MEMLEKET-İ UMUMİYE (2)

ALİ GENÇLİ


Seçimlere odaklandık. Bir Cumhuriyet Bayramı ertesi, yeni bir dönemi başlatacak olan seçimlere üç gün kaldı. Son seçimleri yaptığımız 7 Haziran’dan bu yana olağan üstü olaylara tanık oluyoruz, memleket çalkalanıyor ve bir kez daha sandığa gidiyoruz, umutları büyüterek…
Vaatler…Vaatler…Yıllardır seçimden sonra unutulup bir sonraki seçime kadar, seçim meydanlarında kalan vaatler. Şöyle bir geçmiş dönem seçimlerinin vaatlerini taradığımda,
* 1971 yılında kapatılan Milli Nizam Partisi yerine, kurulan Milli Selamet Partisi’nin daha sonra genel başkanı olacak olan Konya Milletvekili Necmettin Erbakan 1973 yılı seçimlerde tarihe en ilginç seçim vaadi olarak geçecek olan “İktidara gelirsek, tüm statları kapatacağız(!)” vaadiyle birlikte aynı seçimde Ecevit başkanlığındaki CHP’nin vaatleri şöyleydi: * Köykentler kurulacak, kooperatifler teşvik edilecekti. Halk ortaklıklarıyla kurulacak işletmeler desteklenecekti. “Türkiye’nin hukuk düzeni bozuktur, pahalıdır ve yavaştır.” denilerek, ‘ hukukta reform ’ sözü verilmekteydi. (Yıl 2015.  Aradan 42 yıl geçmiş. Bugün Adalet ne durumda?) Türk Halkı’nın en büyük ve devamlı ıstırap konularından biri devlet kapısında karşılaştığı güçlükler, ilgisizlikler ve haksızlıklardır. Halkın şikayetlerini dinlemek için görevliler üzerinde demokratik gözetimi ve denetimi sağlayacak özel görevliler atanacaktır.” *1977 Seçimlerinde bu kez MSP Genel Başkanı olan Necmettin Erbakan; “ Türkiye’de manevi kalkınmayı biz başlattık, kuran kurslarını artırdık, bir çok İmam Hatip okulunu biz açtık.” Derken gazetelerden birisi ; “ MSP, bir parkta bulunan çıplak kadın heykelini kaldırtarak manevi kalkınmayı başlattı”  haberini manşetlemişti. 1983 Seçimlerine gelindiğinde 12 Eylül faşizmi gölgesinde partilerin çoğu seçim yasaklarına takılırken, Milli Güvenlik Kurulu tarafından onaylanan, Turgut Sunalp Başkanlığı’ndaki MDP (Milliyetçi Demokrasi Partisi), Turgut Özal Başkanlığı’ndaki ANAP (Anavatan Partisi) ve Necdet Calp Başkanlığı’ndaki HP (Halkçı Parti) seçimlere katılmış ve ; *ANAP’ın başındaki Turgut Özal iktidara gelirsek ‘Boğaz Köprü’sünü satacağız diye bir vaatte bulunmuş, *HP Genel Başkan’ı da “sattırmayacağız! ” tepkisini göstermişti. Ve bu tartışma, Devlet Başkanı Kenan Evren’in MDP’yi destekleyen sözleriyle birlikte seçimlere damgasını vuran diğer bir konu olmuştu. Aynı seçimde Özal’ın “orta direk” kavramı gündeme düşmüş ve dillere pelesenk olmuştu. *1991 Seçimlerine gelince; DYP Genel Başkan Yardımcısı Tansu Çiller , “ Herkese bir ev bir araba” vaadinde bulunmuş, Genel Başkan Demirel’de “Enflasyonu 500 günde %10’a düşürürüm.” derken, ekonomideki dengesizliğin baş sorumlusunun – ne demekse?- ‘Enflasyon Canavarı’ olduğunu ilan etmişti. DSP Genel Başkan’ı Bülent Ecevit,üretici, satıcı ve tüketiciden oluşan üçlü ve güçlü bir kooperatif düzeni içinde ekonomiyi toplum yararına çalıştıracaklarını belirtmişti. SHP Genel Başkan’ı Erdal İnönü’de Demirel gibi, enflasyonu iki yıl içinde makul seviyeye indirerek gelir dağılımını düzeltmeyi vaat etmişti. *1995 seçimlerinde Mesut Yılmaz Başkanlığı’ndaki Anavatan Partisi (ANAP)’ın hedefi; Başbakan Çilleri kastederek, “Türkiye’yi Yalı Çetesinden kurtarmak” olarak belirlenmişti. DYP Genel Başkanı Çiller de, bir gazete tarafından ortaya çıkarılan Amerika’daki tüm mal varlığını bir vakfa bağışlayacağını açıklamıştı.
Gelelim  1Kasım 2015 seçimlerindeki vaatlere…
(Devamı Yarın)