GÜLNUR ER’İN ŞANSI YÜKSEK

12 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri’ne yaklaşık 50 gün kaldı. Süreç çok kısa, göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Türkiye geneli için bir şey söyleyemem, ama Söke’de henüz seçim havası yok. Tek tük aday tanıtımı ile seçim kampanyası olmaz. Yani kentte şu sıralarda siyasi tansiyon çok düşük. CHP İlçe Örgütü ise listenin 2. sırasında yer alan kontenjan adayı Prof. Dr. Metin Lütfü Baydar ile önceki akşam parti lokalinde yaptığı gövde gösterisi ile içinde bulunduğu ezikliği atmaya çalıştı.

Yalnış mı yaptılar?

Parti disiplini açısından düşündüğümüzde, izledikleri politika doğru. Ama toplumsal faydayı ele aldığımızda, süreci bu noktaya getiren gelişmelerde yalnış bir şey var. Yani siyasi parti genel merkezleri her seçim döneminde olduğu gibi, Aydın’dan sahil bandına kadar uzanan bölgeye bir milletvekili adayını bile çok gördüler. Onun için bu kararda sorun var. İlin yüzde kırkı bu bölgede yaşıyor. Siyasi parti genel merkezleri bu gerçeği neden gözardı ediyorlar? Doğrusu bunu anlamakta zorluk çekiyorum.

CHP Genel Merkezi: “Biz Aydın’da ön seçim yaptık” diyerek, suçu oy kullanan partililerin üzerine atıyor. Ancak böyle bir savunma gerçeklerle hiç bağdaşmıyor. Partililerin tercihi böyle olabilir ama unutmayalım ki, milletvekili adaylarını yalnız partililer değil, toplumun geniş kesimini oluşturan seçmenler seçiyor. Onun için, toplumun sesini dinlemek gerekir.

İleri demokrasilerde “Dar Bölge Sistemi” bu nedenle en çok tercih edilen bir seçim modelidir. Ve bu sistemde seçmen, o dar bölge içinde yakından tanıdığı adaya oy verir. Ancak ne hazindir ki, uzun bir süredir siyasi parti genel merkezleri Aydın’da toplumun bu isteğini çok zaman görmemezlikten gelerek, hiç tanınmayan bir adaya oy verin diye seçmene dayatma yapıyor.

Bu yüzden bu seçim ortamında CHP ve AK Parti’nin Aydın’da izlediği seçim stratejisi tümüyle yanlışlıklarla dolu. Görüldüğü gibi ilin batı bölgesi göz göre göre her seçim döneminde olduğu gibi bir kez daha gözden çıkarıldı.

Herhangi bir milletvekili aday adayının milletvekili seçilebilmesi için Aydın, Nazilli ve Çineli mi olması gerekir? Nitekim CHP’nin 2. sıra kontenjan adayı Prof. Dr. Metin Lütfü Baydar’ın doğum yeri Buca, ama öz ve öz yedi kuşak Aydınlıdır. Ancak haber bültenlerine geçen haber başlığı çok ilginç; “Metin Lütfü Baydar memlektim dediği Söke’de Bakan gibi karşılandı”

Orada biraz durun. Metin Hoca Karacahayıt Köyü’nde eski bir ev satın aldı diye Sökeli olmaz. CHP Genel Merkezi ne yaptı? Bile bile Aydın kökenli bir öğretim üyesini ayırdığı kontenjandan milletvekili adayı yaptı. Sözde yabancı! Bu yeri, her dönem göz ardı ettiği batı bölgesinden bir adaya veremez miydi?

İsterse verebilirdi. Ama vermediler. Peki siyasi parti genel merkezlerinin taraflı tutumlarının faturasını batı bölgesi daha ne zamana kadar ödeyecek?

Prof. Dr. Metin Lütfü Baydar bir bilim adamı olabilir. Ama Söke kökenli bir çok bilim adamı olduğunu unutmayalım. Mesela Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel eski Dışişleri Bakanı, deneyimli bir politikacı olarak 2. sıradan milletvekili adayı gösterilemez miydi? Daha Sökeli bir çok bilim adamının var olduğunu biliyoruz. Ama Şükrü Sina Gürel bir Sökeli olduğu için milletvekili adayı olamaz değil mi? Peki Söke dışından milletvekili seçilenlerin bugüne kadar Söke ile ne kadar ilgilendiklerini bir düşünelim. Özellikle son dokuz yılda Söke’ye ne katkıları oldu? Söke’nin sorunları ile ne kadar ilgilendiler? Bana sorarsanız hiç mi hiç ilgilenmediler. O zaman bundan sonra izleyeceğimiz stratejimiz farklı olmalıdır. Seçmen, hangi siyasi parti sempatizanı olursa olsun, partiye değil, aynı yerel seçimlerde olduğu gibi, adaya oy vermelidir. Bunu yapamadığımız sürece bu haksız davranış biçiminin önüne geçemeyiz.

Sökelilerin 12 Haziran seçimlerinde en doğru tercihlerini yapacaklarına inanıyorum. Özellikle MHP listesinin 3. sırasında yer alan Gülnur Er’i destekleyen Sökeliler’in sayısı bir hayli yüksek olacaktır.