İHANET ŞEBEKESİ

* BDP Bitlis Milletvekili Nezir Karataş;  “Operasyon sürerse Kürt Halkı Yaşamı Cehenneme çevirecek.”

* BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna; “Savaş sadece, Kürdistan’da olmayacak, savaşı tüm ülkeye yayarız.

* BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız; Daha önce 28 İsyan olmuş, bu 29 uncu Kürt İsyanıdır.

* BDP’li Belediyeler, İçişleri Bakanlığı yetki ve otoritesini reddetmeye hazırlanıyor; BDP’nin Diyarbakır’da yaptığı İl Genel Meclisi Üyeleri ve Belediye Başkanları toplantısında, “Siyasi yetkiyi halka devretmek” adı altında Belediyeleri ÖZERKLEŞTİRME kararı alındı.

* AKP Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı; “Teröre karşı alınacak en önemli önlem, sınır kaydırmasıdır”.

* AKP Mardin Milletvekili Mehmet Halit Demir; Habur’dan girenler özgürlük savaşçısıdır. Tutuklanmaları yanlıştır.

* AKP Bakanı Egemen Bağış; “Ocağına ateş düşen sadece 11 şehidin ailesi değil! Ölen PKK’lıların ailesi de acı çekiyor!

* Celal Talabani (Mam Celal-Cengiz Çandar’ın Mam’ı); Kendisinden PKK teröristlerini isteyen Türkiye’ye “Değil bir Kürt, Türkiye’ye Kürdün kedisini bile vermem”

* Mesut Barzani (Kak Mesut-Davutoğlu’nun Kak’ı); Türkiye Kuzey Irak’a girerse, biz de Diyarbakır’ı karıştırırız.

Tüm bu beyanlar, Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı açıkça söylenmiş ve tekzip edilmemiş beyanlardır. Söyleyenlerden bir kısmı, mevcut Anayasa üzerine yemin etmiş, ettikleri yemine bile sadık kalamayan hainlerdir. İki  tanesi ise Türkiye Cumhuriyetinde Bakanlık sorumluluğu yüklenmiş, ülkenin birliğini temsil zorunluluğu olan kişi, biri  teröristler için ağıtlar yakıyor diğeri ise ülkenin sınırını kaydırmayı tartışalım diyor! Kaydıralım da ne tarafa doğru? Irak’tan toprak talebinde bulunamayacağımıza göre, kendi topraklarımızdan mı vazgeçelim? Bu topraklar, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin mi, üzerinde  istediğin gibi oynayasın? PKK’nın siyasi temsilcisi BDP’li Belediyeler ise, resmen ayrılığı, federasyonu, bölünmeyi ilan ediyorlar! Terörü, ayrımcılığı önlemek ilk görevi olan İçişleri Bakanı ne yapıyor? Medya temsilcileri ile toplantı yapıyor. Sanki terörü medya sorumluları azdırıyor. Diğer ikisi, yıllardır Türkiye’nin ekmeğini yiyip, ekmek yedikleri kaba pisleyen, isimleri siyasetin fahişeleri olarak tescillenmiş, ABD’nin kucağında oturan, AKP ve Tayyip Bey’in Irak’taki sırdaşlarıdırlar.

Türkiye’nin, medeni ülkeler arasında yalnızlaşmasının, Hamas’ı ve İran’ı hür dünya’ya tercih etmesinin sebebi de, eli kanlı uyuşturucu ve organ kaçakçısı PKK terör örgütünün her gün vatan evlatlarımızı kahpece tuzaklarla şehit etmesinin birinci derece sorumlusu, her demokratik ülkede olduğu gibi bizde de Başbakan’dır, yani Tayyip Bey’dir.

Tayyip Bey, okumayan, okuyanları dinlemeyen, yakın tarihi hiç bilmeyen, bilgi yerine yağcılığa ve dedikoduya itibar eden bir görüntü çizmektedir.

Türkiye’nin iç ve dış düşmanlarla mücadele edecek yasal tek gücü vardır, onun adı da Türk Silahlı Kuvvetleridir. TSK, demokratik, lâik rejime bağlı, Atatürk’ün ordusudur.

AKP’nin ve Tayyip Bey’in en büyük hataları Türk Silahlı Kuvvetlerine “Şaşı” bakmalarıdır. Tayyip Bey’e ve onun Kürtçü danışmanlarına göre, TSK terörün bitmesini istemiyordu! Bebek katili, uyuşturucudan beyni sulanmış eşkıya başını  içeri tıkan, şerefli komutanlar hücrelere kondu. Olmadık iftira, yalanlar, tuzaklar; tarikat-cemaat artıkları polislerin de yardımıyla bu kahramanların üzerine atıldı. Askerliğini yapma şerefine bile erişemeyen bazı Adalet mensupları da bu hainlerle işbirliği yaptılar ve o şerefli cübbelerine çamur sürdüler. Geldiğimiz noktada, eli kolu bağlanmış, morali kasten bozulmuş ordumuzla, terörle mücadele etmeye çalışıyoruz.

İstanbul Halkalı’da servis otosuna yapılan bombalı saldırıda şehit olan Buse kızımızın babası, bu aşağılık teröristlerle ilgili gerçeği bir cümle ile özetledi ve dedi ki;

“Bu teröristler Türk olamadılar, Kürt’te olamadılar, onlar sadece kalleş olabildiler.”

Herkesin bu cümleden alacağı dersler olmalı. Herkes önce Türk olmayı becerebilmeli, asgariden “Ne mutlu Türküm diyene” diyebilmeli.

Bunu tüm Türk Milletinden isteyecek, birliğimizi, beraberliğimizi sağlayacak kişi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür. Bu onun, uyacağına ve uygulayacağına namus ve şerefi üzerine yemin ettiği Anayasal görevidir.

Cumhurbaşkanı bu konuda ne diyor? “Her yere, Ne mutlu Türküm diyene, diye yazmak ilkelliktir!”

Ne güzel söylemiş büyüklerimiz; “Balık baştan kokar” diye. İşte terör bu “Şaşı” bakıştan dolayı bitirilemiyor.

Bu “Başıbozuklar” alayını ilk seçimde müstahak oldukları yere beraberce göndereceğiz.