MİLLİ GELİR YALAN, FAKİRLİK GERÇEK !

ÖZCAN PEHLİVANOĞLU
Türkiye yakın zamanda iki önemli maden kazası yaşadı. Biri Soma’da diğeri de Ermenek’te. Bu iki kazada 319 insanımızı kaybettik.
Ancak kazalardan sonra kaybettiğimiz madencilerin yoksul ailelerini görünce daha büyük acılar yaşadık.
Evlatlarını, kocalarını, babalarını kaybeden; anne, baba, eş ve çocukların fakirlik fukaralık içinde olduğunu görmek hepimiz için bir ders oldu.
Ailelerin çoğu, ölen madencilerin, ekmek parasına muhtaç olduğu için, yeterli güvenlik bulunmayan maden ocaklarına girmek zorunda olduğunu anlattı.
Aslında canlı canlı mezara giriliyordu ve ölen madencilerin hepsi ve işverenler bunu biliyordu. Vahşi kapitalizm işte böyle bir şey!
Ermenek’te olan kazada kaybettiğimiz bir madencinin, ana ve babasının görüntü ve konuşmalarını unutmak, ömür boyu mümkün değil! Biliyorum ki, sizde böyle hissediyorsunuz.
Bu gün Türkiye’de 1(bir) lira ekmek parası bulamayan insanların yaşadığınıda, bu kazalar vesilesi ile bir kez daha öğrendik.
Hele vatanlarını savunmayarak Türkiye’ye kaçan Suriyelilere 4 milyar dolar harcayan hükümetin, Ermenek’te lastik ayakkabısı parçalanmış madencinin babasına 10 liralık yeni lastik ayakkabı göndermeside, vatandaşa karşı ayrı bir küstahlıktır.
Türkiye zenginleşmiştir iddiası, bu olaylarla bir yalan balonu olarak patlamıştır.
10.000 bin dolar milli gelir, bir çok şeyde olduğu gibi bir aldatmacadır.
Kağıt üzerinde böyle bir gelir varsa bile vatandaşın bu milli gelirden aldığı bir pay yoktur.Hepsi iktidarı destekleyen zenginler ile yeni yetme yandaşların cebine gitmiştir.
Türk Milletinin büyük çoğunluğu, fakirlik ve yoksulluk içindedir. Emeklisi, köylüsü, işçisi ve esnafı yapılan araştırmalara göre açlık ve yoksulluk sınırlarının altında yaşamaktadır.
Devletten aldığı sosyal yardımlarla hayata tutunmaya çalışanların sayısının, 30 milyona ulaştığından bahsedilmektedir. İktidar, bu 30 milyon kişiyi ellerinden yardımı almakla tehdit etmek gibi bir politika izlemektedir.
Fakirlik, yoksulluk ve açlık ile iktidara gidiş yolu arasında adeta bir köprü kurulmuştur. Al yardımı ver oyu! Yada biz iktidar olmazsak bu yardımları bulamazsınız gibi... Bunlar Türkiye’nin bugüne kadar hiç görmediği fakir halka yönelik faşist – diktatöryal yaklaşımlardır.
Kara iktidar döneminde, geçmiş dönem zenginleri daha çok kazanmış ve iktidar kendisine yandaş yeni zenginler yaratarak yükseldiği söylenilen milli geliri bunlar arasında paylaştırmıştır.
Dolar milyarderlerimizin sayısı Japonya’dan daha fazladır. Ama kimse ülkemizin, Japonya’dan daha ileri olduğunu ve gelir dağılımının adaletli yapıldığını iddia edemez.
Geliştik, büyüdük, zenginleştik iddiaları içi boş bir yalandan ibaret olup, Türk Milletinin çoğunluğunu kapsamamaktadır. Bana göre 60 milyon civarında insanımız, içinde bulunduğu sosyo – ekonomik koşullar nedeni ile gelecek endişesi taşımaktadır.
Yolsuzluk ekonomisi; Ermenek’te ki madencinin babasını, parçalanmış bir lastik ayakkabıya mahkum etmiştir. Ayrıca bizi yönetenlerin, Türk Milleti dışında hemde milletimize ait olan parayı her yere savurması; aklıma gizli bir Türk düşmanlığımı var düşüncesini getirmektedir.
Maden kazasında yitirdiğimiz madencinin anne babası iyi ki vardırda; gözlerimiz bir kez daha açılmıştır.
Hedefimiz; Türkiye’nin zenginliklerini fakir ve yoksul bırakılan Türk insanına adaletli olarak paylaştırmaktır. Sizinde amacınız boş lafla fakirlik satanlara hak ettikleri dersi vermek olsun... Bu zenginlik içinde yoksulluk, Türk Milletinin kaderi olamaz.