Gençliğe sahip çıkmak

 

Gençliğine sahip çıkamayanlar yok olmaya mahkumdur. Bu sözü illaki bir düşünürün, bir büyüğün söylemesi gerekmiyor. Bu söz asırlardır aile büyüklerinin ağzında söylene gelmiş bir sözdür. Gençlik denilince akla, komşu kızını görebilmek için, ön pencerelerden sarkan çocuklar gelir. Halbuki gençlik geleceğin teminatıdır.

 

Gelecek gençlikten sorulur. İşi sırtlarından atmak isteyenlerin verdiği son karardır gençlik. Sorumluluğu gençliğe atmak en kestirme yol olmuştur çünkü. Gençlik en son kertelerde hatırlanır.

 

Vakti geçenlerin gücü yetmeyince, danışacakları bir merkezdir gençlik.

 

Kıçları sıkışınca medet umdukları bir kuvvettir gençlik.

 

Zayıflayan sistemlerin teminatıdır gençlik.

 

Yokluk günlerinde başvurulan ağlama duvarıdır gençlik.

 

Savaşta vatanı kurtarmak için kahramanlar yaratılan alandır gençlik.

 

Girilen rekabette, savunma kalesidir gençlik.

 

Lafa geldiği zaman, sülalenin devamıdır gençlik.

 

Ama dinozorların işine gelmediği zaman, çocuktur gençlik.

 

Her şeyi yeni öğrenen ilkokul talebesidir gençlik.

 

İleriyi gören, çağdaş uygarlığı isteyen cahil kesimidir, gençlik.

 

İlerlemeyi isteyen, özgürlük aşığı olandır, gençlik.

 

Büyüklerine karşı isyankardır gençlik.

 

Büyümeyen, her zaman aklı havada olandır gençlik.

 

Asi, isyankâr, itaatsizdir gençlik.

 

Aklı uçkurunda olandır gençlik.

 

Cahil, idareyi bilmeyen, itaatsız, başkaldırandır gençlik.

 

25 yaşında annesinden ayrılamayan süt çocuğudur gençlik.

 

25 yaşına bastığı zaman iyice deliren, Manisa mahkumudur gençlik.

 

25’inde devleti satacak haindir gençlik.

 

25 yaşında vekil olamayacak kadar züppedir gençlik.

 

Bu güne kadar bizleri idare edenlerin kafalarındaki oluşturdukları gençlik profiliydi bunlar.

 

Sanki, bu gençlik başka gezegenlerden ithal edilmişti.

 

Bu gençliğin damarlarında yeşil renkte kanlar dolaşıyordu sanki.

 

Bu gençlik; eğitilmeyen, beceriksiz, basiretsiz, işlerini eline yüzüne bulaştıran bir gençlik olarak biliniyordu sanki.

 

İşte yabana atamayaca?ımız gerçe?imizi bu bu ?ekilde gördük ve görmeye devam ediyoruz bilinçsizce.

 

Bu güne kadar gençli?ini a?a?ılayan toplum çıkmı? mıdır bilinmez.

 

Bu güne kadar gençli?imizi elimizdeki Kırıkkale silahı olarak gördük.

 

Gücümüzün yetmedi?i ki?ilere, geçli?imizi öne sürerek üstünlük sa?lamak istedik.

 

Ama…

 

Hiç bir zaman bu gençliğe, idaremizi teslim edemedik.

 

Hiç bir zaman bu gençliğe, TBMM’nin kapılarını açamadık.

 

Velhasıl bu gençliği inanarak bağrımıza basamadık.

 

Son yasal düzenlemelerde bile gençliğimize güvenemedik. Gençliğimize devletimizi teslim edemedik.

 

Bilin ki, gençliğine güvenmeyen devletler çökmeye mahkumdur. Bilin ki devletin geleceği bilinçli gençliğin ellerinde olacaktır. Bilin ki ömürlerimiz bitecek, yeni ömürler gençliğin olacaktır.

 

Ve bilin ki gelecek, gençliğe sahip çıkmakla olacaktır.

 

GENÇLİK GELİYOR 

 

Hep bir ağızdan istiklâl diyor,

 

Yürüdükçe yollar titriyor.

 

Gençlik marşının gür sesi,

 

Bu gelen Türk gençliği diyor. 

 

Atasından aldığı fer ile,

 

Yılmaz bekçisiyiz cumhuriyetin,

 

Bin defa ölüp de dirilen,

 

Yılmaz Türk gençliği söylüyor. 

 

Türklüğünden gurur duyan,

 

Beyin gücü ile vuran,

 

Çağdaş uygarlığa varan

 

Gözü pek gençlik geliyor. 

 

Onlar varken inmez bu bayrak,

 

Onlarla canlanır kurumuş toprak.

 

Çiçekler sunarken umutluca yaprak

 

Atatürk’ün yiğit gençliği geliyor. 

 

Bir gençlik ki dimdik ayakta,

 

Gurur duyardı Atatürk, dursaydı hayatta.

 

Alkanlarla yoğurulan bu toprakta,

 

Şehit torunları fışkırıp geliyor.