DÜNYAYI ATEŞ ÇEMBERİ İÇİNE ALAN KRİZİN TAHRİBATINI

 

DÜNYAYI ATEŞ ÇEMBERİ İÇİNE ALAN KRİZİN TAHRİBATINI

HİSSEDEMEYEN MİLLETVEKİLLERİMİZİNMEVCUT OLDUĞUNU GÖRDÜM

26 Kasım 2008 T.B.M.M. toplantısını televizyonda seyrederken dikkatle konuşmaları dinliyorum.

KONU: (Zirai mücadele ve zirai karantina kanununda değişiklik yapılmasına dair) ama gerçek olarak tarım sektörünün sorunları ve içinde bulundukları acı gerçekler ve işaslar.

Çok üzülerek söylemek mecburiyetindeyim meclisin ön sıralarında dağınık bir şekilde çok az milletvekili var. Merak ederek büyüteci alarak televizyona yanaştım ve tek tek saydım ancak 47 milletvekili iştirak etmiş.

Düşünüyorum da hocalarımızdan Ordinaryüs Profesör Ali Fuat Başgil ve Ordinaryüs Profesör Sıddık Sami Onar (KANUNLAR MİLLİ İRADENİN İFADESİDİR) diyerek yanlış bilgi vermişler.

Türk halkının % 50’sini ilgilendiren tarım sektörünün konuşulduğu ve konuşmacıların ağlamaklı bir halde izaha çalıştıkları sorunların en küçük detaylarına kadar dile getirdikleri, çiftçi girdilerinin çok yüksek olduğu, mazot ve gübre fiyatlarından alınan %18 lik KDV vergisinin kaldırılması, ayrıca ham petrol varilinin 140 YTL den 65 YTL ye kadar düştüğü halde pompa fiyatlarına yansımadığı, banka borç faizlerinin yüksekliği, elektrik ve artezyen açma sorununun henüz halledilemediği bir ortamda damlama sisteminin bir mana ifade etmediğini ifade ettiler.

Çiftçinin tarla ve bahçesi içinde bulunan küçük miktardaki maliye arazilerinden piyasa değerinin 5-6 misli fiyat istenmesi ve bu boş yerleri üretimden mahrum edilmesi ve tohumluk buğday, mısır ve ayçiçeği fiyatlarının yüksekliği acı bir dille izah edilerek üreticimizin diğer dış üreticilerle rekabet edemeyeceği, alternatif olarak ağaç tarımının tavsiyesi üzerine milyonlarca zeytin hicaz narı ve narenciye gibi ihraç mallarına yönelen üretici ihracat yapılamadığı için hüsrana uğradığı, zira narenciye, elma tohur ücreti olarak 40 kuruşa kadar düştüğü görülmektedir.

En büyük ihraç mamulü olarak pamuk ve zeytinyağında Tariş gibi binlerce ortağı olan dev bir kuruluşun başında olan yöneticilerin yanlış tutumu çiftçinin üretimini laikiyle değerlendiremediğini izah ettiler.

50 yıldır ticari yönetimin içinde 2.başkan olarak bulunan bir kişi olarak söylüyorum “her ülkede birkaç dükkan açmak ve masraşara boğulmakla başarılı olmak imkansızdır” Zira bir dükkanın kira, personel, elektrik, telefon masraşarının ne kadar büyük olduğunu dükkan çalıştıran kişiler çok iyi bilirler.

Dünyanın en büyük kuruluşu olan ve 54 devlette imalatını yürüten Ünülever bile hiçbir ülkede dükkan açmaz. Her devlette depoları ve profesyonel pazarlamacıları sayesinde milyonlarca ton ürettiği mamullerini satarak katrilyonlar kazanır.

Kendimizden bir misal vermek gerekirse 30 yıl 2. başkanlığını yaptığım ‹zmir'deki dağıtım şirketimizde her bir vilayette dükkan açmadık.

Genel müdür ve 4 pazarlamacılarla çok önemli karlar yaptık ve 420 ortağımıza her yıl %30 ile %40 arasında temettü dağıttık. Yönetim kurulumuzda önemli kişilerden Tariş eski genel müdürü Hakkı Gürün ve Pepsi Cola ‹zmir bölge müdürü ‹brahim Utku gibi pazarlamayı çok iyi bilen kişiler olduğu halde bu tatbik ettiğimiz sistemi yanlış demediler.

Biz Türk milleti olarak kalkınmak istiyorsak sanayi ürünlerimize verdiğimiz önemden fazla çiftçimizin ürettiği mamullerinin ihracatına da önem vermemiz gerekir.

26 Kasım günü mecliste konuşan milletvekillerimizi candan kutlarken 500 milletvekilinin de milli iradeye hürmet etmelerini temenni ederim.