İstanbul'un (UMUT) villaları!...

 

 

Rahmetli Turgut ÖZAL'ın kurmuş olduğu Anavatan Partisi iktidarda iken, İmar Kanunu'nda yapılan değişikliklerle İstanbul Boğazı'nın bir bölümü konut imarına açılmıştı.

 

Bundan faydalanan bazı İstanbullular İmar Yasası'nın ilgili hükümlerinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edileceğini bile bile Sarıyer sırtlarında 1985 yılında villalar yaptırdılar.     

 

Ardından da muhalefet partilerinin ve Mimarlar Odası'nın Anayasa Mahkemesi'ne müracaatta bulunmalarının neticesinde, İmar Kanunu'nda değişikliğe uğrayan maddelerin bir kısmının yürütmesini durdurarak, iptaline karar verilmişti.

 

Bu aşamada da, yapılan villaların bir kısmı İstanbul Büyük Şehir Belediye'since (İ.B.B.) yıktırılmış, geriye yıkılmayı bekleyen 54 villa kalmış. Şimdi de, bu yıkılmayan villaların yıkılması için AKP Hükümeti devreye girdi.

 

Acarkent Siteleri'nde yaşanan çevre zararına ve talanın farkına varan hükümetimiz, Sarıyer'de yıllardır yıkılmayı bekleyen Uyum Villaları'nın kalıntılarının temizlenmesi için atakta bulunacak.

 

Çevre ve Orman Bakanı Sayın Osman Pepe'nin açıklamalarında; 54 villanın yıkım işinin bakanlığınca karşılanacağını, bunun için de bakanlık bütçesinden 1 milyon YTL (1 trilyon lira) harcama yapacaklarından bahsediyor.

 

Tamam, villalar yıkılsın kararı güzel de, bunun masrafının bakanlıkça karşılanması ne kadar doğru? O villaların tapularında Sarıyer Belediyesi'nin kayıtları yok mu? Yıkım giderleri bakanlık tarafından karşılanacağına, villa sahiplerinden karşılanması daha doğru olmaz mı? Villa sahiplerinin bütçeleri müsait değilse, villaların yapımından önce onlardan gelir elde eden ve sonrasında da gelir bekleyen Sarıyer Belediyesi, yıkım işini üstlenmelidir. Belediye anlaşma yoluyla ya da icra kanalıyla yıkım masraflarını arsa sahiplerinden tahsil etsin.

 

Durduk yerde devletimiz neden taşın altına elini soksun?

 

Belediye hizmeti olan yıkım işini bırakılsın da, belediye kendi imkânlarıyla çözsün. Sarıyer Belediyesi'nin bir de bütçe sıkıntısı varsa, bakanlık devreye girsin. Sarıyer Belediyesi'ne finansal destek olarak bakanlıkça belli bir vadede ödenmek üzere kredi verilsin.

 

Gelişmiş ülkelerin insanları kendilerinden kaynaklanan hatalar için devletten yardım beklemezler, bekleyemezler. Çünkü devlet, babalığını her yerde göstermek zorunda değildir. Herşey al gülüm ver gülüm hesabına dayandırılır. Devletimizin mali kaynakları güçlü olduğu zamanlarda, devlet babalığını göstermesini bilir.

 

Devletimiz elindeki imkânları iyi kullanıp vatandaşlarına ekonomik, sosyal ve hukuksal alanlarda hizmetler üreterek babalığını göstermesi yeterli olmalıdır.

 

Toplumun bazı kesimlerin açtığı yaralardan ötürü, toplumun tamamı zarar görmemelidir. Kazanma riskinde olanlar, kaybedince de zararlarına katlamalıdır.