BÜYÜK ŞEHİR DÜŞLERİ – 1

ALİ GENÇLİ

 

*En güzel şeyler, önce hayal etmekle başlar. İmgeleriz, düşünürüz, hedefleriz ve eyleme geçeriz.

*Aydın ‘Büyük Şehir’ artık. Gözümüz aydın! Hayırlı olsun. Hepimiz neyin ne olduğunu anlamadan, karşı çıktık, destekledik, sessizce bekledik. Yasalar uygulanmadan, ayrıntılardaki gizli yanları, getirdiklerini ve götürdüklerini kavramak zaten zor.

* Artık artısıyla eksisiyle gelinen durumu değerlendirmek zamanı. Olumsuz olası sonuçların törpülenmesi için doğru tavır belirleme zamanı. Bir bakıma krizden fırsat çıkarmak. Yeniden yapılanmada yerel kaynaklara sahip çıkmak, mümkünse kentin coğrafyasını değiştirmek. Metropoliten ilçe olma çabası içine girmek Söke’yi daha ileriye taşıyabilir. Yöresel bütünleşme, yerel reformları gerçekleştirme de geç kalınmamalıdır. Kentin coğrafyası şekillenirken Güzelçamlı, Balat ve Milet sınırlarımıza katılarak tarihsel ve turistik bütünlük sağlanabilir. Bu konuda Sayın vekillerimiz üzerine düşeni yapmalıdır. Ardından acilen Turizm Alt Yapı Birliği oluşumu çalışmaları başlatılmalıdır. Bir tarım, ticaret, tarih kenti olan Söke’nin denizle buluşması ve turizm kenti özelliğini kazanması büyük bir hayal değildir sanırım. Priene, Doğanbey, Gelebeç, Karina, Mağara Resimleri gibi kültür hazinemize, Didim sınırları içinde olmasına karşın bize daha yakın olan Milet’in de katılımıyla Söke bir eksiğini gidermiş olacaktır. Yine Büyük il yönetimi ve TBMM’deki temsilcilerimizin “ören yerlerinin her yönüyle yerel yönetimlere devredilmesini sağlaması koşuluyla. Böylece elde edilen gelirlerle bu yerleri, koruma, geliştirme ve tanıtma yerelden daha uygun koşullarda yapılmış olacaktır.

*İl Genel Meclisi’nin yerini alarak yerel parlamento gibi çalışacak olan Belediye  İl Meclisi’nde ilçemizi layıkıyla temsil edecek donanımlı insanlarımızın ortaya çıkarılması çalışmalarına başlanmalıdır. Artık yerelde de ‘adama göre iş yerine, işe göre adam’ ilkesi yaşama geçirilerek hizmette kalitenin yükseltilmesi hedeflenmelidir.

*’Sökeliyim’ diyen herkes kentimiz için bir şeyler yapmayı kendinde görev saymalıdır. Kısır çekişmeler zaman yitiminden başka bir şey olmayacaktır. “Türkiye’nin en büyük köyü” yakıştırmaları yapılan Söke’nin artık ‘MARKA KENT’ olma zamanı gelmedi mi sizce?    -devam edecek-