MİLLETİ KANDIRMAYALIM

MUSTAFA AÇICI

 

Geçenlerde, duruşma sonrasıydı sanırım, Ağır Ceza Mahkemesi Reisimiz sordu, “Mustafa Bey, yazılarınız okunuyor, dikkate alınıyor mu?” diye. Ben de, “Pek okunup, dikkate alınmıyor” dedim, yarı üzgün bir halde. Biraz da utanıp sıkılarak. Öyle ya, inatla yazma eylemini sürdürüyorsunuz on yıllardır, ama okuyucunuz yok gibi, dikkate alanınız hiç yok gibi...

Günlerdir böyle düşünürken, 19 Mart 2013’de gazetemiz GERÇEK’te ne gördüm!

Söke Belediyesi Fen İşleri Müdürümüz Sayın Yüksel Ertercan, “Söke’de Heyelan” başlığı altında Dostlar Sokaktaki vurdum duymazlıkları ile ilgili bir yazı kaleme almış. Ve epeyce uzun bir yazı.

Sevindim. Demek ki yazılarımız okunuyor ve dikkate alınıyormuş. Demek ki Dostlar Sokak için inatla yazmamız, Söke kamuoyuna yeni bir yazar kazandırmamızı sağlamış.

Hoş geldin Yüksel. Camiamızın içine hoş geldin. Yazılarının  ve duyarlıklarının! devamını diliyoruz.

Ama olmadı. Yazında, bulunduğun konum itibari ile çözüm üretmek yerine birilerini aklamaya ve birilerini karalamaya çalışıyorsun. Aklamaya çalıştığın ise belli. Söke Belediye Başkanlığı.

Sayın Y. Ertercan, Söke Belediye Başkanı en son Dostlar Sakağa ne zaman gitti biliyor musun? Hatta bırakalım Dostlar Sokağı, yazında saydığın o heyalan bölgelerine ne zaman gitti? Geçtiğimiz seçim döneminde mi? Ya Söke’nin yüzlerce sokağına ne zaman gidildi?

Söke Belediyesi Fen işleri Müdürü, yazısı ile bize ne anlatmaya çalışmaktadır? Belediyenin sorumlu olmadığını mı? Tam aksine burada sorumluluk tamamiyle belediyenindir. Çözümünde öyle 3.000.000 TL olduğu da yanlıştır, halkı kandırmaktır. Çıplak gözle de olay gözükmektedir. Nasıl ki Kemalpaşanın üstüne mesire yaparken açtığınız yol kenarına istinat duvarı yaparak toprağın kaymasını önlemiş iseniz, Dostlar Sokağının altından başlayıp, kademeli olarak en az üç adet istinat duvarı yaparsanız. Toprağı kademeli olarak engellemiş olur ve kaymayı durdurursunuz. Öyle naylon germekle bu işler olmuyor ve çok iyi biliyorum ki, naylon örtmekten başka hiçbir önlem almış değilsiniz.

İstinat duvarı  yapılamıyacak şey değil. En az yüz, yüzelli hanenin oturduğu  bir alan orası. Orada çocuklar oturuyor. Siz böyle topu ortada dolaştırırken, o çocuklara bir şey olursa sorumluluğunuz belki mevzuatta olmayacak ama, toplumun vicdanında müebbete mahkum olabilirsiniz.

Öyle bir takım statik hesaplamalar yaparak, işin içine halkın anlamayacağı bilimsel dili katarak ve sorumlulukları başka kurumlar üzerine atıp, sorunu da mevzuata gönderirseniz değil Dostlar Sokakta, Söke’nin hiçbir yerinde hiçbirşey yapmayacağınızı anlatmış olursunuz. Zaten birşey yaptığınızda yok! 2 yıldır oturduğumuz Yenikent’teki evimize uluşmada 50 metrelik bir rampamız var. 15 yıldır bu rampaya bile bir çivi çakmayan bir belediye değil mi muhatap olduğumuz?

Ancak sizi de anlamıyor değilim Sayın Ertercan. Birileri size (bizce malum kişi) çıkın birşeyler söyleyin, madem Fen Müdürümsünüz, çıkın halkı kandırın yoksa işinizden olursunuz dedi herhalde ki, siz de kamuoyunu avutmaya çalışıyorsunuz.

Yapmayın. İnsanları avutmayı, meclisten kovmayı, susturmayı, kandırmayı bırakın.

İş yapın iş...