Özellikle siyaseten yapılan manevralar toplumu bir konu hakkında haklı-haksız tepkilere yönlendirirken, bu manevraları topluma dayatan kişilerin tavrı ise bizi oldukça şaşırtıyor.
Bugün bunun bir örneğini sizlerle paylaşacağız. İhbar hattımıza gelen bir fotoğraf belki de bu ikiyüzlülüğü yeniden gözler önüne serecektir.
Çok uzak bir zaman değil, yaklaşık 2 yıldır süren bir Filistin meselesi var. Daha doğrusu 80 yıldır süren bir bağımsızlık mücadelesinin özellikle son 2 yılında yaşananlar tüm dünya kamuoyunu ayağa kaldırdı. İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım tüm hızıyla sürerken, doğal olarak bu soykırıma destek olanların yanında sessiz kalanlarda bu tepkilerden nasibini aldılar. Çoğu çocuk ve kadından oluşan 50 binden fazla insan hayatını kaybetti. Evler, hastaneler, okullar yıkıldı. İnsanlar yüzyılın en büyük soykırımı altında can çekişmekte.
STARBUCKS NEDEN HEDEFTE?
Doğal olarak İsrail menşeili ürünler ve bu ülkeye destek veren firmalar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hedef tahtasına konuldu. Bir çok devlet ticareti durdurdu, vatandaşlar ise boykot kararı ile tepkilerini gösterdiler.
Ülkemizde de bir çok boykot listesi yayınlandı. Bu listenin en başında ise Starbucks vardı. Fakat Starbucks’a gelene kadar binlerce hatta on binlerce İsrail menşeili şirketin ürünü ülkemizde satılmakta.
Bu süreçte ülkemizde ‘Filistin’ meselesinde en çok Starbucks firması hedef alındı. Aslında firma bu konuda pek çok açıklama yayınladı. Ama bu açıklamaların yanında soykırım kısmına sessiz kalması da dikkate değer bir aneknot. Starbucks, yıllardır marka gücüyle müşteriyi büyüledi, ama iş adalete, insan haklarına, insani değerlerin savunulmasına gelince sessizliği tercih etti. Sessizlik ise, suç ortaklığı olarak görüldü. Boykot tek başına dünyayı değiştirmez. Ama insanların tepkisine de saygı duyulmalı.
Her ne kadar Starbucks tepkisi doğal olsa da, öyle ya da böyle 10 binden fazla insanımızın çalıştığı, ülkemize büyük bir katma değer katan bir işletme olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğiz.
KOLTUK İŞGALİNDEN KAHVE KEYFİNE
Boykot edilen firmalardan çok işin siyasi yönüne gelecek olursak, Filistin konusunda AK Parti ve parti yönetiminden bir çok siyasetçinin açıklaması bulunmakta. Özellikle bu süreçte AK Parti’nin gençlik kolları olan AKGENÇLİK ülkemizde pek çok eylem ve boykot gerçekleştirdi.
Filistin farkındalığını arttırmaya çalışılan bu eylemler basında genişçe yer aldı. Hatta geçen sene Starbucks şubelerinde “koltuk işgali” eylemleri dahi düzenlendi. Vurup, kırıp, dökmeden, sermaye düşmanlığı yaparak değil, insani farkındalığı yaratmak için düzenlenen bir eylemdi. Aydın’da da bu eylem defalarca düzenlendi. Buna ilişkin haberler ve fotoğraflar halen arşivlerde. Hatta bu hafta Adnan Menderes Üniversitesi ‘Boykot uygulayan Üniversiteler’ arasına katılarak, İsrail menşeili ürünlere yasak getirdi.
Bir yandan bu boykot eylemleri sürerken, devletin en üst kademesine kadar hassas olunan bir konuda, Aydın’da ihbar hattımıza gönderilen bir fotoğraf bizi oldukça şaşırttı.
AK PARTİ’NİN MECLİS’TEKİ EN ÖNEMLİ İSMİ!
Fotoğraftaki siyasetçimiz şuan 30 bin nüfuslu bir ilçeyi yöneten AK Partili Köşk Belediye Başkanı Nuri Güler. Kendisi 6.5 yıldır Köşk’ü yönetiyor. AK Parti’nin kurulduğu günden beri ‘Aydın’daki Kalesi’ olarak bilinen bir ilçenin Belediye Başkanı. Ayrıca, Özlem Çerçioğlu’nun parti değişikliği sonrası, kendisi Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekilliğine getirilmiş bir isim. Yani 1 milyon 150 bin kişilik şehirde, Milletvekilleri ve İl Başkanından sonra gelen en etkili isim.
Düşünsenize Cumhurbaşkanından Milletvekillerine, iktidar partisinden ana muhalefete kadar tüm toplumun hassasiyeti zirvedeyken, İsrail Başbakanı ve kabinesi Türkiye’yi hedef aldığı bir süreçte, AK Parti’nin kalesi olarak görülen bir yerin Belediye Başkanı, partisinin geçen sene ‘oturma eylemi’ yaptığı bir işletmeye çekinmeden girip çıkabiliyor, oturup kahvesini yudumlayabiliyor.
BÜYÜKŞEHİR’DE AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ OLUNCA GELMEDİ!
Aslında çekinmeden diyemeyiz. Fotoğrafta da görülüğü gibi bunu son zamanlarda tedirgin bir şekilde yapıyor. Hatta İhbar Aydın hattımıza gelen bilgiye göre, 1 ay önce kendisinin parti içinden bazı kişiler tarafından uyarıldığı, özellikle Meclis Grup Başkanvekili olunca bu ziyaretleri durdurduğu belirtildi.
Dediğimiz gibi devletler-milletler arasında yaşanan sorunları firmalara indirgemek çok realist bir bakış değil, lakin halkında tepki vermesi de demokratik bir haktır.
GÜLER’İ SOKAKTA GÖREN VAR MI?
Hani bir söz var, “Devir, tilkiyle avlanan, kurtla avlanan, sonra oturup koyunla yas tutanların devri olmuş” diye. Bugün kendi parti üyelerine karşı Köşk’te ‘mücahit’ olan, ama Aydın’da ikamet ettiği evinin yakınındaki Starbucks’ta kahvesini yudumlamadan güne başlamayan bir siyasetçinin samimiyet boyutunu siz değerli okurlarımıza bırakıyoruz. Köşk’te sabah esnaf ziyareti yapıp, yerel işletmelerden alışveriş yapıp, bir sokak arası kıraathanesinde kahvesini içmek, halkın içinde olup sorunlara çözüm bulmak yerine Starbucks kahvesi yudumlamak belli ki Başkanımıza daha tatlı geliyor. Bunun takdirini de Köşk’lü vatandaşlarımıza bırakıyoruz.
GÜLER NEDEN KENDİ ŞEHRİNDE İKAMET ETMİYOR?
Ve bizce işin boykot kısmı veya kahve keyfinden çok her gün gidiş geliş 180-200 kilometre bulan bir yolu çekmek zorunda kalan bir Belediye Başkanı, acaba bu seyahatlerini kendi aracıyla mı yoksa makam aracıyla mı yapmakta? Bize gelen iddia çoğunlukla makam aracını kullanmakta. 6 yıl boyunca kendi ilçesinde bir gece dahi uyumadan Belediye Başkanlık yapılması bir yana, 5 yılda yaklaşık 500 bin liralık yol masrafı da cabası.
Bu ülkede boykottan önce yapılması gereken şey, keyfiyetin yerine kamuyu kendiden kaynaklanan masraflardan uzak kılmakta geçiyor. Eğer bu ülke için harcanacak 1 kuruşu bile düşünmez isek ve mahallemiz, belediyemiz, ilçemiz, şehirlerimizi geliştirmek için keyiflerimizden vazgeçmez isek, İsrail’in soykırımlarına karşı sessiz cılız bir boykottan öteye geçemeyiz. Ve bir gün kendi şehirlerimize bombalar düşerken içecek kahve de bulamayız.
AK Parti camiasının ve özellikle de AK Gençlik’te ‘koltuk işgali boykotu’nu düzenleyen arkadaşlarımızda Starbucks’tan çok kendi partisinde kimlerin nereleri, hangi koltukları işgal ettiğini de düşünmeleri açısından bu fotoğraftan çıkarılacak dersler olduğunu düşünüyoruz.
Kaynak: İhbar Aydın