000 sınıf öğretmeni bulunmaktadır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığının alacağı sınıf öğretmenliği kadrosu deve kulak kalıyor.

Okullarda o kadar öğretmen açığı varken, sınıflar vekil öğretmenlerle doldurulmaktadır. Anlayacağımız öğrencilerimiz vekillerin ellerinde.

Liselerde ise durum daha vahim. Çeşitli branşlarda öğretmen açıkları hat safhada bulunduğu halde  dört yılda tüm liselerin branşlarına toplam 7700 öğretmen atanmıştır.

Eğitim ve Üniversiteli gençliği ile iç içe olan sayın Abbas Güçlü’nün  tesbitlerine göre, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi branşına dört yılda toplam 6300 atama yapılmış. Branş derslerine atanan öğretmen kadrosu ile başa baş bir atama.

Buda akıllara şu soruyu getirmektedir.

Acaba Milli Eğitim Bakanlığı  Eğitim Fakültelerinden mezun olan bu kadar öğretmene güvenmiyor mu da, bu kadar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni atamış? Ya da başka bir nedeni mi var ?

O kadar sınıf öğretmeni varken, okullarda sözleşmeli ve vekil olarak çalıştırılacak öğretmenler görev verilmesi yadırganacak bir başka uygulama.

Öğrenci velileri birinci sınıfa kayıt yaptırırken okul müdürüne ilk sordukları soru şu oluyor.

• Öğretmen vekil mi, asil mi, yoksa sözleşmeli mi?

Bence öğretmenlik bu kadar ucuza gelmemelidir. Hele hele geleceği belirleyen öğretmenler yetiştirip meclise gönderdikleri vekilin önünde diz üstünde dertlerini anlatmamalıdır. Öğretmene diz çöktürülmemeli, bilakis öğretmenin önünde diz çökülmelidir.