KÂĞITTAN KAPLAN...

FARUK HAKSAL

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı sistemli bir psikolojik savaş yürütüldüğünü kim söyledi?..

- Bu ülkenin genelkurmay başkanı…

Peki Süheyl Batum ne dedi?..

- Ordu bu savaşın sonunda çökertilmiştir, dedi.

İyi mi söyledi?

Bizce hayır.

Peki, doğru mu söyledi?

Bizce yine hayır…

Süheyl hocanın bizce yanıldığı nokta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin [henüz] bu savaşı kaybetmemiş olduğudur…

Peki, kaybedecek midir?

Biz sanmıyoruz.

Türk ordusu Dünya’nın önde gelen güçlü ordularından birisidir.

İki medya kroşesiyle, üç-beş derin düzenekli ter  tiple yıkılacak bir yapıya sahip değildir.

Biz böyle biliyoruz.

Ya da böyle olduğuna inanıyoruz.

Ve eğer gerçek bizin sandığımız ya da inandığımız gibi değilse, Süheyl hocamızın dediği gibi, “ortada yenilmeyen bir tek CHP kalmışsa,” bu tespit bir kez daha yanlıştır…

Bu bir…

İkincisi, Süheyl hocamızın “kâğıttan kaplan” benzetmesinin de, bir başka açıdan yanlış olduğu düşüncesindeyiz…

Bilindiği gibi bu sözü Dünya siyasi literatürüne Çin Devrimi’nin lideri Mao Zedung hediye etmiştir.

Ama Mao’nun kâğıttan kaplana benzettiği şey, emperyalizmdir…

Karşıdan bakıldığı zaman bir kaplan kadar güçlü gözüken ama bir darbe ile delinip kâğıdı kolayca buruşturulabilen sanal bir güçten söz etmektedir Çin     Devrimi’nin efsane lideri…

Böylece emperyalizmin boyunduruğu altında yıllar yılı inim inim inleyerek sinmiş bir halka moral aşılamaya çalışmakta, ona mücadele azmi aşılamak istemektedir…

Oysa Türk Silahlı Kuvvetleri, emperyalizme karşı kurtuluş savaşı vererek tam bağımsız ulusal bir devlet kuran büyük bir güçtür.

Evet, gerçekten bir kaplandır.

Ama hiçbir zaman kâğıttan imal edilmemiştir.

Tam aksine halkın gönüllü katılımını ve güvenini arkasına alarak büyük bir güç oluşturmuştur.

Geleneksel yapısı itibariyle Atatürk devrimlerine inançla ve bilinçle bağlı ve bu değerleri  korumak ve kollamakla görevli ve sorumludur.

Ve dolayısıyla emperyalizmin tam cepheden karşısındadır.

Bir kavmin ya da ümmetin ordusu değil, bir ulusun ordusudur…

Bağımsızlık idealinin bir karakter olarak benimsendiği bir kültürün mirasçısı ve temsilcisidir…

İşte onun için pek Sayın Süheyl hocamız, Türk Silahlı Kuvvetleri, işte bu nedenlerle kâğıttan imal edilmemiştir.

Çökmemiştir!

Çökertilememiştir…

Türkiye, şu anda ucu gözükmeyen bir “süreç”i yaşamaktadır.

Dar ve karanlık bir tünelden geçmektedir.

Bu riskli süreci yaşarken ve bu karanlık tünelin içinden geçerken önemli, değerli ve kıymetli neyimiz varsa hepsini birleştirmek, diriltmek, korumak ve yüceltmek durumundayız.

Ve bunu yapmaya mecburuz.

Çünkü bu karanlık tünelden ancak, güçlerimizi kendi ellerimizle yıpratarak değil… Tam tersine onları, özenle, sabırla ve itina ile birleştirerek geçebiliriz.

Evet, Süheyl hocamız, evet… Bu satırları alt alta sıralarken, bir yandan da bu konuda farklı düşünmediğimizi ve bu düşüncelerin her birini sizinle paylaştığımızı biliyoruz, inanıyoruz… Ama…

Yine de yazıyoruz sayın hocamız…

Niye mi ısrarcıyız bu konuda?..

Çünkü mesele bizce çok ciddidir.

Ve Türk Silahlı Kuvvetleri bu ülkenin en önemli gücü ve Cumhuriyet değerlerimizin en ciddi teminatıdır.

O’nu gözümüzün bebeği gibi korumak her birimizin asli görevi, borcu ve sorumluluğudur…

Bizce böyle sayın hocamız, bizlerce böyle