KİM KAZANDI?

 

 

Yıllar evvelinden Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tüm dünyaya kafa tutarak, bu ülkenin bölünmez bir bütün olduğunu ve Türk insanının dünya insanlarına örnek olduğunu duyurmuştu.

Sonra bir İnönü çıkıp, Lozan’da vatanı bölmek isteyenlerin gözlerinin önünde masayı yumruklayarak, Türk’ün gücünü bir defa daha duyurmuş olduydu.

Bu iki büyük insanı kaybedeli yıllar oldu.

Az kaldı bu iki büyük insanın fikirlerinde kaybediyorduk neredeyse. Şükür ki aramızdan çıkan yurtseverlerin, milliyetçilerin, vatan aşıklarının çabası ile silme politikaları birer birer yok edildi.

Özlemiştik yıllardır “ben de büyüğüm” deme cesaretin gösterecek liderleri.

Özlemiştik “Siz de yoksa biz de zaten yok” diyecek yöneticilerin varlığını.

Özlemiştik “Elinin tersi ile gazeteciyi dahi ittirebilecek liderin varlığını.

Ne olursa olsun özlemimizi giderdi Sayın Başbakan.

Başbakanın yaptıklarını tek delikten bakarak eleştirmek çok kolay olsa gerek.

Tek hedef ve tek bakış açısı değil miydi bizi AB’ye, İMF’ye, ABD’ye bağımlı hale getiren.

“Olsunda, muhalefet olsun” bakış değil miydi bizi on paraya muhtaç kılan.

Başbakanın bu davranışını iç siyasi malzeme olarak görenler yanlış yaptıklarını anlamışlardır her halde.

Bakınız bir eski başbakan, hatta Cumhurun başı kalkıp, hesabın Türkiye’ye kesilebileceğini söyleyebiliyor.

Bu söylemleri ile bu güne kadar Türkiye’yi yönetmek için bazı yerlerden izafet alındığını açıklamış olmuyorlar mı? Bu güne kadar;

Aman komşumuz kızmasın.

Aman ABD’liler ne der.

Aman AB lileri kızdırmayalım.

Aman dostlarımızı üzmeyelim.

Aman, yeter ki aç kalalım ama, bölgede kavgacı ülke biz olmayalım.

Aman konuşmayalım, yoksa zararı bize çok kötü olur.

Aman memurlarımız iyi ezelim, İMF kızmasın.

Aman işçilerimiz fazla taviz vermeyelim, AB ülkeleri yardımı keser.

Aman Amerikalı dostlarımızı üzmeyelim, lobiler bize ne derse desin sesimizi çıkarmayalım, sonra bizi iktidara getirmezler.

Böyle olmadı mı hep?

Son elli yılda da böyle oldu, son 8 yılda da böyle oldu.

Olmadı dersek kendimizi inkar etmiş olmaz mıyız?

Başbakan Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanına katil demişse ne olmuş?

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Davos’u terk ettiyse ne olmuş?

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı orada Kasımpaşalılık yapmışsa ne olmuş?

Bu vatanın selametini isteyenler, orada gösterilen tepkiyi gayet hoş bir davranış olarak karşılamışlardır.

Gerçek siyaset yapanlar; ilk anda, ilk ağızlardan “haklıdır” açıklamalarını hemen yapmışlardır.

Ancak, Başbakanın siyasi bir malzeme olarak, planlı bir şekilde yaptığına inananlar bir süre susmayı tercih edip, kamuoyunun tepkilerini ölçtükten sonra açıklama yapmayı uygun görmüşlerdir.

Bu  bir süre bekleme moduna düşenlerin, nasıl bir siyaset yaptıklarını ortaya koymuştur.

Biz, bilhassa yerel basında yazan köşe yazarları açık açık yazmayı seven takımlarız.  Biz yerel yazarlar öyle patronların isteği olarak yorumlama da yapmayız.

Bizler yiğidin hakkını yiğide verir, sonra da verdiğimiz kararlarla pişman olmayız.

Ama düşünce ve görüşlerimizden asla taviz vermeyiz.

Bunun için ben sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a teşekkürler ediyorum.

İç siyasi hayatında eleştirilerim ok olsa da, dış siyasetteki bu dik oturuşu, bana ve benim yaştaki yazarlara, ölmeden önce  bir kez daha Ulu Önderimiz Atatürk’ü ve İsmet İnönü’yü yad etme fırsatı vermiştir.

Şimdi diyebilir miyiz, Başbakanın bu çıkışı AKP ye yaramıştır diye? Bence Hayır. İç siyasetin yeri ayrı, dış siyasetin yeri ayrıdır.

Peki kim kazandı? Tabi ki Türkiye.

Geçte olsa Tüm siyasilerin bu dik duruşa arka çıkmaları Türkiye’ye kazandırmıştır.

Ha… Yardımlar kesilir mi? Kesilsin. Bakınız akşamki İbo Show’da 2 milyona yakın para toplandı. Türk insanı daha tükenmedi, bitmedi. Bu davranış, artık masa başında kaybetme diye bir lüksümüz yoktur resmini iyi çizmiştir.

Şimdi söyleyin, Kim Kazandı? 


BULUNAN SİLAHLAR

Dün yine bir çöp bidonunda boş bir havan silahı bulunmuş. Yol kenarlarında, parkta ağaç altlarında, çöplüklerde arandığında bulan bulana.

Bence öküzün altında buzağı aramak gibi bir şey. Ortalığı karıştırmaktan başka bir şey değil.

Esas silahların nerelerde saklandığını ve zamanı gelince nerelere gönderildiğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Batı Anadolu şehirlerinde bulunan kurtarılmış mahallelere, varoş denilen yerlere bir girin bakalım. Neler ve hangi silahları bulacaksınız.

Nereden biliyorsunuz diye sorabilirsiniz tabi ki.

Kahvelere, halkın arasına girin, halk sizlere söyleyiversin, PKK silahlarının nerelerde saklandığını.


GAZZE’YE YARDIM 

Dün sabah televizyon ekranında izlediğim görüntüler Neden GAZZE?” sorusunu  sordurdu kendi kendime.

5 çocuklu bir aile. Baba kalıcı ve amansız bir hastalığa yakalanmış çaresiz.

Anne ve çocuklar hurda teneke topluyor. Lokantaların önünden toplanan yağ tenekelerin bulaşıklarından yağlar  toplanıp yemek yapılıyor. Tenekeler satılıp ekmek alınıyor. Buda silahla yıkılmamış olan bizdeki GAZZE’ görüntülerinden birisiydi. Bu görüntüleri çoğaltmak hiçte zor değil. Belediye çöplüklerini bir dolaşıvermemiz yetiyor da artıyor bile.

Bakıyoruz da  televizyonlar, reyting uğruna bir birleri ile yarışıyorlar, Gazze’ye yardım için.

Yukarıda söylediğim,yurdumun bir yerinden görüntüydü.Acaba bu görüntüleri toplasak kaç GAZZE yapar, biliyor muyuz? Kaç televizyon bizim Gazze mahkumlarına el atıp yardım toplamış acaba? 


CHP 10 PUAN

CHP yapılan bir seçim anketinde AKP’ye 10 puan açmış.

Yok yok, bu doğru değil. CHP Söke’de AKP’ye 40 puan fart atmış. Öyle olunca yurt çapında da en az 20 puan fark atması gerekmez mi?

Boşu boşuna vatandaşın kafasını karıştırıyorlar. Sanki bu ülkede yalnızca AKP ve CHP varmış gibi.