Aydın ve Söke’de CHP’nin oy kaybı yok

E. TURGUT TEKİN

 

22 Temmuz 2007 seçim sonuçlarının üçüncüsü CHP Söke İlçe Başkanı Erkan Polat ile konuştuk. Erkan, “Aslında bizim Aydın ve Söke genelinde 2002’ye oranla ciddi bir oy kaybımız yok” diyor.

 

Ama, Sökeli bir adayımız veya Osman Ünsal üçüncü sırada olsaydı, meclise gider ve oylarımızda artardı. Buna rağmen, yine de oy oranlarımızı koruduk”

 

Ben, seçimlerden önce, “AKP ve CHP’nin oy yüzdelerini artırıp, milletvekili sayılarını azaltacaklar” demiştim. Gerçekten de Türkiye genelinde düşündüğüm gibi oldu. Her iki partinin de oyları yükselirken, milletvekili sayıları azaldı. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi MHP’nin Türkiye genelinde barajı aşarak, milletvekili çıkarması. İkincisi ise bağımsızların bölgelerinden önemli ölçüde oy alarak meclise girmesi. Örneğin Tunceli’nden hep CHP alırken, Kamer Genç’in bağımsız girmesi oradaki oy oranını alıp götürdü. Buna rağmen CHP kendi tabanının oylarını almış ve oy yüzdesini yükseltmiştir.

 

Şu örneğe bakalım:

 

Seçim Bölgesi:   2002’de aldığımız oy:    2007 Genel Seçimlerinde Aln. oy

 

1- Söke                   14.105                                      14.236

 

2- Aydın                101.000                                     135.000

 

3- Türkiye             6.115.000                                  7.266.000

 

Evet bu örneğe bakıldığında, CHP’nin genelde oy kaybı yoktur. Seçim yasasının, partilerin ve bağımsızların meclise girmesinin etkileri ile milletvekili kaybı olmuştur. Aynı durum AKP’de de vardır. Ama bizim istediğimiz ve amacımız elbetteki bu değildi ve gönlümüzde iktidar olmak vardı. Söke’de, Aydın’da ve Türkiye genelinde oy oranımızı koruduk.

 

Erkan, Söke İlçe Örgütü’nün çalışmalarına bakılırsa, yerel yönetimin bizde olmasını da göz önüne alırsak, başarılı olduk diyemeyiz. Biz, belediye olarak, halka hibe gibi yapılan sosyal yardımları bu seçime karıştırmadık. Diğer partiler, bu imkanlardan yararlandılar. İş verdiler, ekmek verdiler, yeşilkart verdiler ve sosyal yardım formlarını kullandılar.  ve buralardan blok oy aldılar. Eğer belediye imkanlarını kullansaydık, bir de Sökeli olan bir adayı üçüncü sıraya oturtabilseydik, bu sorun olmazdı. Oy oranımız artardı. Ama etik olarak partimizin felsefesine de yakışmazdı.

 

Seçimde gerçekten çok çalıştık. Köylere, kasabalara gittik. Köylerimizin AKP Hükümeti döneminde çok yoksullaştıklarını gördük. Çoğu ateş püskürmesne rağmen her ne hikmetse oylarını yine de AKP’ye verdiler. Öyle sanıyorum ki CHP-MHP koalisyonundan korktular. İstikrar aradılar. Aradıkları istikrarı bulabilecekler mi?

 

Bu seçimlerde, ders kitaplarının devlet tarafından bedava verilmesi, CHP’nin yıllardır vermek istediklerini veremeyerek, AKP’nin vermiş olmasının da etkileri olduğunu biliyoruz. CHP, mevcut olan sosyal demokratların %21’inin oyunu almıştır. Bu da kayıp sayılmaz. İktidar olmamışız. Ama muhalefetde de önemli işler başardık. Bundan sonra da muhalefet olarak yapıcı eleştirilerde bulunacağız. Partimizin üst tabakalarında şu günlerde bazı çalkalanmalar vardır. Ama yine de en iyisi Genel Başkanımız Baykal’dır. Bunu eleği çalkalayanlarda biliyor.

 

Erkan Polat’a sordum, “Bu dalgalanmayı yaratanlar, CHP’de oy kaybına yol açmış olabilirler mi?” o, hiç düşünmeden, “hayır” dedi ve ekledi: “Parti ona tam yetki verdi ve dedi ki, partiyi al iktidara götür. Ama olmadı. Bu da bir oy potansiyeli sorunudur. Türkiye genelinde sağ oylar, soldan fazladır. Solun bölünmesi, merkez sağın kendini toplayamaması, AKP’nin işine yaradı. DP birleşebilseydi, %15’lerde bir oy alıp Türkiye barajını geçseydi, AKP bu kadar güçlü çıkmazdı. İki parti tabanının oyları da AKP’ye gidince daha da güçlendiler. Biz bundan sonra yerel yönetim seçimlerine hazırlanmaya başladık. Halk ekmek fabrikasını yapmaya gayret edeceğiz. Pazar yerini tamamlayıp, hizmete açtık. Bedesteni bitirdik. Yenikente çocuklarımız için hem eğlence ve hem görsel eğitimli bir park yaptırıyoruz. Söke’de çocuklar için hem eğlence ve hem görsel eğitimli bir park yaptırıyoruz. Söke’de çocuklar için böyle büyük anlamlı ve güzel bir projeyi biz hayata geçirdik. Bugünün çocukları, yarın bizi teneşirden tabuta, tabutttan mezara koyacak evlatlarımızdır. Bu vatanın, bu bayrağın, bu ulusun, Cumhuriyetin savunucuları ve sahipleri onlar olacaktır. Onları ne kadar iyi eğitirsek, onlardan o derece yararlı işler bekleriz. Hayal etmeyen toplumlar tasarı üretemezler. Tasarısı, projesi olmayanlarda iş ve üretim yapamazlar. Günümüzden yüzlerce yıl önce Julvern’in yazdığı kitaplar, o yıllarda hayal olarak nitelenmiş. Ama bugün bir “Aya Seyahat” fiziki olarak yapılabiliyor. Deniz altında, denizaltılar yüzebiliyor. Biz çocukları Ankara’ya geziye götürmüştük. Onları şimdi bizde yapılmakta olanın bir benzerine götürdük. Çocuklara sordum: “Çocuklar, böyle bir parkı Söke’de ister misiniz? “ hepsi aynen şu yanıtı verdi. “İsteriz”

 

Ali Güzelyağdöken’in teklifini anımsattım. Onun bu teklifine karşı düşündüklerini öğrenmek istedim. Yanıtı şu oldu:

 

- Ali Ağabey’in düşüncelerine aynen katılıyorum. Eğer Söke’ye birşeyler yapacaksak, önce Söke’de partiler ve Sivil Toplum Örgütleri arası diyaloğu başlatmak zorundayız. Yazılarınızı da okudum. Güzel bir projeye neden hayır diyelim. Siyaset ayrı, Söke için yapılacak olanlar ayrı. Biz Söke için yapılacak her adımda birlikteliğe varız. Güzel bir düşünce hem Ali ağabeyi ve hem de sizi böyle güzel bir düşünceyi gündeme taşıdığınızdan dolayı kutluyorum. Burada gazeteniz aracılığı ile bize oy verenlere ve oy vermeyenlere partim adına teşekkür eder, 23. dönemin vatanımıza, ulusumuza hayırlı olmasını dilerim. Demokraside, hizmeti yapan yalnız iktidarlar değil, muhalefette yapmaktadır. Zaten böyle olmasaydı, demokrasi olmazdı.

 

Erkan Polat’a teşekkür ederek ayrılıyoruz. Erkan, esnek, anlayışlı, olumlu bir başkan. Öyle sanıyorum ki CHP bu başkanla artılar alır.