ATI ALAN DİYARBAKIR’I GEÇERKEN...

FARUK HAKSAL

Güneydoğu illerimizin BDP’li belediyeleri Diyarbakır’da oluşturulan “sanal meclis”e ortak bir başvuruda bulunuyorlar.

Yazılı başvuru dilekçesinin özü şu:

- Demokratik Toplum Kongresi’nin ilk toplantısında özerklik ilan edilmelidir!..

Bu ülkenin Başbakanı’nın gündemi Kılıçdaroğlu.

Kılıçdaroğlu’nun gündemi yemin çıkışını yumuşak inişe döndürmek.

MHP’nin ise belirli bir gündemi yok…

Halkta “tıs” yok.

Demokratik toplum kuruluşları mışıl/uykularının derin hülyalarında…

Türk Silahlı Kuvvetleri’ni gören varsa, beri gelsin!..

Ülke gidiyor, kanatlanmış uçuyor.

Milli Devlet’de milliyetçilik neredeyse müstakil bir suç.

Üniter Devlet sizlere ömür.

Vatandaşın işi gücü, Fener, Trabzon Beşiktaş…

Savcılar özel yetkili.

Mahkemeler özel yetkili…

Üniversite harçlarını protesto eden öğrenciler aylardır kodeste, ülkeyi kana bulayan örgüt ve lideri Türkiye’nin siyasetini belirliyor…

Ve bu ülke demokratik…

Yetmiyor, hedef ileri demokrasi…

Ve halkın yüzde 50’sinin oyunu almış iktidar partisinin tek gündemi yeni Anayasa…

Atatürk’ün partisi olmakla övünen ana muhalefet, yeni Anayasa’nın kuyruğunu yakalamış kendi arka bahçesine çekiştirmekle meşgul.

Halk yeni Anayasa içinde ne olduğunu bilmiyor.

Ve Türkiye çözülmüş, büzülmüş ve neredeyse bölünmüş bir dağılma sürecinde hızla koşturuyor.

Yön, Ortaçağ’dır.

Kıble Büyük Ortadoğu rotasıdır.

Hülya yeni Osmanlıcılıktır…

Ama atı alan Diyarbakır’ı geçmek üzeredir.

Atı alanlar, at sırtında Diyarbakır’ı geçmek üzere olan atlılar…

Ve “Şair Baba”nın atlıları geliyor insanın aklına:

 

“Nal sesleri sönüyor perde perde,

atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,

atları rüzgâr kanatlılar!

atları rüzgâr kanat...

Atları rüzgâr...

atları

at...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!