DERTLER OTOBÜSE SIĞMAZ...

FARUK HAKSAL

Milliyetçi Hareket Partisi bir “Dert Otobüsü” oluşturmuş…

Bu otobüs 12 Haziran’a kadar her gittiği yerde vatandaşların derdini dinleyecekmiş.

Peki bu otobüs 12 Hazirandan sonra ne olacakmış?..

Bu konuda bir açıklamaya rastlayamadık…

Ama bizce MHP yetkilileri bu konuda birden çok hatanın içinde yüzüyorlar.

Öncelikle halkın dertlerini otobüsün neresine istif edip, neresinde taşıyacaklar?

Bizce halkın derdi çuval dolusu…

Dolayısıyla çuvallar da otobüse yüklenmez.

Bizce bir damperli kamyon oluşturacaklardı…

Vatandaşın küfelerle taşıdığı dertleri çuvallara doldurup bu kamyona yükleyeceklerdi.

Ama nafile…

Ve işte gördüğünüz gibi masa başından yönetilen siyaset bu kadar oluyor…

Söz MHP’den açılmışken bari devam edelim.

Başbakan’ın Öcalan’la yapılan görüşmeleri itiraf etmesinden sonra MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli altı çizilecek bir söz söyledi:

- Biz bu konuyu halka açıkladığımız zaman Başbakan bize şerefsiz, demişti… Şimdi lafını nasıl geri alacak?..

Yanılıyorsunuz Sayın Devlet Bey, geri almayacak…

Siyasetin içinde iyice pişirdiği kimliğine yeni gedikler açmayacak.

Başbakan ne diyor?

- Devlet istediği ile istediği zaman ve istediği yerde konuşur, diyor…

Ve siz de bir başka Devlet olarak, istediğiniz ile, istediğiniz zaman ve istediğiniz yerde konuşmuyor musunuz?..

Konuşuyorsunuz…

Siz bir Devlet Bahçeli’siniz.

Tayyip Bey, Devlet benim diyen bir başbakan…

Acaba Devlet Bey, Sayın Başbakan’ın sizin isminizde gözü mü bulunuyor?..

Bildiğimiz kadarıyla parlamenter demokrasilerde Devlet’in başı, Cumhurbaşkanıdır.

Bunu biz söylemiyoruz. Anayasa’da böyle yazıyor.

Ama Sayın Başbakan Devlet sözcüğünü ne size bırakıyor ve ne de Sayın Cumhurbaşkanı’na…

Evet, Hazret-i Başkanımızın Cumhurbaşkanlık makamında gözü var, bu gözü sağır sultan dahi biliyor…

Ama doğrusu biz isminize de niyetlenildiğini bugüne kadar fark etmemiştik..

Dikkatli olun Devlet Bey…

Devlet’i ele geçirmek için başvurulacak ilk yol O’nun kurumlarıdır…

Devlet bir vakitler bu ülkede “baba” diye anılırdı…

Şimdilerde ise, mafya babalarının sarmalında can çekişen bir “dede”yi andırıyor…

Dikkatli olun.