KAYMAKAMIMIZ,“SORUNLARI HEP BİRLİKTE ELELE AŞACAĞIZ

E. TURGUT TEKİN

 

 

7 Kasım 2008 Cuma günü, Sayın KAYMAKAMIMIZI ziyarete gittim. Söke’ye geleli iki ay olmasına rağmen ancak bugün görüşme olanağı buldum. Ben üç kere gittim ama Kaymakam bey toplantılarda olduğu için rahatsız etmedim. Ziyaretimin amacı kişisel değildi. Ben gazeteciyim, o ise ilçemizin yöneticisidir. Onu tanımalıyım ki, ilçemizin sorunlarını arz edebileyim. Yani kendim için değil Söke ve Sökeli için yararlı bir tanışma oldu. Daha önceki yazımda da söz ettiğim gibi, Kaymakam bey deneyimli, ağırbaşlı ve olgun bir insan. Görevinin sorumluluğunu biliyor, kısa bir sürede Söke’yi ve Sökeli’nin sorunlarını tanımaya çalışıyor. Bizim burada adettir yeni göreve başlayan bir yönetici ziyaret edilir. Bu ziyaretlerde birçok konular sohbet havası içinde konuşulur. Elbetteki ilçemize yeni gelmiş bir yöneticiye ilçenin sorunları anlatılmıştır. Rutin işlerin yanı sıra Kaymakam Bey bu konuları da gelenlerden  dinledi. Ben kendisini daha fazla meşgul etmeden sordum:

- Sayın Kaymakamım, Söke’nin bir çok sorunu vardır. Bunları ziyaretinize gelenler anlatmıştır. Ben fazla bir şeyler söylemeyeceğim. Dinlediğiniz bu konularda neler yapmayı düşünüyorsunuz? Sayın Kaymakamım siyasiler gibi işe bol vatlarla başlamadı. Bir mülki amire yakışan vakarla ve mütevazi olarak konuştu:

- Ben göreve başlayalı iki ay oldu. Bu iki ay içinde yerleşme, tanışma ziyaretler ve günlük mutat işlerden başka henüz bir şeyler yapamadım. Anladığım kadarı ile Söke büyük bir ilçe. Türkiye’deki illerin en az ellisinden daha büyük. Başta trafik olmak üzere bir çok sorunları vardır. Esnaf ve sanatkarların sorunları, çiftçilerimizin sorunları, eğitim sorunları, istihdam sorunları… daha birçok. Ama sorunlar var diye, kriz var diye eli kolu bağlı seyirci kalamayız.

Bütün sorunlarımızı elbirliği ile çözeceğiz. Biz tek başımıza hiçbir şey yapamayız. Önce sorunları tespit ediyoruz. Bu sorunları, yerel yönetimler, odalar ve diğer sivil toplum örgütleri ile birlikte görüşüyor, basınımızın destekleri ile de halkımıza duyurup hep birlikte, birlik ve beraberlik içinde çözmeye çalışacağız. Türkiye gibi, Söke’nin de birçok sorunu vardır. Sorunları birden çözmek için sihirli bir formül yoktur. Çalışmak, zaman ve sabrın yanın da kaynakta ister. Benim her Sökeli vatandaşımdan, çalışma, sabır ve gayret bekliyorum. Sizlerden de Söke’nin sorunlarını yazarak gündeme taşımanızı bekliyorum. Bu sorunları ancak el birliği ile çözeceğiz. Vaktin dar olması ve dışarıda insanların daha fazla beklememesi ve işlerin aksamaması için izin isteyip kalktım. Elbette daha sonra rahat ortamlarda bu konuları daha rahatça konuşacağız. Bizler yazacağız, yazdıklarımız tartışılacak, gündem oluşturacak, ilgililerde oluşan bu gündem doğrultusunda problemlere çare arayacaklar. Söke’de problemler dağlar kadar çok, ama ben önemli olanlar üzerinde kısaca değinip geçeceğim. Çünkü bu problemleri yıllardan beri yaza yaza ezberledim. fiimdi Söke’nin problemleri nelerdir kısaca özetlemek istiyorum:

SÖKE’NİN BAŞLICA SORUNLARI:

1) Söke’nin en önemli sorunu tarımsaldır. Çünkü Söke halkı geçimini tarımdan sağlıyor. Bu konuda neler sorun olmaktadır? Kısaca bu konuları özetleyelim:

a- Söke Ovası geniş olduğu kadar verimli topraklara da sahiptir. En az yılda iki ürün alma imkanlarına sahip olmasına rağmen yeterli su kaynaklarına sahip değildir. Ancak Çine Barajı yapılır yeterli su toplandıktan sonra bu daldaki sorun tam olmasa da kısmen rahatlayacak. Bu sorunun çözülmesi için tek başına kaymakamın gücü yetmez. İlçedeki iktidar ve muhalefet partilerinin partiler üstü programlar ve desteklerle ilden ve hükümetten destek ve ödenek alarak bu problemi çözmeleri gerekiyor. Su sorunu çözülürse, bu dalda bazı ekonomik ilerlemeler kaydedilecektir. Sulama yetersizliğinden önemli ekonomik kayıplarımız olmakta ve ovada ikinci ürün su yokluğundan ekilmemekte ve çiftçilerimiz bu dalda önemli kayıplara uğramaktadırlar. Bu konuda bir karma komisyonun oluşturulması gerek.

b- Söke Ovası’nda ürün ekme ve desen çoğaltma problemleri vardır. Ovada şimdiye kadar bilimsel olarak planlama çalışmaları yapılmamıştır. İlimizde Ziraat Fakültesi olmasına rağmen bu fakültece böyle bir çalışmanın adı bile anılmamıştır. Ben isterdim ki bu güzel fakülte öğrencileri sınışardan çıkarıp ovanın ortasında toprakla kucaklaştırsın. Halka örnek olsun, pamuğa altarnatif ürünler üretmeyi öğretsin. Rektör Cezmi Öncüer “Sanayi domatesi ve daha başka ürünler” öneriyordu. Ovada planlama çalışmaları istiyordu. Yeni rektörün ve Ziraat Fakültesi Dekanı’nın bu konularda neler düşündüğünü henüz bilmiyoruz. İlçe Tarım Müdürlüğü Dekanlık ve rektörle görüşüp ovada böyle bilimsel bir organizasyon ve planlama yapamaz mı? Bu davayı sayın kaymakamımız ve valimizin destekleri ile aşma olanağı yarata biliriz.

c- Bir başka ve önemli konuda, pamuğun ve ekonomik değeri yüksek olan endüstri bitkilerinin fiyatlarının bir yıl önceden belirlenmesi konusudur. Vatandaş pamuğu ekiyor, faizle para alıyor bin bir zorlukla üretiyor, beklediğini birak maliyetinin altında bir fiyatla allakbullak oluyor.Kaymakamımızın bu konuda halkın zararlarını önlemek için hükümetten bu fiyatların bir yıl önceden belirlenmesini sağlaya bilir.Bu ne anlama gelir? Şunu sağlar:Vatandaş bu fiyata göre pamuk üretmeye karar verir veya vermez.Gerçi bu bir hükümet politikasıdır ama tabandan gelen genel istek üzerine hükümet bu uygulamaya boyun eğecektir. * Devam edecek