ÇANAKKALE ZİYARETİ

 

Aman yarabbim... Şu politik modelimizin ulaştığı noktaya bakın. Kuşadası Belediyesi Çanakkale’ye gezi tertipliyor ve “Kuşadası, Davutlar ve Güzelçamlı sınırları içerisinde oturanlar gelip kaydını yaptırsınlar” şeklinde bir inal yayınlıyor.

Sen misin Çanakkale Şehitliğine gezi düzenleyen... Yaklaşık 12 bin kişi Belediyeye gidip kaydını yaptırıyor. Belediye bakıyor, talep çok yüksek, otobüsler kiralıyor, anlatılanlara bakılırsa 260 civarında otobüs kiralanıyor. Bu sayıda otobüsü bir anda karayoluna salsan olmaz, yollar kapanır, hatta bir araç diğer aracı sollayamaz bile. Bu nedenle otobüsler 3-4 saat arayla kafileler halinde Kuşadası’ndan hareket ediyor. Kimi kafile sabahın 3’ünde, kimisi 5’te, kimi kafile de sabahın 8’inde Çanakkale’ye varıyor. 260 civarında otobüs feribotla karşıya geçiriliyor. Yaklaşık 12 bin kişiye sabah kahvaltısı veriliyor. Verilen kahvaltılarda bir kuş sütü eksik. Tereyağı, bal, peynir, yumurta, zeytin, domates, salatalık ve meyve suyu gibi yiyecekler herkese veriliyor.

Bunların maliyetini hesaplayamadım. Siz hesaplayın. Öğlen yemeği de ayrı bir menü. Ayrıca dökülen lokma da davetlilere ikram ediliyor. Tabi bu arada şehitlikler de ziyaret ediliyor. Sağolsun belediye Çanakkale davetlilerinin karınlarını akşam da doyuruyor. Aç kalan yok. Herkes halinden memnun. Kuşadası Belediyesi gezi programından tam not alıyor. Bu başarı yalnız belediyeye ait olabilir mi? Belediye sadece bir araç. Yaşasın siyaset! Herşey siyasetle başlıyor. Bildiğiniz gibi 1 yıl sonra seçim var. Kuşadası ve kırsal kesim insanını “Şöyle Çanakkale’ye kadar bir gezdireyim de, seçimde bizleri unutmasınlar” düşüncesiyle gerçekleştirilen şu organizasyona bakın. Davutlar ve Güzelçamlı’da geziye gidemeyenler, sabahın 3’üne, 4’üne kadar sokaklarda bekleşmişler. Daha fazla otobüs bulunamadığı için geziye gidememişler. Bu arada organizasyon komitesi birçok şirketten otobüs istemiş, ancak bir sonuç alamamış.

Peki belediyeye bu işin maliyeti ne olur? Bunu hesaplamak için hesap uzmanı olmak gerekir. Gerçekten bazılarının ifade ettiği gibi başvuru sahibi 12 bin kişiyi geziye götürdüyse, bunun faturası çok yüksek olur. Arada sponsorlar var mı bilemiyorum. Öyle veya böyle... Siyaset uğuruna binlerce lira harcanmış.

 

MUTLULUK - MUTSUZLUK

Ülkelere göre mutluluk ve mutsuzluk oranlarını belirleyen bir şirketin araştırmasına göre, Türkiye’de mutlu olanların sayısı hergeçen gün biraz daha azalıyor.

2012’de mutlu olanların sayısı %44... 2013 araştırmasında ise, 4 puan daha azalarak %40’a düşmüş. Böylec ülkemizde mutsuz olanların sayısı %60’a yükseldi. Düşündürücü bir rakam. Bu ülkenin yarısından fazlası mutsuz demek. Gelir dağılımı adil olmayan toplumlarda yaşam kalitesi yüksek olmaz.

Devletin açıkladığı resmi rakamlara göre Türkiye’de fert başına düşen milli gelir, 10 yılda %43 artmış. Ancak bu rakam, fakir-fukaranın cebine girmiyor. Bu zenginliği toplumun %10’luk kesimi alıyor. Yani bu kesim, haksız kazançla burjuvalaşan yeni elit tabaka... Kayırmacılık ve bizden olsun, çamurdan olsun anlayışı. Türkiye’de yeni bir kesim yaratıldı. Siyasal iktidar toplumu dindar ve muhafazakarlaştırayım, derken bu anlayışı yaygınlaştırdı.

 

MEHMET KOYUNCU İSTİFA ETTİ Mİ?

Mehmet Koyuncu ile geçenlerde yaptığım söyleşide bana AK Parti’den ayrılacağını söylemişti. Ancak teşkilat kapalı olduğu için bu başvurusunu hala gerçekleştiremedi. Bu yüzden Koyuncu hala AK Parti’nin bir üyesi. Ama teşkilat faaliyete geçtiğinde istifa edeceğine inanıyorum.

Koyuncu’nun hedefi başka. Tansu Çiller Demokrat Parti’nin başına geçince Mehmet Koyuncu Ankara’da partinin üst düzey yöneticileri arasında yer alacak. Yani Koyuncu için kader ağlarını örmeye başladı. Eski Başbakan Tansu Çiller çok önemli bir sürpriz olmadığı takdirde Mehmet Koyuncu’nun yeni adresi Ankara olacak. Koyuncu Söke’deki işlerini tasfiye ederek, Ankara’ya göçecek. Şimdilik böyle düşünüyor. Ancak bildiğiniz gibi politika sürprizi çok sever.