“DE­MOK­RA­TİK AÇI­LI­M”­DA İKİ ÖNEM­Lİ NOK­TA­…

FARUK HAKSAL

 

 

“De­mok­ra­tik Açı­lı­m”­ın ne ol­du­ğu­nu Tür­ki­ye hal­kı en açık bi­çi­mi ile Ha­bur sı­nır ka­pı­sın­da baş­la­yan gös­te­ri­ler­le öğ­ren­me­ye baş­la­dı­…

Bu gös­te­ri­ler, De­mok­ra­tik Açı­lım Prog­ra­mı’nın bi­rin­ci say­fa­sı­nı, in­kâ­ra im­kân ver­me­ye­cek bir açık­lık­la göz­le­ri­mi­zin içi­ne ka­dar sok­muş du­rum­da­dır.

Ge­li­nen sü­reç­te [biz­ce] önem­li olan iki nok­ta bu­lun­mak­ta­dır:

Sö­zü­nü et­ti­ği­miz nok­ta­la­rın il­ki, Tür­ki­ye hal­kı­nın, bu açı­lım de­nen şe­yin için­de ne­yin bu­lun­du­ğu­nu, so­rum­lu dev­let adam­la­rı­nın ağız­la­rın­dan de­ğil, Ha­bur sı­nır ka­pı­sın­dan içe­ri­ye as­ke­ri kı­ya­fet­le­ri ile dal­ma­la­rı­na izin ve des­tek ve­ri­len PKK te­rö­rist­le­rin­den öğ­ren­me­si­di­r…

Ül­ke için­de so­nu­na ka­dar ka­pa­lı olan “A­çı­lım,” hu­dut ka­pı­sın­da açı­la­bil­miş ve için­den res­mi kı­ya­fet­le­ri ile PKK’nın söz­de “as­ke­r”­le­ri çık­mış­tır.

Te­rö­rist “mi­sa­fir,” te­rö­rist­ba­şı Öca­lan’ın em­ri gel­di­ği­ni ifa­de et­mek­te ve uy­gu­la­ma­ya ko­nan bir pla­nı­nın [de­mok­ra­tik açı­lım de­nen ka­pı­lı ku­tu­nun] uy­gu­lan­ma­sın­da­ki bir un­sur [ve bir aşa­ma] ol­du­ğu­nu söy­le­mek­te­di­r…

Bu or­tam için­de biz­ce önem­li olan ikin­ci nok­ta, bu per­va­sız uy­gu­la­ma­ya Tür­ki­ye hal­kı­nın gös­ter­di­ği tep­ki­nin, şe­hit ai­le­le­ri­nin acı­la­rı­na in­dir­ge­ne­rek dra­ma­ti­ze edil­me­si ve sı­ra­dan bir ma­ga­zin mal­ze­me­si­ne dö­nüş­tü­rü­le­rek, ger­çek an­la­mı­nın yok edil­me­si­di­r…

Ha­bur’dan baş­la­ya­rak Di­yar­ba­kır’da sü­ren bu na­hoş uy­gu­la­ma, sa­de­ce şe­hit ai­le­le­ri ile te­rö­re ko­lu­nu ba­ca­ğı­nı ver­miş in­san­la­rın so­ru­nu de­ğil­di­r… Med­ya­nın gö­rün­tü­le­di­ği acık­lı hay­kı­rış­la­rın ar­ka­sın­da­ki ger­çek bi­rey­sel acı­la­rı­mız de­ğil­di­r…

Bu acı, bü­tün Türk mil­le­ti­nin acı­sı­dı­r…

Bu tep­ki, bu kar­şı du­ruş, tüm mil­le­tin en do­ğal re­ak­si­yo­nu­dur.

Me­se­le­yi, acı­lı  ai­le­le­rin bi­rey­sel ya­ka­rış­la­rı­na in­dir­ge­me gay­ret­le­ri de dik­kat edil­me­si ge­re­ken bir psi­ko­lo­jik harp un­su­ru­du­r…

Ya­ra­tıl­mak is­te­nen iz­le­nim şu­dur:

De­mek ki, olup­bi­ten­le­re tep­ki du­yan sa­yı­sal ola­rak mil­le­tin kü­çük bir ke­si­mi­dir.

Ve yi­ne de­mek ki, mil­le­tin bü­yük ço­ğun­lu­ğu olay­la­rı ka­nık­sa­mış ve ya­ra­tı­lan at­mos­fe­re ulu­sal, güç­lü ve bi­linç­li bir tep­ki ver­me­ye­cek bir kı­va­ma ge­ti­ril­miş­ti­r…

O za­man,,, De­mek ki, va­kit ta­mam­dı­r… Düğ­me­ye ba­sı­la­bi­le­cek­tir!..

İş­te, psi­ko­lo­jik sa­vaş  uz­man­la­rı­nın nam­lu­la­rı­nı çe­vir­miş ol­duk­la­rı ze­min bu­dur, he­def bu­du­r…

Olup bi­ten her şe­yi ka­nık­sa­mı­ş… Ulu­sal ni­te­lik­te­ki tep­ki ve ref­leks­le­ri­ni yi­tir­miş  bir ka­la­ba­lı­ğın adım adım ya­ra­tıl­ma­ya ça­lı­şıl­dı­ğı bir or­tam­da ya­şı­yo­ru­z… İş­te kül­tür em­per­ya­liz­mi bu­dur.

Gör­sel ol­sun, ya­zı­lı  ol­sun, em­per­ya­list amaç­la­rın eli­ne geç­miş bu­lu­nan med­ya ke­si­mi, bu sal­dı­rı­nın en bü­yük si­la­hı­dır.

Tür­ki­ye hal­kı, sö­zü­nü  et­ti­ği­miz bu sal­dı­rı­nın önün­de sa­vun­ma­sız bir ko­num­da, ken­di­si­ni bir­leş­ti­re­cek, to­par­la­ya­cak ve sa­vu­na­cak li­de­ri­ni ara­mak­ta­dır.

İş­te bu ala­ca­ka­ran­lık or­tam­da ay­dın ol­ma so­rum­lu­lu­ğu­nu üst­le­ne­rek top­lu­mun ön­cü gü­cü ol­ma iş­le­vi­ni ta­rih bo­yun­ca her dö­nem­de sür­dür­müş olan mü­rek­kep ya­la­mış her Türk in­sa­nı, al­tı­nı çiz­di­ği­miz bu iki nok­ta­yı, ta­rih bi­lin­ci­nin süz­ge­cin­den ge­çi­re­rek, “du­rum­dan gö­rev çı­kart­ma­yı­” bil­me­li­… Ve uy­gu­la­ma­lı­dır!