ABD mesajına kulak verelim

E. TURGUT TEKİN

 

Genel Kurmay Başkanımız Sayın Orgeneral Büyükanıt'ın Kuzey Irak'a müdehale ile ilgili sözlerini değerlendiren, ABD Dışişleri sözcüsü McCormack:

"Sorun tek taraflı değil, işbirliği ile çözülmeli" diyor. 

Bu varsayım veya yaklaşım akıllıca, daha olumlu ve rasyoneldir. Ayrıca sözcü şunları da söylüyor:

"Türkiye ve Irak iki komşu ülke ve bu durum değişmeyecek. İki ülke uzun müddet yan yana yaşıyacak. Bu durumda aralarındaki farklılıkları çözmeye ve uzun süreli sonuçlar üretmeye çalışmalılar" diyor.

Bugünkü yazımı bu olumlu açıklamaya ayırıyorum. Nedeni şudur:

Savaşmak, kan dökmek, insanları perişen etmek, çağdaş olmadığı gibi insan onuruna da yakışmaz. Çağımız barış, yardımlaşma, dayanışma, birlikte üretip, paylaşma çağıdır. Bu da özveri ister, dostluk ve kardeşlik ister. Buna en güzel örnek AB ülkeleridir. Birleştikçe güçleniyorlar. Refah düzeylerini arttırıyorlar. Bu ulusların birçoğu 1940'lı yıllarda, yani İkinci Dünya Savaşı günlerinde birbirlerini yiyorlardı. Şimdi kol kola, el ele, omuz omuza birlikte çalışıyorlar, üretiyorlar, mutlu yaşıyorlar. İşte insanlık budur. Ayırmak, bölmek, parçalamak değil, birleşmek, elele vermek, kardeşçe yaşamak!..

Bir de bize bakın. Dinimiz, ırkımız, tarihimiz, kültürümüz bir olmasına, aynı Allah'a, aynı peygambere, aynı kitaba, aynı dine bağlı olmamıza rağmen birbirimizi yemeye çalışıyoruz. Parçalanıp, ufalanıp, başkalarına yem olmak için mi? Irak'la bizim aramızda bir düşmanlık mı var? Asla yok. Bugün Irak'ın perişan halini görüpte üzülmeyen, vicdan azabı çekmeyen insan var mı?

ABD sözcüsü diyor ki, "Türkiye ve Irak iki komşu ülke" Bakın Türkiye ile Kuzey Irak bile demiyor. Irak sözcüğü vurgulanıyor. Cümle şöyle devam ediyor, "Ve bu durum değişmeyecek", "İki ülke uzun müddet yan yana yaşayacak. Bu durumda aralarındaki farklılıkları çözmeye ve uzun süreli sonuçlar üretmeye çalışmalılar"

Bu cümlelerden şunu anlıyoruz. ABD Irak'ın parçalanmasını istemiyor. Kuzey Irak, Güney Irak gibi iki ayrı devlet veya bölge telaffuz etmiyor. Tek Irak Devleti'nden sözediyor. Bu ABD'nin resmi görüşü.

Acaba gerçek bu mu? ABD sözcüsü doğru söylüyorsa, Barzani neler konuşuyor? Kuzey Irak'ın sahibi mi oluyor? Biz ABD'yi, Irak Hükümetini mi muhatap alacağız, yoksa Barzani'yi mi? Elbette ki Irak Hükümetini ve ABD'yi muhatap alacağız. Barzani, ne bir devlet reisi ve ne de Kuzey Irak'ta bir Barzani Devleti vardır. Barzani ve Irak ayrı ayrı bir devlette değiller. Ama ne yazık ki, bugün Irak'ın Meclis Binası bombalanıyor. Irak'ta kardeş kardeşi boğazlıyor. Buna rağmen biz aramızdaki dar boğazı aşamıyoruz. Irak'ta Irak'ın bütünlüğünü temsil eden, yaptırım gücü olan bir hükümet, maalesef yoktur.

PKK sorununu birlikte kiminle çözeceğiz? Onları barındıran, besleyen, eğitip silahlandırıp üzerimize salan Barzani ile mi çözeceğiz? Barzani açık açık PKK'yı bize koz olarak kullanıyor. "Kürtlere bağımsızlık" diyor. Türkiye kürtleri zaten bağımsızdır. Türkiye Cumhuriyeti gibi devletleri, Türkiye gibi vatanları, Türkler gibi kardeşleri vardır. Bu insanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Türkiye'de seçme ve seçilme hakkına sahiptirler. Dileyen Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan olabiliyor. Türkiye'nin istediği yerinde yer alıp, yerleşip yaşayabiliyorlar Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir gibi büyük kentlerde işyerleri, fabrikaları, apartmanları var. Bunların neresi tutsak? Aynı Allah'a, dine, kitaba, peygambere inanıyor ve camilerde birlikte omuz omuza namaz kılıyor, ibadet ediyorlar. Aynı mezarlıkta yan yana yatıyorlar. Aynı orduda asker olup, aynı uğurda şehit oluyorlar. PKK'nın şehit ettiği 30 bin vatandaşımızın en az 20 bini kürt kökenlidir. Peki PKK ve hamisi Barzani kimleri savunuyor? PKK'nın El Kaide ve diğer terör örgütlerinden ne farkı var?

Aşiret Devleti olur mu?

Ben çocukken, Kuzey Irak'ta Molla Mustafa Barzani vardı. Kürtler aşiret halinde ona bağlıydılar. Araplar, o yıllarda Kürtler'e siyasi ve ekonomik baskılar uyguluyorlardı. Türkiye Kuzey Irak'taki Kürtler'i, Türkmenler'i, hatta eski kavimlerden kalma insanları da koruyordu.

İran-Irak Savaşları sırasında, Halepçe katliamında, Kürt aşiretleri arasında çıkan kavgalarda Türkiye, hep bu insanları korumuştur. Topraklarından ABD askeri güçlerinin geçmesine izin verilmemesinin esasında da yine Kuzey Irak'ı korumak vardı. Savaşı kuzeyden uzak tutmak, Kuzey Irak halkını halkını savaşa kurban vermemekti. Sonuç öyle de oldu. Orta Irak ve Güney Irak kadar, Kuzey Irak savaş yarası almadılar.

Bugün Barzani taraftarları ile Talabani taraftarları birbirlerine düşmanca bakıyorlar. Bu iki aşiret yıllardır birbirleriyle savaştılar. Şimdi bir suni barış olması, hiçbir anlam ifade etmez. Oturmuş bir devlet düzeni olmadığı için, hemen aşiretler arası savaş başlar.

Bugün üniter, Atatürkçü, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt vatandaşları gidip de bir aşirete sığınmalar. Tenezzül bile etmezler. Madem öyle, Türkiye'nin yarısı neden ve niçin Kürt bölgesi olarak gösteriliyor? Erzincan, Erzurum, Kars, Iğdır Kürt mü? Kürtler bu kentleri haritalarına almışlar. Öte yandan aynı kentleri Ermeniler'de gösteriyor. Bu kentler Ermeni mi? Oysa buraları rahmetli Alparslan, Bizans'tan almış. Ne Kürtten ve ne de Ermeni'den. Hangi Kürt Devleti'ni yıkıpta yerine Türk Devletleri kurduk?

Kısaca, Barzani ateşle oynuyor. Türk Ordusu, onun hiç tanımadığı ordudur. Başına öyle bir balyoz indirir ki, yedi kat yerin altına girer. Beş on peşmergeye güvenmesin. Ona tavsiyem, Kuzey Irak'taki Türk, Kürt, Türkmen ve Araplar'la kardeş kardeş geçinsin. Irak'ı parçalamadan, Türkiye'yi örnek alarak üniter, laik, demokratik ve bir hukuk devleti kursunlar. Yarın size en büyük destek Türkiye'den gelecektir. Hiçbir zaman, güneşe karşı çişe yeltenmeyin. Bunu Rumlar, Ermeniler denediler. İşte sonları. Gelin ABD mesajına kulak verelim. Biz komşuyuz. Kardeş milletiz. Din kardeşiyiz. Boşuna kardeş kanı dökmeyelim.