AKP HİMAYESİNDE JOPLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ

MUSTAFA AÇICI

 

Farkedebiliyor musunuz, her gün daha bir özgür Türkiye yalanları ile uyanıyoruz sahte referandumlara. Seçim, geçim derken, ülkemizin güzel insanlarının yüzde 58’i ile nasıl kandırıldığımızın, hemde ne çok kandırıldığımızın ayırdına varıyoruz.

İşte alın size özgürlük, özgür düşünce. Jop mu istersiniz, falaka mı? Biber gazı mı, yumruk mu? İşte referandumun getirdiği özgürlük. Artık yiyeceğimiz polis dayağını kendimiz seçebiliyoruz.

Bu ülkede yaşayan insanların can ve mal güvenliğinden kim sorumlu? Tabiki devlet, yani devlet erkini kullanan siyasi iktidar ve tabiki siyasi iktidara bağlı ülkenin güvenlik güçleri ve polis teşkilatı.

Ya ne yapıyor bizim polis teşkilatımız; YÖK’ün rektörleri Dolmabahçede, siyasi iktidarın başı ile toplanırken, bu toplantıya öğrencilerin hiç bir temsilcisi davet edilmiyor. Yani ülkenin üniversite öğretiminin belki de geleceği masaya yatırılacakken, bu kurumun baş belirleyicisi ve etkileneni olan öğrenciler hiç/yok sayılıyor.

Bu durumu farkeden  bir kısım üniversite öğrencileri  İstanbul Dolmabahçe’ye giderlerken, İstanbul yakınlarında otobüsleri polis zoruyla durduruluyor ve bir kısım öğrenciler parasını verdikleri otobüslerde hapsediliyor.

Dışardaki öğrencilere ise  referandum sonucu belirlenen dayak yemede yöntem seçme hakkı bile sorulmadan tekme tokat, biber gazı, jopla polis otolarına bindiriliyor ve maddi manevi işkencelerden geçiriliyor. İŞÇİLERE YAPILANLAR ÖĞRENCİLERE DE YAPILIYOR.

YANİ HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ SİSTEMLİ BİR BİÇİMDE KATLEDİLİYOR.

Bu durum yazılı ve görsel basına yansıdığında ise, İstanbul Emniyet Müdürü tarafından kabul edilmiyor. Emniyet Müdürü Çapkın bey, pek çapkın bir şekilde polisinin orantısız güç kullanmadığını belirtiyor. Tabii görüntüler sonra ortaya çıkıyor. Bu yazı yazılırken emniyet müdürünün yüzünün hangi renkte olduğunu bilemiyoruz ama öğrencilerin yüzlerindeki işkence izlerini açık bir biçimde görebiliyoruz.

En kötüsü ise hükümet sözcüsü saynı Cemil Çiçek’in açıklamaları. Çemil Çiçek’e göre ülkede hukukun üstünlüğü varmış, öyle önüne gelen yerde eylem ya da açıklama yapılmazmış, başkalarının hakları çiğnenmezmiş gibi basma kalıp ve baskıcı açıklamalarda bulunmasıdır. Hükümet sözcüsünün demek istediği, öğrenciler hukuğa aykırı davrandı, e o zaman dövülmeleri normal ve kaçınılmazdır.

Sayın  Çiçek, Sayın İçişleri Bakanı, sayın Çapkın, demokrasi ve düşünce özgürlüğü, öğrencilerin  dayak yemesi, hapsedilmesi, seyahat özgürlüğünün kısıtlanması, işkence yapılması değildir. Demokrasi ve düşünce özgürlüğü şiddet içermediği ve şiddet talep etmediği sürece hiçbir izin ve olura bağlı kalınmaksızın her mekan ve şartta açıklama ve yayma özgürlüğüdür.

Sizlerin mantığını demokrasi değil totaliter, militarist  ve üçüncü dünya sömürge ülkelerin mantıkları kabul eder. Ya toyekün istifa ediniz ya da o öğrencilerden özür dileyiniz.

YOKSA BU ÜLKEDEKİ  ÖZGÜRLÜK, İNSANLARIN DEĞİL  AKP HİMAYESİNDE JOPLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ MÜDÜR?...