ENERJİ, TERÖR VE TAM BAĞIMSIZLIK

MEHMET ALİ OKLAY

Konuya şöyle girelim: "Eğer bir siyasi olay meydana geliyorsa, biliniz ki kesinlikle tesadüfen değildir. Birileri onu öyle plânlamıştır." (Rosvelt)
Şimdi Türkiye bir yola girdi. Enerjide çözümler arıyor ve bulmaya çalışıyor, gerekli hamleleri yapıyor. Azeri gazından sonra, Rus gazının da geçiş yolu Anadolu olacak. Termik ve hidroelektrik santral yapımlarına hız verildi. Güneş ve rüzgar enerjisi teşvik ediliyor. Bunlara rağmen doğal gaza bağımlılığımız devam ediyor. (%50)
Evet Türkiye'de bütçe önemli miktarda cari açıklar veriyor ve hepimiz bu durumdan şikayetçiyiz. Cari açık makro dengeleri bozuyor ve bu hâl bütün vatandaşları da tabii olarak etkiliyor. Yapılması gereken sürdürülemez olan cari açığı halletmek. Bu, bugünden yarına halledilebilecek bir konu değil elbette. Kararlılık içerisinde yapılması gerekenler tesbit edilir ve stratejik mevzular gündeme gelir.
Çözümün ayaklarından biri enerji, bir diğeri de terördür, anarşidir. Bunlar sadece ekonomik olarak ele alınması gereken konular değil. Evet Türkiye her yıl teröre milyarlarca dolar para harcadı ve harcamaya devam ediyor. Enteresan olan, enerji konusunda yapılan her hamleden sonra, Türkiye içersinde terör ve kaosun hortlaması. Galiba birileri bu işlere çomak sokmak istiyor. Bu çomakçılar dışta olduğu gibi içimizde de var. Zaten hayatımızdan hiç çıkmadılar ki. Osmanlı'nın son zamanlarında bir paşanın söylediği gibi, "Dışardan siz, içerden biz hâlâ yıkamadık şu imparatorluğu."
Yine Osmanlı'nın güçlü zamanlarında Lehistan Kralı Osmanlı'dan borç ister. Padişahın cevabı ibretliktir: "Borç isteyene borç veriniz. Çünkü borç para alan emir de alır!" Sonrası malum kapitülasyonlar ile aynı duruma biz düştük. Hem borç hem emir aldık.
Şimdi memleketten IMF'yi çıkarttık. Girmeye çalışıyor giremiyor. IMF'nin reçetelerinin milletin anasını ağlattığını unutmadık.
Kahrolsun emperyalizm! 
Tam bağımsızlık isteyenler bu süreci iyi takip etmeli, devletinin ve milletinin yanında durmalıdır.