BUGÜN NİÇİN HERKES ONU ÖVÜYOR?..

FARUK HAKSAL

 

Rauf Denktaş, bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucu başkanı.

Rauf Denktaş, emperyalizmin bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı sürdürdüğü saldırı politikalarına karşı kurulan halk cephesinin yılmaz bir lideri…

Rauf Denktaş, emperyalizmin Türkiye’ye karşı yürüttüğü “Ermeni Soykırımı” saldırısına karşı oluşturulan Talat Paşa Komitesi’nin kurucu üyelerinden…

Ama Talat Paşa Komitesi’nin birçok üyesi bugün Silivri Hapishanesi’nde tutuklu…

Bu aynı süreçte Türkiye’yi yöneten kadro,  emperyalizmin Ortadoğu’yu allak/bullak eden siyasetinin gönüllü bir takipçisi…

Ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül şöyle diyor bu önemli insanın ölümü üzerine:

- Bir kahramandı!.. Gerçek bir kahramanı yitirdik.

9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel ise şöyle buyuruyor:

- Kahramanlar kolay yetişmiyor.

Başbakan Erdoğan oldukça manalı sözler ediyor:

- Türk milletinin gönlünde müstesna bir yere sahip olan merhum Denktaş'ın idealleri, uğruna hayatını vakfettiği KKTC topraklarında ebediyen yaşayacaktır.

Peki, neydi Sayın Denktaş’ın idealleri Sayın Başbakan?

- Bağımsızlık!..

Başka?

- Tam bağımsızlık!..

Ve Sayın Başbakan, merhum Denktaş’ın hatırasının Türk milletinin gönlünde ve ideallerinin ise, Kıbrıs’ta yaşayacağını söylüyor.

Ancak aynı Sayın Başbakan, kısa bir süre önce merhum Denktaş’ın halefi Mehmet Ali Talat ile yaptığı telefon konuşmasında şöyle diyordu:

- Rauf Denktaş bitti artık. Siyasetinizi ona göre ayarlayın, aldırmayın, devam edin…

Hey gidi günler hey… Vay anasına politikanın çamurlu yolları ve kucak dolusu selam olsun politikacı milletine…

Bize gelince… İdealleri olan, yüreği vatan sevgisi ile atan ve yaşantısını ülkesinin bağımsızlık mücadelesine adayan o büyük insanı en içten saygılarımızla anıyor ve sevgilerimizi arz ediyoruz…

Okuduğumuz gazete daha sonra sırasıyla Kılıçdaroğlu’nun, Devlet Bahçeli’nin, Deniz Baykal, Mehmet Ali Talat, Cemil Çiçek, Davutoğlu, Bülent Arınç, SP Lideri Mustafa Kamalak ve DSP Lideri Masum Türker’in Sayın Rauf Denktaş’ın vefatı sonrasında üzüntülerini bildiren demeçlerine…

Nasıl bilirdiniz?

Siyasetçi korusu hep bir ağızdan konuşuyor:

- İyi bilirdik. Bir kahramanı yitirdik, o eşsiz bir insandı, falan…

Peki, pek sayın bay ve bayan politikacılar… Bu eşsiz kahramanın ideallerini gerçekleştirmek için sürdürdüğü o çetin mücadeleye hanginiz gerçek bir el uzattınız?..

Hanginiz?..

Tüm hayatını, inançlarına ve hedeflerine sımsıkı sarılarak yaşayan bu bağımsızlık savaşçısı yiğit insana hangi mücadelesinde gerçekten omuz verdiniz?

Bu büyük insanın en temel ideali olan Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını ortadan kaldırmak için oluşturulan politikalarının yanında saf tuttuktan sonra bugün nasıl oluyor da hiç sıkılmadan O’nun ideallerini alkışlayan nutuklar atabiliyorsunuz?

Tarih, her zaman [sadece] dava adamlarını kaydına almış ve onlara saygı duymuştur.

İdealleri olan; ulusunun, halkının ve insanlığın ilerlemesine kendisini vakfeden büyük insanları saygı değer bulmuş ve uygarlığın kültürel mirasını bu hamurdan oluşturmuştur.

Ve hep birlikte gördüğümüz gibi, günü gelmiştir, bu büyük insanların önünde, O’nu yaşamı boyunca törpülemeye çalışanlar da saygı ile eğilmek zorunda kalmışlardır.

Şakacıktan olsa da…

Ama mutlaka!

Hepsi bu kadar!..